Türkiye’ye adaleti, kalkınmayı, kendine güveni getiren, 11 yılda yüz yılda yapılamayanı yapan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kuruluş günüde elbette bunları yazmak istemezdim. Kötü para iyi parayı kovarmış ya, işte o hesap kötü gündemde iyi gündemi kovuyor.
Sisi firavunu katliama yapıyor, dün bu yazıyı yazdığım saatlerde 2500 civarında Müslüman’ın Mısır’da katledildiğine dair iç acıtıcı, yakıcı, yıkıcı haberler geliyordu.
Kahire, İskender kan kokuyor. Adeviyye Meydanı kan kokuyor, Nahda Meydanı kan kokuyor, binlerce yıl sonra yine Firavun Rabbimize isyan ediyor ve insan öldürerek, kan içerek güç olacağını zannediyor.
Yine Musa Bekliyor Mısır, yine Kızıldeniz parçalanacağı günün hasretiyle çırpınıyor…
Elbette biliyorum bugün bunları yazmamalıydım, Türkiye’de AK Partinin imar ettiği Türkiye destanını yazmalıydım, olmadı… Olamadı…
Belki de bir ilahi mesajdır bu bilmiyorum, bize “sizler ey Türkiye’deki Müslümanlar, Ey Türkiye siz huzurlu olsanız, rahat hastanelere gitseniz, rahat yollarda seyahat etseniz, sizi yönetecekleri seçimlerle iş başına getirseniz de bu dünyadaki Müslümanların halini değiştiremeden huzura eremezsiniz” deniyordur.
Acı bir çığ oldu üzerimize yıkılıyor, bizim bir hamlemize Siyonistler yüz hamleyle karşılık veriyor. Şeytana tapıyor bugün insanlık adeta, ne kadar kolay öldürüyorlar Müslümanları…
Hani meydanlar ne diyorsa oydu? Hani Ukrayna’da, Romanya’da, Rusya’da, Gürcistan’da meydanlar ne diyorsa yönetim onu yapardı, hani adına Arap Baharı denen zemheride meydanların sesine kulak verilmişti?
Hani gezici eşkıyalar meydanlarda oldukları için meydanlar dinlenmeliydi ve demokraside sadece sandık demek değildi? Hani Mursi meydanlar istemedi diye indiriliyordu.
Nerede ise iki aydır Mısır’da meydanlar cuntayı istemiyoruz diyor. Ne yazık ki meydanlar şimdi büyük şeytan Amerika’nın çıkarlarına uymuyor, kara engerek şeytanı İsrail’in çıkarlarına uymuyor. Müslüman düşmanı faşist Avrupa’nın çıkarlarına uymuyor…
Büyük Şeytan Amerikanın kuklası Suudi Arabistan Kralının çıkarlarına uymuyor. Meydandakiler Müslüman olunca İran, ABD, Avrupa, Rusya, Suudi Arabistan, İsrail nasıl birlikte hareket etmeye başlayıverdi.
Küfür bir millettir…
Meydanları dinliyoruz diyerek yönetimler değiştiren Büyük Şeytan Amerika meydandaki Müslümanları İsrail’inde desteği ile katleden cuntacı firavun Sisi’yi göstermelik olsa bile kınama ihtiyacı duymuyor.
Demokrasi savunucusu Büyük Şeytan ABD, Faşist Avrupa kıs kıs gülerek Müslüman katliamını izliyorlar…
Belki AK Parti’nin kuruluş gününde bunları boşuna konuşmuyoruz.
Bugün Türkiye’nin kendisini imar etmek ile gücünü sınırlı tutmaması gerekiyor. Eğer bu çağda bir mehdi (kurtarıcı) varsa demek ki o genel olarak Türkiye’dir. Türkiye kendini kurtarmalı ve dünyadaki bütün ezilen, hor görülen, kanları emilen mazlum hakları da kurtarmalıdır. Bunun için en az Büyük Şeytan kadar güçlü olmalı hatta bir büyük şeytanla değil, birkaç büyük şeytanla başa çıkacak duruma gelmelidir.
AK Parti’nin Türkiye’de oluşturduğu değişimi dünyada da gerçekleştirmesi elzemdir. Teknoloji ise teknoloji, medya ise medya, sinema ise sinema, silah ise silah…
Bu çağda ne ile ve ne şekilde zalimler yenilecekse o şartlara uygun hale gelmesi için Türkiye mücadele etmeli ve Allah’ın izni ile de bunu başarmalıdır.
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Dış İşleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu, devletimizi yöneten diğer değerlerimiz ne yapıp etmeli, mutlaka Türkiye’nin boş işlerle uğraşmasının önüne geçerek Yeniden Büyük Türkiye’nin kuruluşunu sağlamalıdırlar…
Türkiye’nin başka çıkar yolu yok ama dünyanın da başka çıkar yolu yok…
Müslümanlar, cemaatler, camialar, partilileri, partisizler, dernekleri, vakıflar, marjinaller, radikaller, enteller danteller hiç fark etmez, namazını kılan kılmayan hiç fark etmez, kendine Müslüman diyen, Rabbimiz Allah’a iman eden, Peygamberimiz Muhammet Mustafa (SAV) iman eden, kıblesini Kâbe gören bütün Müslümanlar:
Evet, size sesleniyorum, bugün kardeş olduğunuzun farkına varma günüdür, bugün içimizdeki firavunları denize dökme günüdür, bugün putları devirme günüdür, bugün münafıkların etkisinden kurtulup bir birimizi sevme günüdür.
Eğer bunu başaramazsak kaybolup gideceğiz, kardeşlerimiz öldürülecek biz seyredeceğiz, Müslüman kadınlar tecavüze uğrayacak, bizim ruhumuzu şeytan iğfal edecek, Müslümanların çocukları diri diri yakılacak ve bizler dizi izliyor olacağız…
Allah hepimize akıl fikir, feraset, ihsan, hidayet versin…
Mısır’daki kardeşlerimize ve dünyada ezilen bütün Müslüman kardeşlerimize Rabbimiz yardım etsin…
Şu anda duadan başka elimizden hiçbir şey gelmiyor, yazık…