Dünyada uygulanan ekonomik sistemin adı; liberal mi serbest piyasa mı, küresel ekonomi mi her ne zıkkımsa belli bir mutlu azınlığı ihya eden, fakir-fukarayı imha eden bir sistemdir benim gözümde bunun adı. Aldıkları her kararda paraya para demezlerken dar ve orta gelirli insan biraz daha geri geri gidiyor. Bu yöntemle paranı pul ettikleri yetmediği gibi ekonomik bir girdaba sürüklüyorlar ülkeleri. Durduğu yerden senin paranı eritiyorlar. Tüm bu işlemleri yaparken taş atıp elleri de yorulmuyor, zaten terleme yok. Kah faizle oynuyorlar, kah döviz kuruyla, kah borsayla. Olmadı gerilim siyaseti izliyor, kriz çıkarıyorlar. Öksürseler de onlar kazanıyor, tıksırsalar da. Olan, elinin emeğiyle bu dünyada namerde muhtaç olmadan geçim mücadelesi veren elleri nasırlı emekçilere oluyor. Anladım ki bu dünyada alın teriyle kazanmaya yer yok. Alın teriyle kazanılan para insana hayatı dar ediyor. Kazanacaksan, bey gibi yaşayacaksan paradan para kazanacaksın. Çünkü halihazırda geçer akçe bu.
Adını bilmediğim, öğrenmek de istemediğim günümüz ekonomisinin adı olsa olsa zulüm ekonomisidir. Başka da isim aramaya gerek yok zaten. Necip Fazıl’ın “Bir kişiye dokuz, dokuz kişiye bir pul” dediği bu olsa gerek. Sen, enflasyonla mücadele edeceğim, faizi düşüreceğim, toplumda sosyal adalet dengesini sağlayacağım diye adına bütçe disiplini dediğin kamu mali yönetimini dokuz doğurarak uygulamaya koy, enflasyon canavarını azdırmayacağım diye kılı kırk yar, kimseye bir şey verme. Paraya yön veren birkaç mutlu azınlık bir kalem oynatsın, senin bütçe disiplinini yok etsin. Olacak şey değil. Lanet olsun modern dünyanın bulduğu bu ekonomik sisteme! Zaten “Allah ve Rasülüne savaş açmak” olan bu haksız kazanç sistemi insanlığa dünyayı dar etmekten, zulmetmekten ve mağdur üretmekten başka ne işe yarar?
Ülkeler hangi ekonomik sistemi uygularlarsa uygulasınlar, hepsinin görevi para musluğunun başında olanların cebini doldurma görevini ifa etmektir. Kim dişinden, tırnağından ne artırıyorsa üzerine borçlanarak bu paragözlere çalışıyor. Paraya tapan ve para için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen bu kapitalistler, bugüne kadar kazandıklarını tıka basa yeseler, bir eli yağda diğeri balda dünyayı gezseler, elde ettikleri paraları; harca harca bitiremedikleri gibi milyon göbek sonra gelecek soy ve sopunu da besler. Çünkü milletin ve ülkelerin kaşıkla biriktirdiklerini bunlar bizden kepçeyle almaya devam ediyorlar. Maalesef ne mideleri doyuyor, ne de gözleri. Geberip gittikleri zaman toprak da doyurmuyor bunları. Nasılsa bayrağı, yetiştirdikleri yetmeleri devralıyor.
Üretime dayanmayan sıcak para ekonomisinin dünyaya dayattığı sistem, zulümdür maalesef! Dünya üretmeden tüketmeye teşne oldukça bu zulüm düzeni bu şekilde devam edecek. Bu durum okumuş insanların dünyaya armağanıdır. Aslında bir yeri yeniden keşfetmeye gerek yok. En iyi ekonomik sistem anam babamın eskiden uyguladığı “Ayağına yorganına göre uzat” sistemidir. Bundan ötesi bize eziyet ve çile vermekten başka bir işe yaramaz. Bir devlet “Üretmeden tüketme!” modeline geçmedikçe bu zulüm ekonomisi artarak devam edecek, nice canları yok edecektir.
Dünya ne yapıp ne edip döviz, faiz, borsa sarmalından kurtulmalı. Zira bu üçlü saç ayağı üçkâğıt ekonomisidir.