İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılar, savaştan Filistin direnişinin zaferle çıkması ve Ramazan’ın 28’inden bu yana yaşananlar birçok algıyı yerle bir etti.
Gerçeklerin görülmesine engel olan algıların yıkılması, haklı ve haksızın tespiti, zalim ve mazlumun ortaya çıkması için oldukça önemli.
Çünkü İsrail asılsız algı operasyonlarından ve sistematik bir şekilde propagandası yapılmış kurgulardan büyük destek alıyor.
Örneğin, dünya kamuoyuna ve özellikle de Batı toplumlarına Filistin topraklarında sanki hiç işgal yokmuş ve direniş grupları masum sivilleri hedef alan terör örgütleriymiş gibi bir tablo sunuyor.
Oysa Filistin’de işgal olduğuna dair Birleşmiş Milletler (BM) kararları var ve uluslararası hukuk işgale karşı silahlı direnişi meşru kabul ediyor.
Yine uluslararası hukuka ve sözleşmelere göre işgalcilerin bir takım yükümlülükleri var.
Öyle her istediklerini yapamazlar.
İsrail’in Şeyh Cerrah Mahallesi’nde yapmak istediği gibi, vatanlarını işgal ettikleri insanların kişisel mallarına ve mülklerine el koyamazlar.
Fakat Siyonistler sahip oldukları lobi ve medya gücüne dayanarak gerçekleştirdikleri algı operasyonlarıyla tüm bu gerçeklerin üzerini örtmeyi başarıyorlar.
ABD'li düşünür Noam Chomsky’nin bir Filistinlinin ağzından dile getirdiği şu sözler İsrail’in oluşturduğu algıyı çok güzel özetler:
“Siz suyumu alıyorsunuz, zeytin ağaçlarımı yakıyorsunuz, evimi yıkıyorsunuz, işimi alıyorsunuz, toprağımı çalıyorsunuz, babamı hapsediyorsunuz, annemi öldürüyorsunuz, ülkemi bombalıyorsunuz, hepimizi aç bırakıyorsunuz, hepimizi aşağılıyorsunuz ama roket attım diye ben suçlanıyorum.”
Zulmederken mazlum pozlarına giren İsrail’in oluşturmaya çalıştığı algı Kudüs’ün Kılıcı Savaşı sırasında ciddi darbe yedi.
Bedel ödemeyi göze alarak Filistin halkına destek veren ünlüler ve İsrail yanlısı sosyal paylaşım sitelerinin sansürüne rağmen yılmadan içerik üreten aktivistler işgalcilerin vahşetini dünyaya duyurdu.
Mısırlı Eman Askar’ın 98 saniyede Filistin’deki işgalin tarihini özetlediği İngilizce video birçok dile tercüme edildi ve milyonlarca kişi tarafından izlendi.
İngiltere’de, Kanada’da, Fransa’da, İspanya’da ve dünyanın birçok ülkesinde İsrail işgalini protesto ve Filistin halkının haklı davasına destek için düzenlenen gösteriler, kara propagandayla oluşturulan algının yıkılışının göstergesi.
İşin ilginç yanı şu ki, işgalciler de bazen farkında olmadan gerçeklerin ortaya çıkmasına katkıda bulunuyorlar.
Filistinli bir ailenin evini işgal eden Yahudi yerleşimcinin “Sen benim evimi çalıyorsun” diyen kadına “Ben gitsem de sen geri dönemeyeceksin. Eğer ben çalmasam başkası gelip çalacak” dediği videoyu yine milyonlarca kişi izledi.
İsrail’in işgal altındaki topraklarda yaptığı gasp ve hırsızlığı herhalde Yahudi yerleşimci Yakub’un söylediklerinden daha iyi hiçbir şey anlatamaz.
Filistin direnişinin zaferi, işgal ordusunun “yenilmez” ve Demir Kubbe hava savunma sisteminin “aşılmaz” olduğu algısını da darmadağın etti.
İzzeddin el-Kassam Tugayları, işgal güçlerinin gerçekte “kâğıttan kaplan” olduğunu gösterdi.
Amerika’nın ve Avrupa ülkelerinin insan haklarına ve basın özgürlüğüne saygılı olduklarının zannedilmesi gibi birçok algı da yine iki haftadan daha kısa sürede büyük oranda yıkıldı.