Dünyada ve ülkemizde genç ve orta yaş gruplarında ani ölümlerin arttığını görüyoruz. Önceden bilinen ölümcül bir hastalığı olmayan kişilerin beklenmedik bir anda ve kısa sürede hayatlarını kaybetmelerine ani ölüm deniliyor. Geçen haftalarda daha hayatının baharında İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmed Hamdi Furat hocamız 46 yaşında, Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşcı dostumuz 59 yaşında, ani ölümle vefat ettiler. Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı hocamız da rahmet-i Rahmâna kavuştu. Rabbim hepsine rahmet eylesin, mekânları cennet olsun.
Yazımızın başında da ifade ettiğimi gibi ani ölümler sadece ülkemizin değil, bütün dünyanın sorunu. Maalesef ani ölümlerin baş sebeplerinden birisi ani kalp krizleridir. Krizlerin çoğu hızlı bir zaman diliminde gerçekleşiyor. Ani ölüm sebepleri arasında kalbe bağlı ritim bozuklukları, pıhtı atması, beyin kanamaları, akciğer damar tıkanıklıkları, aort damarı yırtılması gibi sebepler gösteriliyor.
Ülkemizde kalple ilgili hastalıklar erkeklerde kadınlara göre 3-4 kat daha fazla seyrediyor ve ani ölümlere yol açıyor.
Bütün bu gelişmeler karşısında ne yapmalıyız?
Belli periyotlarda mutlaka kalp muayeneleri aksatılmamalı. Obeziteden uzak durulmalı, tütün mamulleri ve her türlü alkol kullanımından kaçınılmalı, günlük tempolu hareketler aksatılmamalıdır. Eğer hipertansiyon varsa, tedavisi için zamanında gerekli önlemler alınmalıdır. Sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda da azami dikkat gösterilmelidir. İnsan biraz da kendine doktor olmalıdır. Sağlığımızı koruma konusunda hassasiyet gösterilmeli, ihmalkârlıktan şiddetle kaçınılmalıdır.
Bütün dünyada ani ölüm nedenlerinin en büyük tetikleyicileri arasında covid-19 salgını ve bu salgını önlemede kullanılan aşıların etkilerinin varlığı üzerinde durulmaktadır. Covid-19 tedavisinde kullanılan aşıların etkileri konusunda ciddi çalışmalar yapılmalı ve ona göre acil eylem tedavi yöntemleri geliştirilmelidir. Bu hastalığı geçiren ve aşı olanların daha sonra en çok şikâyet konuları arasında tansiyon hastalıkları, kas ağrıları, hafıza kaybı, görme bozukluğu ve işitme kayıplarında artışlar gelmektedir.
Aradan zaman geçmesine rağmen hala Covid-19 salgınına neyin sebep olduğu ya da sebep olanlar ortaya çıkarılmadı/çıkarılamadı. Bu hastalık dünyada milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu. Covid-19 gibi salgın hastalıkların üretimi ve LGBT gibi çarpık cinsel bozuklukların teşvik edilmesinin arkasında dünya nüfusunu azaltma çabalarının olduğu söylenmektedir. Nesillerinin ruh ve beden sağlıklarını korumayı birinci ödev bilen ülkeler bu konularda kendi toplumlarında farkındalık bilinci geliştirmeli ve acil önlemler almalıdırlar.
Sonuç olarak, bizler kaza ve kadere iman etmenin imanımızın bir parçası olduğuna inanıyoruz. Yüce Allah her insan tekine belli bir yaşama süresi takdir ve tayin etmiştir. Hastalıkları yaratan Rabbimiz tedavi yöntemlerini de göstermiştir. Hiçbir kimse, bu dünyaya doğum tarihini bilerek gelmediği gibi ölüm tarihini de bilerek gitmeyecektir. Bize biçilen bir zaman süreci vardır. Esas olan bu süreci sağlıklı bir şekilde yaşamak için sağlığımızı koruyucu tedbirleri almak gerekir. Bizler fert ve toplum olarak her türlü salgın hastalıklara karşı tedbirli olmalıyız. Ani ölümlere davetiye çıkaran ritim bozuklukları gibi hastalıkların tedavisinde acele etmeliyiz. Tütün ve alkollü içecekler kullanmaktan kaçınmalıyız. Devlet de bu konuda tedbir almalıdır. Obezite hastalıklarına davetiye çıkaracak beslenme rejimimizi gözden geçirmeliyiz. Vatandaşın sağlık hizmetlerinden faydalanmasında azami titizliği göstermeliyiz. Kaygı ve stresli yaşama yol açacak her türlü sebeplerden uzak durmalıyız.
Tekrar Rabbim vefat eden hocalarımıza rahmet eylesin, yakınlarının başı sağ olsun.