Aksa Tufanı Operasyonu

Prof. Dr. Önder Kutlu

Son 50 yılı zulüm ve baskı altında geçiren masum ve mazlum Filistin halkı yeni bir intifada başlattı.

Gazze’den fırlatılan ve yüksek teknoloji ürünü olmayan binlerce füzeyle İsrail’e karşı topyekûn bir saldırının fitilini ateşlediler.

Kara, hava ve denizden gerçekleştirilen saldırılara karşı en mükemmel istihbarat örgütü olduğu iddia edilen MOSSAD ve İsrail ordusunu uykusunda yakaladı. Aciz kaldı.

Dünyanın en büyük açık hava hapishanesi durumundaki Gazze büyük bir sınav vermeye başladı. Bu terör devleti Siyonist İsrail’in de sınavı.

İnsan yerine koymadıkları Filistin halkı çok kötü şartlarda yaşıyor olsalar, en temel sağlık ve beslenme gereklerini yerine getiremeseler de ciddi bir korku oluşturmayı başardılar İsrail üzerinde.

Siyonist lider Netanyahu bu ‘bir çarpışma ya da operasyon değil, savaş şartlarındayız’ demek zorunda kaldı.

Savaş devletler arasında olacağına göre, üstü kapalı olarak Filistin’in devlet olduğunu da ikrar etmiş olma pahasına.

Küresel medya yine bilindik tavırlarını tekrarlıyor. Filistin’li güçlerin insan hakkı ihlalleri yaptıkları, egemen bir devlet olan İsrail’de haksız operasyonlar yürüttüklerini söylüyor.

Unutmayalım ki İsrail bir güvenlik devletidir. Tüm kadınlar, tüm erkekler askerdir. Evler orta yollu bir polis karakolundan daha fazla cephane ve silahla doludur.

O nedenler haberlerde boy gösteren kadınlar, sivil kıyafet giyseler de aynı zamanda asker. Erkekler hangi askeri eğitimi almışlarsa onlar da aynı eğitimi alıyorlar.

Filistin meselesi bir turnusol kağıdı. İnsanların tavırları kişilik özelliklerini ve karakterlerini de gösteriyor.

Köşeye sıkıştırılan, dört tarafları abluka altında olan, terör devletinin istediği anda istediği katliamları yapabildiği, istediği kişileri öldürebildiği bir toprak parçasında yaşayanlar daha fazla dayanamadılar.

Bir Yahudi için tüm Filistin halkını katletmeyi itikatlarının bir gereği olarak gören bir topluma karşı nasıl bir mücadele verilebilir?

Dünyanın egemen güçlerinin koruma kollama altına aldıkları şımarık bir topluluğa karşı ne yapabilirler?

Medyanın sadece üç maymunu oynamadığı, aynı zamanda farklı görüşlere hiçbir şekilde hoşgörü bile göstermeyerek, sansürlediği bir dönemde nefis müdafaası yapan insanlar, terörist muamelesi görürken nasıl hareket edebilirler?

Hayatları zulüm ve baskıyla geçmiş, yarına dönük beklentisi olmayan insanların mücadeleleri ne şekilde olabilir?

Soruları çoğaltmak mümkün…

İnsanlar şu soruyu soruyorlar: Aksa Tufanı Filistinlileri arzuladıkları hürriyete kavuşturacak mı? Tam sulh olmasa da durumlarında küçük de olsa bir iyileştirme sağlayabilir mi?

Cevap evet ise mesele yok. Eğer kötüleşme olacaksa ve daha fazla masum insanın kanına girilecekse bu intihar demek.

‘Yapmayın’ dememiz gerekiyor.

Operasyon İsrail ordusunun dokunulamaz olmadığını da gösterdi. Sınırları tarumar edildi. Yaptıkları duvarlar kurtarmadı kendilerini.

Karabağ’daki gelişmeler, Suriye’de yürütmüş olduğumuz operasyonlar ve farklı bölgelerdeki çatışmaların bir biçimde çözülmeye başladığı bugünlerde Filistin halkı kendine bir alan açmak istiyor.

Ciddi bir strateji ve taktik bilgisiyle yönlendirildiklerini gördüğümüz başta HAMAS ve Kassam Tugayları olmak üzere tüm Filistinli askeri grupların birleştiğini görmemiz olayın bu kez, öncekilerden farklı olabileceğini ima ediyor.

Arkasında Rusya desteği olabileceğini düşündüren emareler mevcut. İsrail’in düşmesi ABD’nin bölgeden ilgisini çekmesi için bir vesile olur.

İsrail devletine ve kontrol ettiği toprağa pamuk ipliğiyle bağlı insanlar bölgeyi terk etseler, İsrail’in terör devleti olma özelliği törpülense, Siyonistler hak ettikleri dersi alsalar ve Filistin halkı özgürleşse, inanın tüm bölge tertemiz olur.

Dualarımız masum Filistin halkı için …