Konyaspor yönetiminin Fenerbahçe maçı öncesi Ömeroviç ile yolları ayırıp takımı Ali Çamdalı'na teslim etmesi çok büyük bir karardı. Ömer Korkmaz ve yönetimi büyük risk aldı, isabetli de bir karar verdi. Nitekim bu kararın ne kadar doğru olduğu takımın motivasyonundaki değişimle net görüldü. Koşmayan, mücadele etmeyen, sönük bir takım yerine, canını dişine takan bir takım ortaya çıkmış.
Fenerbahçe maçında bu durum çok net görüldü. Takımın havası değişmiş, futbolcular ateşlenmiş.
Futbolda bir deyim vardır ya; “kötü oynayabilirsin ama kötü mücadele edemezsin” diye. Evet, Konyaspor belki çok iyi oynayamadı ama çok iyi mücadele etti. Şampiyonluk yarışının kırılma maçında Fenerbahçe gibi bir takıma karşı nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı.
Ofansif anlamda harikalar ortaya koyulmasa da defansif anlamda çok az hatalar yapıldı.
Bu mücadelenin karşılığı da altın değerinde bir puan oldu.
ALİ ÇAMDALI İLK SINAVINDAN 100 ALDI
Ali Çamdalı ve ekibi takımı çok iyi hazırlamış. Değişikliklerden tutun da oyun içi performansa kadar olumsuz bir şey yoktu sahada.
Özellikle Boateng’in takıma monte edilmesi bence çok kritikti. Kısa sekanslarda yaptığı küçük bilek hareketleri beni çok etkiledi. Konyaspor’un elinde böyle bir futbolcu varmış da bizim niye haberimiz yokmuş…
Takımda doğru düzgün top yapacak adam yokken böyle bir Boateng bugüne kadar nasıl yedek bekletilmiş anlamıyorum doğrusu. Sırf bu Boateng mevzusu bile Ömeroviç’in gönderilme gerekçelerinden biri olmalıydı benim için.
Hatta el büyütüyorum, Ömeroviç takımın başında olsa muhtemelen Boateng yerine Cicaldau’yu oynatırdı, son dakikalarda topu tutamaz kesin gol yerdi Konyaspor…
Neyse ki Ali Çamdalı aynı hatayı yapmadı.
YA KENDİNİ ATSAYDIN YA DA İKİ ADIM GERİDE OLSAYDIN BE NDAO!
Maçta Konyaspor adına en az beğendiğim isim Sokol Cikalleshi oldu. Belki de ileride yalnız kaldığı için pek iş yapamadı.
Ama aynı şeyi Ndao için söyleyemeyeceğim. İyi mücadele etti, ceza sahası içinde Djiku’nun hamlesinde zıplamak yerine penaltıyı alsaydı maçın kahramanı olurdu, ofsayt pozisyonunda iki adım geride olsaydı yine maçın kahramanı olurdu.
Ah be Ndao ne vardı sanki iki adım daha geride olsaydın. Ah be Boateng, ne vardı iki adım daha ilerleyip ceza sahasına girince şut atsaydın.
Konyaspor, böyle kritik bir maçta üç puanı bile alabilirdi oysa…
MAÇIN ALTIN HAREKETİ
Maçta çok pozisyon yoktu ama bir aksiyon vardı ki benim çok hoşuma gitti.
Konyaspor’un ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golünde Nzonzi’nin yılların tecrübesiyle yan pası bacak arasından salarak arkasından gelen Boateng’e bıraktığı pozisyon çok klastı. Orada Konyaspor’dan herhangi bir futbolcu olsa topu alıp defansa çalım atmaya çalışır, pozisyonu öldürürdü. Tecrübe böyle bir şey işte…
Herkesi övüp kaleci Jakub Słowik’i unutacak değiliz. Polonyalı kaleci Konyaspor’u adeta ipten aldı. 7 şutta 7 kurtarış yaparak gecenin kahramanı oldu. Onu da tebrik ediyorum.
ŞEHİR PROTOKOLÜ ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI
Yazımın son kısmında da Konya protokolüne bir değinmem gerekiyor.
Hafta boyunca şehrin ileri gelenleri Konyaspor'a hep destek mesajları verdiler. Tam da beklediğimiz gibi büyük bir kenetlenme oluştu. Vali Vahdettin Özkan, Konya Milletvekilleri Latif Selvi, Av. Barış Bektaş ve Ünal Karaman, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, İl Emniyet Müdürü Mahmut Karabulut ve Konyaspor Taraftarı Tümosan Konyaspor’u ziyaret ederek moral verdi.
Konya protokolünü bu yaklaşımından dolayı takdir etmek gerekir.
Böyle bir kenetlenmenin sonucunda Konyaspor futbolcularının terlerinin son damlasına kadar sahada mücadele edeceği açıktı. Nitekim öyle de oldu.
Hem şehirdeki hem de Konyaspor’daki kenetlenme, Fenerbahçe maçında sahaya yansıdı.
Şimdi aynı kenetlenmenin Samsunspor maçında da ortaya koyulması şart. Konyaspor’un bu maçtan 3 puanla ayrılıp kendine yakışanı yapması lazım. Protokol üzerine düşeni yaptı, yönetim üzerine düşeni yaptı, takım üzerine düşeni yaptı, taraftarların da üzerine düşeni yapıp son düdüğe kadar destek vermek için mutlaka maça gitmesi gerekiyor.