Türkiye ile Almanya arasındaki kriz her geçen gün tırmanıyor. Türkiye Alevi-Sünni, Türk-Kürt ayrışmalarıyla Almanya’nın iç meselesi haline geldi.
Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkilerinde Almanya’nın en görünür olmasına rağmen; Avusturya, İspanya ve Hollanda gibi ülkelerde de gerilim bitmiyor. Türkiye Avrupa’da genel olarak ciddi soru işaretleri barındırıyor..
CHP ve HDP gibi siyasi partiler ile FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin yönlendirmesi ile hareket eden Almanya, Hollanda, Avusturya ve İspanya’nın başını çektiği AB ülkeleri, yüzyıllık anlaşmaları bile sekteye uğratacak şekilde aynı cephede yer alıyor.
FETÖ, Alman bürokrasinin yönlendiriyor, siyasileri Türkiye aleyhine kışkırtıyor.
Erdoğan düşmanlığının arkasına saklanan Avrupa Birliği üyelerinin korkusu, Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve küresel siyasi oyuncu olması.
FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerini barındıran Almanya, Türkiye’ye antidemokratik uygulamalarla saldırıyor.
Dev projelerle gücüne güç katan Türkiye, Almanya’nın açık hedefi haline geldi. 2018’de ilk etabı hizmete girecek olan İstanbul 3. Havalimanı, dünya hava taşımacılığında Frankfurt Havalimanı’nı adeta devre dışı bırakacak. İstanbul’un finans merkezi haline gelmesiyle Körfez sermayesi Almanya yerine Türkiye’yi tercih etmeye başladı.
Türkiye Almanya’yı da içinde bulunduran Avrupa’da, tarım ürünlerini üretimi ve ihracatında, beyaz eşya üretimi ve ihracatında, çimento ve ayakkabı üretimi ile ihracatında Avrupa birincisi. Plastik üretimi ve ihracatı ile demir-çelik üretim ve ihracatında da Avrupa ikincisi olan Türkiye otomotivde Avrupa altıncısı konumunda bulunuyor. Türkiye motorlu taşıtlar ihracatında ciddi bir ciroya ulaştı. Hyundai, Honda, Toyota v.b otomobil üreticileri üretim için Türkiye’yi seçiyor. Yerli otomobil ile Türkiye motorlu araç üretiminde üs olmaya aday. Gelişmeler Almanya’nın pazar payını daraltacak.Türkiye bu konumuyla Almanya’nın sanayide en büyük rakibi olma yolunda ilerliyor.
Almanya’nın Türkiye’ye yönelik düşmanlığının bir diğer nedeni de Türkiye’nin son yıllarda Afrika ülkelerinde yaptığı yatırımlar ile ekonomik, sosyal ve kültüler faaliyetler oluşturuyor. Almanya hükümetince kabul edilen ve Afrika’ya yönelik yeni açılım öngören strateji belgesinde, Afrika’da Çin, Hindistan ve Türkiye’nin rakip olarak görüyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan liderliğinde Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçilmesiyle Türkiye’nin daha da güçleneceğinden duyulan endişeleri de dikkatimizden kaçmıyor.
Avrupa kendi içindeki Müslüman kitlelerin harekete geçirilmesine karşı bir tutum içindedir. Müslümanları sevmiyorlar. Almanya Ortadoğu’da da etkin olmak istiyor. Yanı başımızdaki Irak ve Suriye yerle bir oldu. Yeniden imar edilecek bu iki ülkenin tekrar kurulması bölge siyaseti açısından da oldukça önemli. Türkiye’nin yaptığı büyük yatırımlar ve bu yatırımlarda Almanların pay almaması da rahatsızlık sebebi.
Almanya’nın bir süredir aşamadığı en önemli sorun Türklere yönelik kültür yozlaşması. Buna epey ağırlık verdiler. Çünkü beşinci jenerasyona ulaşıldı ama istenilen seviyede bir kayba uğramış Türk yok. Türklüğe sahip çıkıyor diye Erdoğan’dan rahatsızlar.
Türkiye’ye yönelik sistematik karalama kampanyası, Erdoğan karşıtlığı ve terör örgütlerine hamilik yapılması konularında Almanya liderliği elinde tutuyor. Cumhurbaşkanımızın adeta bir nefret unsuru haline getirilmesi ve topyekun Türkiyeye yönelik saldırıları gündemlerinden hiç ama hiç düşmüyor.
Bizim dinimiz kişilere en net ve geniş manada din ve vicdan hürriyeti tanımaktadır. Bu millet asla TERÖR'ün gündemine teslim olmayacak. Çünkü bu millet Allah'tan başka hiç bir gücün önünde eğilmez. Gücümüzü ve yapabileceklerimizi tüm dünyaya göstermeye devam edeceğiz .
İşte onun için her daim deriz ki;
BAŞARAMAYACAKSINIZ...