Selamün Aleyküm. Mevsim normallerinin üstünde olan hava sıcaklığı sebebiyle neredeyse kuraklık baş göstermek üzere.
Mayıs ayı yazın habercisi ve havaların ısındığı baharın son ayıdır. Fakat toprağın Suya aç olduğu şu dönemde yağmura hasret kaldık. Tabiri caizse biz aciz kulların hatalarından dolayı Mevla’mızın cezasıdır hak ettik. Virüs için dualara hatimlere başladığımız sıralarda büyük alimler zuhuratta daha büyük sıkıntıların gözüktüğünü kıtlık ve benzeri olayların yaşanacağını bu yüzden tövbe istiğfarın arttırılması gerektiğinden bahsettiler . İnsanoğlu başına musibet gelmeden önlemini pek almaz.
Köylülerin şu sıralar yağmur duasına çıkma vakti. Toprağa bir damla düşmesi için dua vakti. Bu konuyla alakalı çok güzel, okunup ibret alınması gereken bir hikayeyi sizlerle paylaşıyorum;
Yine kurak geçen bir mevsimde köylüler toplanmış yağmur duasına çıkmışlar. Küsler barışmış, hacet namazları kılınmış, kısacası gerekenler yerine getirilmiş, yağmur duasını yapmışlar ve dönmüşler.
Aradan bir kaç gün geçmesine rağmen yağmur yağmamış. Bu arada köye Allah dostu diye bildikleri birisi gelmiş. Durumu ona anlatmışlar, bir de kendisinin öncülüğünde yağmur duasına çıkılmasını istemişler.
Allah dostu yağmur duasından önce köydeki bütün hanelerin gezip görülmesini istemiş, ileri gelenlerle birlikte ev ev dolaşıp herkesin halini hatırını sormaya başlamışlar. Nihayet yıkık dökük bir evin kapısını çaldıklarında bir kadın ve yanında iki kız çocuğu açmış kapıyı.
Onların da hal hatırını sormuşlar. Kadın kocasının genç yaşta öldüğünü, iki kızıyla birlikte çatısız yıkık dökük bu evde kaldıklarını söylemiş.
Allah dostu, kız çocuklarından birisine sormuş; ‘Söyle bakalım sen hiç dua eder misin?’ küçük kız tabi ederim deyince bu defa Allah dostu nasıl ettiğini sormuş.
Küçük kız yıkık çatıyı göstererek ‘Allah'ım ne olur yağmur yağdırma’ diye dua ederim demiş.
İkinci kız çocuğuna da aynı soruyu sormuş, o da yırtık ayakkabılarını göstererek ben de aynı şekilde ‘Allah'ım ne olur yağmur yağdırma’ diye dua ederim demiş.
Diyorum ki bizde Allah'tan yağmur istemeden evvel şöyle bir dolaşsak etrafımıza baksak yağmur ve kar yağmasın diye dua edenler var mı?
Onları bulup ihtiyaçlarını karşılamak için çaba göstersek öyle ya Rabbim önceliği onların duasına yer veriyor olmalı. Onları bulsak da kendilerinden bu şekilde Allah'ım ne olur yağmur yağdırma, kar yağdırma diye dua etmemelerini istesek bunun için gönüllerini hoş etsek…
Hem kendimiz hem de onların menfaati için. Dualarını yapan mazlum kimsesizler ve yoksulların dualarına ortak olma en güzeli olsa gerek.
Şu güzel Ayeti Kerime ile yazımızı noktalayalım; Şimdi siz içmekte olduğunuz suyu gördünüz mü? Onu sizler mi buluttan indiriyorsunuz? Yoksa indiren Biz miyiz? Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık. Şükretmeniz gerekmez mi? (Vakıa Suresi, 68-70.)
Allah’a emanet olun.