Geçtiğimiz hafta sonu yapılan Kongre ile iktidar partisi, genel karar organında önemli değişiklikler yaptı. Seçim hükümeti olmasına rağmen ‘iktidar partisi’ dedim, çünkü hükümet o kurdu. Diğer partiler kurumsal anlamda hükümete mühürlerini vuramadılar. Belki de vurmak istemediler.
Her neyse…
Kongre ve yöntemle ilgili kamuoyunda çok farklı değerlendirmeler yapıldı. Olumlu bulduğunu söyleyenler olduğu, çok ağır eleştiriler yöneltenler de oldu. Bizim de kendimize göre bir değerlendirmemiz var.
MKYK, parti açısından birinci derecede önemli birim. Önceki yıllarda orada başarıyla görev yapan ve toplumun çok yakından tanıdığı kişilerin liste dışı kalmalarına farklı yaklaşılabilir. Mesela Yasin Aktay, Hasibe Özlem Çepni ve Mazhar Bağlı gibi hem entelektüel anlamda hem de eylem insanı olma açısından kayda değer çalışmalar yürüten ve toplumun sahiplendiği insanların yer almaması eleştirildi. Ben de yadırgadım.
Öte yandan, yedekte bile olsa Konya kamuoyunun yakından tanıyıp, sevdiği Ahmet Sorgun gibi kişilerin yer bulmaları toplum nazarında tasvip gördü.
Entrikacı, halka itici gelen tiplere yer verildiği vakit, bu parti politikalarına da yansıyacağı düşünülüyor. O nedenle dikkatle değerlendirilmesi gereken bir görev.
Bu pozisyonların hak ettiğinden fazla abartılmasına da gerek yok. Geçtiğimiz dönemlerde, belki ta başından itibaren MKYK üyeliği yapıp da milletvekili olamayan insanlar oldu. MKYK üyeliği Cumhurbaşkanı itibar ettiği vakit, Başbakan lütfettiği zaman değer ifade eden bir görev.
İnsanlara itibar edilmesi için illa da MKYK üyesi olmalarında da gerek yok. Burada görev yapmadığı halde kendilerine görev tevdi edilen insanlar da yok değil.
Bu MKYK da o şekilde değerlendirilmelidir. Uzaktan sesi hoş gelen davullar, yakına alındığı vakit o kıvamda ses üretemeyebilirler. Herkes bir şekilde test ediliyor sonuçta.
Ayrıca MKYK üyesi olduğu halde milletvekili listesine alınmayanlar da var. Cumhurbaşkanı ve başbakan bu kadroları ‘hizmet yeri’ olarak değerlendirdiği için, pekâlâ bu kişileri milletvekili listesine almayabiliyorlar.
Bu MKYK’nın milletvekili listelerinin şekillenmesinde ne kadar belirleyici olacağı tartışmaya açık bir mevzu. Henüz bilmiyoruz. Ama anlıyoruz ki, Cumhurbaşkanı gene başat aktör olacak. Zira MKYK listesi onun eseri. Başbakan sadece Konya’dan katılanlarda belirleyici olmuş.
Diğer illerde Cumhurbaşkanı’nın damgasını açıkça hissetmemek mümkün değil. Bu şaşırtıcı da değil. Zira geçen yıl, başbakanlık görevi tevdi edileceğinde, genel başkanlık görevi bırakılacağında Ak Parti çok net bir mesaj vermişti: Biz lider aramıyoruz, sadece genel başkan ve başbakan arıyoruz.
Anlaşılan o ki, Davutoğlu’na bırakılsaydı o diğer şehirlerden çok farklı bir liste ortaya koyardı. Başbakanının ‘has adamları’ kadro dışı kalmış. Kadroya girenler Konya kontenjanından. Onlara da Erdoğan karışmak istememiş.
Ayrıca, Konya’dan MKYK’ya girenlerin sayısında artış seçimlerde Davutoğlu’nun İstanbul’a kayabileceğine de delalet edebilir…
Cumhurbaşkanı sürece aktif bir biçimde müdahale ediyor. Adeta bir orkestra şefi gibi, MKYK üyelerinin belirlenmesinde, milletvekili listelerinin şekillenmesinde son derece duyarlı ve etkili.
Millet bunu kabullenmiş durumda. Geçtiğimiz hafta yapılan bir anket Cumhurbaşkanının oyunun arttığını gösteriyor. Her şeye rağmen Cumhurbaşkanına % 53 destek var.
Ak Parti oylarındaki düşmeyi zaten 7 Haziran’da gördük. Düşmedi denemez. Hele birde son günlerde hepimizi üzen ve kızdıran terör olaylarını ekleyince 1 Kasım seçim sonuçlarını kestirmek mümkün olmaz.
O yönde değerlendirme yapabilmek için milletvekili listelerini de görmek lazım. Ak Parti gene MHP’li adaylarla, toplumsal duyarlıklarımızı anlamayan ‘diplomalı cahillerle’ giderse işi zor.
Benim görüştüğüm, temas kurduğum kamuoyu önderleri öyle söylüyor. Kendilerine parti merkezinde çok önemli görevler verilse de, verilmese de bu konuda hassasiyet gerekiyor.
Özellikle toplumu kucaklayabilecek, ırkçı (hem Türkçü hem de Kürtçü) olmayan insanlar listelerde yer bulabilirse Ak Parti kazanır.
Yoksa kimsenin oyu garanti olmadığı gibi henüz hiç kimse açısından hiçbir şey de bitmiş değil.
İzlemeye devam ediyoruz…