Şiddet, bireyin bedenen ya da ruhen zarar görmesine, yaralanmasına ya da sakat kalmasına sebep olan bireysel ve toplu hareketler şeklinde tanımlanır. Şiddetin farklı biçimleri ve türleri vardır. Yerine göre şiddetin öznesi, kadın, erkek, çocuk ya da hayvanlar olabilir. Bizim kültürümüzde şiddet, zulüm kavramıyla da ifade edilir. Zulüm, adaletin zıddıdır. Adalet, her hak sahibine hakkını verme ve her şeyi yerli yerine koymadır. Zulmü erkek kadına karşı işlerse kadına şiddet, kadın erkeğe karşı işlerse erkeğe şiddet olur. Çocuğa, komşuya, idaresi altındaki çalışanlara da şiddet uygulanabilir. Çalışanlara uygulanan şiddete mobbing denilir. Onun için dinimizde her türlü şiddet yasaklanmıştır.
Günümüzde şiddet denilince, kadına karşı uygulanan kötü muamele akla gelmektedir. Şiddetin, sözel, fiziksel, psikolojik, cinsel, sosyal, iktisadi vb. gibi alanlarla ilişkili boyutları vardır.
Aile içi huzursuzluğun sebepleri arasında şiddet olgusu yer alır. Bu konuda da bizim takip etmemiz gereken model, Hz. Peygamber olmalıdır. O, hiçbir zaman, eşlerine karşı ne şiddet içerikli bir söz söylemiş ve ne de fiziksel anlamda şiddet uygulamıştır. Böyle yapan kimselere: “Hanımlarınızla iyi geçinin” (Nisa 4/19) ayetini hatırlatmış, kendisi de: “Mü’minlerin iman bakımından en mükemmeli, huyu en iyi olanıdır. Sizin en hayırlınız da hanımlarına karşı en hayırlı olanınızdır” (Tirmizi “Rada” 11); bir başka rivayette ise: “ Hanımlarını döven kimseler, sizin hayırlınız değildir” (Ebu Davud “Nikah” 42) uyarısında bulunmuşlardır.
Aile hayatında eşler arasında zaman zaman baş gösterebilecek kırgınlıklar olabilir. Sorun, şiddet yerine; sabır, sevgi ve karşılıklı anlayışla barış içinde çözüme kavuşturulmalıdır. Bu konuda Kur’an’ın çözüm tarzı şöyledir: “Ey inananlar! Kadınlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmıyorsanız, hoşlanmadığınız bir şeyi Allah çok hayırlı kılmış olabilir.” (Nisa 4/19). Dolayısıyla, eşler arasında çıkabilecek uyuşmazlık ve dargınlıklar, ailelerin en yakınlarından oluşan bir hakem heyetiyle de çözüme kavuşturulabilir. Bkz. (Nisa 4/35). Bütün bu yollar denenmeli, eğer anlaşmazlık çözümü zorlayacak boyutlara ulaşmışsa o zaman hukuk devreye girmelidir. Çünkü şiddet, insanlık dışıdır ve insanlık suçudur.. Her türlüsüyle mücadele edilmelidir.
Dini, ahlaki ve yasal açıdan bütün uyarılara rağmen, hala günümüzde kadına karşı şiddet uygulanmaktadır. Ülkemizde yapılan araştırmalarda kadına karşı şiddetin sebepleri olarak alkol ve kumar bağımlılığı, eğitimsizlik, ekonomik yetersizlik, çocukluk döneminde şiddete maruz kalma ve şiddet içerikli filmlerin etkisi gösterilmektedir. Bütün toplum kesimlerince insana ve canlılara yönelik her türlü şiddetin önlenmesinde yapılması gereken değerler eğitimine ağırlık vermektir. Özellikle kız çocuklarımız iyi eğitilirse, ileride anneler olarak onlar da erkek ve kız çocuklarını iyi eğiteceklerdir.
Çare, yasal tedbirleri ağırlaştırmaktan ziyade değer yüklü eğitime ağırlık vermektir. Ancak şiddetin önüne o zaman geçilebilir.