Türkiye’yi durdurmak için her yolu deneyen şer odakları; Ortadoğu üzerinden terör aracılığı ile operasyon çekmeye çalışıyorlar. Jeopolitik konumumuz sebebi ile bizi bölmek ve parçalamak istiyorlar. Bu yüzden 50 yıldan beri bizi terörle karşı karşıya bıraktılar. Artık sivil halkın da hedefte olduğu terör olayları bizim gündemimiz oldu.
Terör saldırısının ne anlama geldiğini anlamak için ona açık destek veren ABD'nin Ortadoğu'da ne yaptığına bakmak gerekiyor. Amaç Balkanlar'daki gibi daha çok parçalanmış bir Ortadoğu ve İslam coğrafyası yaratmak.
Ortadoğu coğrafyasında yapılmak istenen dizaynda terör örgütleri temel unsur olarak kullanılıyor. Özellikle PKK, PYD ve DEAŞ ön plana çıkıyor. Özellikle ABD'nin terör örgütü PYD ve onun askeri kanadı YPG'ye ve FETÖ’ye verdiği destek birçok yerde kendini gösterdi. Bu durum NATO müttefikleri Türkiye ve ABD arasında zaman zaman sıkıntı yaşamamıza neden oldu.
PKK/PYD'nin ABD ve batı ülkelerinin hedef ve menfaatlerine hizmet ettiği aşikar. ABD ve Batı dünyasının bu durumu kendilerine göre gerekçelendiriyor. Batı dünyasının terör örgütü PKK'yı parlatmaya çalışarak, terör örgütüne silah ve mühimmat konusunda önemli yardımların yapıyor.
PKK'nın elinde ağır silahlar, tanklar ve roketler var ve bu silahlardan birçoğu ABD menşeli. İşte ABD ve Batı dünyası bu örgütleri bu şekilde hem himaye ettiler hem korudular hem fonladılar hem de bunlara eğitim verdiler.
Amerika’nın istediği aslında Kürtlere sonsuz destek sağlamak değil. Filistin gibi olmalarını istiyor. Aksi olsaydı, Türkiye'nin çözüm süreciyle hedeflediği Türk- Kürt ittifakına destek olurdu. PYD, PKK ve DEAŞ’ın mimarı ABD olduğu için, bölgede ölümü gösterip satmaya razı etme politikası uygulanıyor. Amerika her konuda dünyaya hükmetmek ve tek söz sahibi olmak istiyor.
100 yıl önce İngilizler nasıl bölgede çok sayıda suni devlet kurduysa, şimdi de ABD bölgeyi biraz daha parçalayıp bölerek kaosla yönetmek istiyor. Terörü ortaya çıkaran, besleyen ve yaşatan unsurları dikkate aldığımızda da, bu faktörlerin dış ve iç kaynaklı olduğunu görmek hiç zor değil.
Güçlü bir Türkiye'nin neler başarabileceğini çok iyi biliyorlar. İsteseler de istemeseler de biz bu işi başaracağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, terör örgütleri ve ekonomik manipülasyonlar üzerinden dayatılan senaryoyu kabul etmedik etmeyeceğiz.
Şer odaklarının oyun kurma güçleri olabilir ama bunu bizim gönül coğrafyamızda hayata geçirme şansları yok. olmayacakta Allah’ın izniyle...
Vatan, bayrak, bağımsızlık, ezan ve toprağa düşen tüm şehitlerimiz için terörle mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Çünkü biz bu coğrafyada tesadüfen toplanmadık.
Bizler aynı topraklarda, aynı bayrak altında ve aynı inanç için yollardır mücadele veriyoruz.
Biz yıllardır aynı inanç için mücadele eden, aynı topraklar üzerinde, aynı bayrağın altında hür yaşayan bir milletiz. Asırlardır aynı gönül dili ile aynı istikamete bakıyoruz. Bizi yıkacak bir fani güç yoktur.
Terör örgütlerinin psikolojik olarak dini, güvenlik bürokrasisi, eğitim ve ekonomi alanlarında nasıl yapılandığı ile örgüte karşı yürütülen hukuki, siyasi ve idari mücadeledeki yerlerini 17-25 Aralık Gezi olayları ve 15 Temmuz darbe girişimimde daha net gördük.
15 temmuz gecesi tüm dünyaya dosta ve düşmana kahramanca verilen mesaj vatanın bölünmezliği , demokrasinin ve milli iradenin egemenliğinin yansımasıydı . Yeniden tarih yazan halkımız ülkemizin bekâsı ve mevcudiyeti için hiç bir fedakarlıktan kaçmadığını göstermiştir . Ülkemizi bölmeye çalışan şer güçlerine bu milletin gerektiği zaman nasıl tek yürek olduğunu bir kez daha gösterdik . Yurtiçinde ve yurtdışında sırtını emperyalist güçlere dayayan tüm terör örgütlerinin kökünü taşıdığımız bu ruh ile kazıyacağız .
Unutmayalım ki ; bizi koruyan ve kollayan mazlumlarımız , gözü yaşlı analarımızın duâları var . Ümmetin hakkını savunan ve mazlumun yanında olan ; ekonomisiyle , sanayisiyle ve kültürel zenginlikleri ile büyük Türk Devleti'nin dünya üzerinde söz sahibi olmasını istemeyecekler . Ama şunu da biliyoruz ki boş durmayacaklar her türlü kumpası ve fitneyi denemeye devam edecekler .
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi; "Adı ne olursa olsun, terör örgütlerini adeta bir koçbaşı gibi kullanarak dayanma gücümüzü kırmaya çalışıyorlar. Bağımsız, güçlü ve müreffeh bir Türkiye yerine, iç sorunlarıyla boğuşan, terörden başını kaldıramayan, istikrarsız bir ülke istiyorlar. Bunun için de kendini kullandırtmaya hazır kim varsa, hangi örgüt varsa hepsini tedavüle sürdüler. Soruyorum; milletimizin birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin en güçlü zamanında hendekle, çukurla, bombayla hayatı insanlarımıza zehir edenleri başka kim harekete geçirmiş olabilir?
Milletin kendilerine siyaset için verdiği yetkiyi kullanmak yerine gidip terör baronlarına kapı kulu olanlar, bu ihanetlerine başka ne gerekçe gösterebilirler?
Haçlı zihniyeti 2023 yaklaştıkça daha çok kumpas ve oyun içinde olacaklar.
Çünkü buda bunların son şansı Türk Milleti yeniden şaha kalkıp dünyada yeniden mazlumların, mağdurların umudu olarak hükmünü varlığını yeniden sağlayacak ve hissettirecek Rabbimizin izniyle...
Allah yar ve yardımcımız olsun .