Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mithat Eser, “Mevlana’mızın tasavvufi yönü ön plandadır. Tasavvufsuz Mevlana olmaz. Ama eserlerini farsça vermiş aynı zamanda Fars Dili ve Edebiyatı açısından da çok önemlidir. Bir Müslüman Türk olarak Mevlana’nın eserlerinin Türkçeye çevrilmesi konusunda Türk Dili ve Edebiyatımızın da yeri yadırganamaz. Dolayısıyla bizim üç ayak diye tabir ettiğimiz tasavvuf hocalarımız, Fars Dili ve Edebiyatı hocalarımız ve Türk Dili ve Edebiyatı hocalarımızın özellikle Mevlana ve Mevlevilikle ilgili duayen hocalarımızın bugün burada olmasından dolayı son derece memnunuz. Oturumlarımız bu bağlamda düzenlenmiştir” dedi.
‘DOSTLUK HER İNANÇTA OLAN İNSANİ BİR DEĞERDİR’
Dostluğun bir dinin bir inancının olmadığını vurgu yapan Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, “ Bu sene Şeb-i Arus dönemlerinin ana teması dostluk vaktidir. İşte bizler de Selçuk Üniversitesi mensupları olarak sempozyumumuzun ana temasını Hazreti Mevlana ve Dostluk olarak belirledik. İki gün sürecek olan sempozyumumuzda katkı sunacak ilim adamlarımız Hazreti Mevlana’nın dostluk ile ilgili görüşlerini değişik açılardan dile getirecekler. Günümüzde her şeyin çıkar ve gösteriş ilişkileri üzerine oturduğu bir çağda en çok özlemini duyduğumuz değerlerimizden birisi de hasfi olmak ve samimi dostlukları kendi aramızda inşa etmektir. Dostluk her inançla ve kültürde var olan insani bir değerdir. İnsanlık tarihinde birçok düşünce adamı dostluk konusu üzerinde düşünceler ortaya koymuştur. Hazreti Mevlana yazdığı muhabbet eserlerinde dostlukla ilgili birçok konuya temas etmiş adeta 8 asır önceden bugünü görürcesine dostlukların zayıfladığı bir günde yeniden dostlukları ihyaya çağırmaktadır. Dost sevilen, kendisine güvenilen, yoldaş olunan, arkadaş olunan, gönüldaş gibi anlamlara gelir. Dostlarına yük olmadığı gibi aksine dostlarının yükünü paylaşır. Onların sorunlarıyla ilgilenir ve sorunu hafifletme yoluna gider” diye aktardı.
‘EN BÜYÜK DOST YÜCE ALLAH’TIR’
Hazreti Mevlana’nın en büyük dost olarak yüce Allah’ı gösterdiğini kaydeden Ramazan Altıntaş, “ Allah’a dost olanlar dost olmanın altını kuvvetli bir şekilde çizmektedir. Mevlana’ya göre dostluğun temelinde özveride bulunmak, kardeşlik, vefa, katlanma, bağış ve affetme gibi değerler vardır. Bunları gündelik ilişkileri taşımayanlarla dost olunamayacağını belirtmiştir. Hazreti Mevlana gerçek ve sahte dostlukların özelliklerini de şöyle ortaya koymuştur: Senin gamını, kederini hissetmeden, devrine uğramadan senden bir şey umana aldanma sakın. Aldatıyor seni, yalan söylüyor sana. Sevinç gününde bütün dünya senin dostundur. Lakin gam gecesi dost olanı kolay gösteremez kimse. Hazreti Mevlana’nın dostluk sınavının ölçüsü gam ve keder anıdır. Gerçek dost işte böyle kötü günlerde belli olur. İyi günler herkes senin dostun olur. Esas olan gam ve kederlerin yoğunlaştığı zor günlerde dostun olabilmek ve o dostun da senin dertlerini paylaşabilmektir. Yeniden dostluk vakti. Yapılması gereken gerçek dostları günümüzde çoğaltmaktır. Biz nasıl iyi gün dostu istiyorsak o dostları çoğaltmak için de emek harcamalı ve alın teri dökmeliyiz” ifadelerini kullandı.
‘İSLAM DÜŞMANLIĞIYLA MÜCADELE ETMELİYİZ’
Konuşmasında günümüzde yoğun olarak İslam düşmanlığının yaşandığına değinen Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ercan Uslu, “Halkın içinde belediyecilik hizmetleri yapıyoruz. Belediyeciliğin tanımı da mahalli müşterek ihtiyaçların giderilmesidir. Bu konuşulan konuda bütün insanlığın temel ihtiyaçları olduğu için her zaman aciliyet resmetmektedir. Bugün dünyada öğrenci kardeşlerimizin özellikle bu alana yönelmelerini istirham ederim. Çünkü dünyada giderek yayılan İslam düşmanlığına karşı tartışarak fazla yol alamıyoruz. İslam şehirlerinin büyük bir kısmının kandili sönmüş durumda. Bu bilgilerin, bu fikirlerin yaşandığı İslam, insanların mutluğu olduğu, ahireti aradığı dünyada da nasibini unutmadığı, bulunduğu halden razı olduğu şehirler göstermemiz gerekiyor. Biz de daha erdemli bir şehir olması açısından Konya’mız için kulların yapabileceği ölçüde gayret ediyoruz ama hakikaten buyrulan üç temel husustan ihsan boyutundan bugüne kadar ilahiyat fakültelerimiz, müftülüklerimiz, diyanet işleri başkanlığımız çok daha fazla bir dikkatle değinmeleri durumunda İslam’ın doğru olarak insanların kalplerine nüfus edecek şekilde anlatılabileceğini düşünüyorum. İslam düşmanlığıyla kalıcı bir mücadeleyi de bu yolla mümkün görüyorum” diye aktardı.
‘ALLAH’A DOST OLMAYILIZ’
Allah’a dost olunması gerektiğinin altını çizen Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Öge, “Dostluk dediğimiz şeyin altını beslemediğimizde kendisine özen göstermediğinizde oluşmaz diyor Rabbimiz. Bu özenin en güzel gösterilebileceği alan iyilik alanıdır. İyiliği öncelemektir, iyi olmaktır, iyilerle beraber olmaktır ve iyilikle beraber vefat edip haşr olmaktır. Dostluk Kur’an’ı Kerim’de rafi, veli, sahip gibi pek çok kavramla ifade edilir. Ama onlardan en çok kullanılan o veli kavramı belki içerisinde o sıcaklığı da barındırıyor. Allah’a dost olmayı ve dost olmayı barındırıyor. Sempozyuma bilgileriyle katkı sunacak tüm hocalarımıza teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerine yer verdi.
‘HEM DÜNYADA HEM AHİRETTE KALICI DOSTLUK TEMENNİ EDİYORUM’
Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah Eken ise “Hazreti Mevlana’nın belirttiği gibi yaşantısının ve fikir esasını oluşturan kök, Kur’an’ı Kerim ve peygamberimizin sünnetleridir. Dolayısıyla hazreti Mevlana’nın dostluk kavramını değerlendirirken bunları göz önüne almalıyız. Kur’an’ı Kerim’de dost ifadesiyle birlikte sırdaş olma ifadesi de geçiyor. Aynı zamanda bu ifadeyi Rabbimiz de kullanıyor. Hazreti İbrahim’e Ali’nin dostu diyor. Rabbimden hem dünyada hem de ahirette kalıcı dostluklar temenni ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı. Program İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş’un açılış konferansının ardından hediye takdimi ile son buldu.
• SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ