Demokratik sistemin devamı, halk iradesinin yönetime yansıması ve terörle mücadele açısından çok önemli olduğunu düşündüğüm bir madde maalesef anayasa değişikliği metninden Anayasa Komisyonu aşamasında çıkarıldı.
Yedek milletvekilliği konusundan bahsediyorum.
Hata yapıldığını düşünüyorum. Milletvekillerinden gelen itiraz üzerine bu yönde bir karar alındığına inanıyorum. Ak Parti ve MHP yönetim kademelerinde böyle bir düşünce sadır olmuş olsaydı, meseleyi hiç gündeme getirmezlerdi.
Koalisyondaki sayın vekillerimizden bir kısmı ‘yedeklerinin’ bulunmasını kabullenemediler anlaşılan.
Oysa sistem açısından son derece önemliydi.
Birkaç açıdan konuyu değerlendirmekte yarar bulunmaktadır.
Birincisi, parti üst yönetimleri hataen listeye alınmış olan ve kati surette orada bulunmaması lazım gelen vekillere hiçbir surette dokunamıyorlar. Dönem sonuna kadar onlara sabretmek zorundalar. Onların şantaj, zorlama ve belki ihanetlerine karşı yapabilecekleri bir şey yok.
Bunun son derece tehlikeli bir durum olduğunu 17, 25 Aralık’tan sonra açıkça gördük. Bir kısım vekiller, kendilerine gösterilen müsamahaya ve vatandaşın verdiği oya ihanet ettiler. Fetö’nün dümen suyuna girdiler.
İkincisi, bir şekilde ölüm, istifa, milletvekili seçilme yeterliğini kaybetme gibi nedenlerle milletvekilliklerinde boşalma olması durumunda o koltuklar boş kalıyor. Belli durumlarda ise ara seçim yapılma zorunluluğu bulunuyor.
Bu da demokratik temsil açısından sakıncalı bir durum. Belli seçim çevrelerinin iradesi tam olarak Meclise ve dolayısıyla da Yasama organına yansımıyor. Oysa, o oyları veren ve iradelerini ortaya koyan toplum kesimlerini bundan mahrum etmenin hiçbir rasyonel ve tabii ki meşru gerekçesi yok.
Üçüncüsü, teröre boyuna kadar batan bir şahsın, sözgelimi FETÖ mensubiyeti kesinleşen bir vekilin, vekilliğini düşürmek özellikle iktidar partisi açısından neredeyse imkânsız. Bu durumda olanları meclisten gönderseniz siz kendiniz iktidarı kaybedeceksiniz.
Dördüncüsü, özellikle de önümüzdeki dönem açısından sıkıntılı bir durum milletvekillerinin bakan olamamaları durumunda kendi gösterecek. Hâlihazırdaki Anayasa Paketi bu haliyle kabul edilirse milletvekillerinin Bakanlık koltuğuna geçmesi durumunda milletvekillikleri düşecek. O durum da TBMM üye sayısında azalma anlamına gelecek.
İtirazcı milletvekilleri bilmeden, belki de bilerek, TBMM’den Bakan seçilmesi yolunun önünü kapatmış oldular. Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulunu teşkil ederken TBMM’den değil, dışarıdan yani milletvekili olmayanlar arasından seçimini yapacak.
Bu, bir taraftan Cumhurbaşkanının seçim yapabileceği havuzu küçültecek ve tercihlerini kısıtlayacak diğer taraftan da milletvekillerine o yolu kapatacak.
Nereden baksanız sorunlu yani…
Öte yandan ‘yedek üyelik’ Türk siyasi mekanizmasında zaten var olan bir durum. Belediye meclislerinde, İl Genel Meclislerinde mevcut üyelerin yedekleri seçim dönemlerinde belirleniyor. Bir şekilde kadrolarda boşalma durumunda yedekleri onların yerini ikame ediyorlar.
Buralarda sorunsuz işleyen, hatta karar vericileri ve ilgilileri rahatlatan bir uygulamadan TBMM söz konusu olduğunda sarf-ı nazar edilmesini anlamak mümkün değil.
Belediye meclisi üyesi, milletvekilliği veya başka bir görev için istifa ettiğinde kimse ‘nereye gidiyorsun, sana izin yok’ demiyor, çünkü yedeği onun yerini dolduracak. Bu ciddi şekilde hem ayrılana hem de kalana güven veriyor.
Yerine gelecek olan da çok büyük ihtimalle kendi partilerinden.
Milletvekillerinin bir kısmı muhtemelen yedeklerinin olamayacağına inanıyor. ‘Benim yerimi kim doldurabilir ki’ diyorlar.
Bir kısmı ise iyi niyetle, kendilerinin başına bir şey gelmesinden korkuyorlar. Olur da yedek vekil, kötü niyetle birilerini organize eder, kendi ayağını kaydırır diye düşünebilirler.
Bütün bunlar ihtimal dâhilinde…
Kanaatimce büyük bir fırsat kaçırılıyor. Hassaten de bugün ‘TBMM’de Fetö ile mücadele edilmiyor’, ‘ByLock’cu vekiller var’ gibi eleştirilerin yöneltildiği bir dönemde yedek vekillik daha da önemli hale geliyor(du).
Mevcut vekillerin içinde PKK terörü ile ilişkili olduğu düşünülen bir kısmı bugün cezaevlerinde. Pekâlâ, bütün partilerde Fetö’cü vekil bulunuyor olabilir.
Olmadığını kimse garanti edemez...
Yedek milletvekilliği mevzuu bir başka anayasa değişikliği paketine kaldı. Er veya geç kabul edilecektir.
Türkiye’nin ihtiyacı bu yönde çünkü...