Biliyorsunuz gazetemiz Yeni Haber, Konya’da yürekli bir şekilde, Feytullah Paşanın İsrail uşağı paralel örgütüyle mücadeleyi sürdürebilen tek medya organı konumundadır…
Yaptığımız haberler, yazdığımız yazılar net bir şekilde Türkiye’nin Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın yürüttüğü kutsal mücadelenin tam destekçisi konumundadır.
Peki, paralel örgütle mücadele sürmeli midir? Evet, sürmelidir ve sürecektir.
Paralel örgütün tabanı bitmiş durumdadır, efsunlanmış, hala Feytullah Paşayı cennetin anahtarı zanneden, evliya zanneden, büyük ihaneti görmeyen çok az bir haşhaşi takımının dışında milletimiz bu örgütü çok iyi anlamakta ve kapısından, gönlünden kovmaktadır.
Anlayamayanlara ise gerçekten şaşırıyorum, bizim yazılarımıza yorumlar yazıyorlar, paralel örgüte iftira attığımızı iddia ediyorlar, Pensilvanya kaplanı Feytullah Paşaya haksızlık yaptığımızı iddia ediyorlar. Yazık tabi, köy bu kadar net görünürken hala kılavuz aramaları enteresan, bu ne kesin inaçlılıktır, bu ne efsunlanmışlıktır böyle? Biz iftira atmıyoruz, haksızlık yapmıyoruz, ülkemizden yana tavır alıyoruz, geleceğimizden yana tavır alıyoruz, Ümmetten yana tavır alıyoruz.
Sadece, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın, TRT Haber'de katıldığı '3Gün' programında TÜBİTAK'taki paralel yapılanmayı ve devletin tepesindeki isimlerin kullandığı kriptolu telefonların dinlenmesi ile ilgili yapmış olduğu açıklamaları dinlemeniz bile bu paralel örgütün ne büyük bir fecaat içinde olduğunu, ihanet içinde olduğunu göstermeye yeter.
Sayın Fikri Işık, “bunlar kesinlikle bir devlet için dinlemişler” diyor, “dinlemelerin yapıldığı havuza ulaşamadık” diye de ekliyor. Ve diyor ki, “şu anda hala bu paralel örgütün tabanı konumundaki bazı saf vatandaşlarımız, bu örgütü İslami bir cemaat zannediyor, eğitimle, insan yetiştirmeyle uğraştığını zannediyor. Oysa resmen vatana ihanet etmişler, devlet yönetimimizi, Genel Kurmayımızı, MİT’imizi, Bakanlarımızı, Başbakanımızı, Cumhurbaşkanımızı dinlemişler. Bir ülkenin devlet yönetimi niye dinlenir? Kim dinler, bu bir ajanlık faaliyetidir.”.
Bu dinlemeyi de yargıda, TİB’de, TÜBİTAK’ta, emniyette yapmış oldukları sistemli örgütlenme ile kurdukları paralel yapı ile oluşturduklarını ifade ediyor.
Ama görmek istemeyen kör gözler göremiyor, duymak istemeyen sağır kulaklar gerçekleri duymuyor, Konya’da cemaatçilik oynuyorlar, öğrenci yetiştirme, hizmetçilik oynuyorlar, İstanbul’daki medya organları, satılmış zamane yazarları şer odakları ile birlikte olmuş, İsrail zulmünden bile Türkiye’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan’a saldırı malzemesi çıkarıyor.
Nasıl yapmasınlar, mecburlar, bugün Yahudi sermaye ile paralel örgüt tamamen işli dışlı konumdadır. Bugün paralel örgüt Yahudi, siyonist medya ile tamamen işli dışlı konumdadır ve onların elbette ki talepleri doğrultusunda hareket etmektedirler, buna da mecburlar, zira göbeklerinden bağlılar, elbette paralel örgütün medyası siyonizme taşeronluk yapacak.
Siyonist terörist İsrail Türkiye ile diplomatik ilişkilerini en alt düzeye düşürmüşmüş, üst düzey diplomatik ilişkiye ihtiyacı yok ki, zaten paralel örgüt onlar adına Türkiye’den bilgi topluyor, onlar adına onların bürosu gibi çalışıyor, ülkemize ihanet ediyor.
ABD’nin Diyarbakır’da niye konsolosluğu var? Ne işi var ABD’nin Diyarbakır’da? Kaç tane ABD vatandaşı var Diyarbakır’da? İnanın bu konsolosluklar tam anlamıyla İsrail’e hizmet etmek için kurulmuştur, paralel örgütle eş güdümlü bir şekilde bu konsolosluklar, bu kurum ve kuruluşlar İsrail’e hizmet etmektedir.
Bunların hepsinin resmen deşifre olduğu günleri de göreceğiz. Allah’ın izni ile “taşların arkamda Yahudi var” diyeceği günler uzak değildir.
Neticede bu paralel örgütle kesinlikle mücadele etmemiz gerekiyor.
Geçen Perşembe günü AK Parti Konya İl Başkanımız Ahmet Sorgun Ağabeyle de Konya’da paralel örgütle yapılan mücadeleleri konuştuk. Ahmet Sorgun Ağabey bu anlamda bize çok önemli bilgiler verdi.
Mesela Selçuklu Belediyesi paralel örgütün üniversitesinin hukuksuz bir şekilde kampus yeri olarak oluşturmak istediği arazi ile ilgili gerekli adımları atmış ve o arazinin kampus yapılmasına müsaade etmemiş. Ama paralel örgüt konuyu yargıya götürmüş, hala yargıda güçlü olduklarını zaten biliyoruz, kendilerine göre çok rahat bilirkişi atattıklarını ve kararlar aldırttıklarını da biliyoruz. Burada da öyle olmuş ve Selçuklu Belediyesinin kararı ile ilgili aleyhte karar vermiş mahkeme. Ama Uğur İbrahim Bey yılmamış, tekrar itiraz etmiş. Neticede bu mücadele sürüyor.
Ahmet Sorgun ağabey bize ayrıca Mahmut Sami Ramazanoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesinin hemen yanındaki dernekten de paralel örgütü nasıl tasfiye ettiklerini anlattı.
Diğer taraftan Meram Son duraktaki okul inşaatının da müteahhitliğini Mehmet Kılıç Bey yapıyormuş, o da bu inşaatı bırakmış. Ayrıca yine duyumlarımıza göre burayı finansa eden bir firmamızda kaynağı kesmiş, artık bir kuruş para vermiyormuş.
Ahmet Sorgun Ağabey başka bilgiler de verdi, zaman zaman yazarım o bilgileri, burada önemli olan AK Parti Konya İl Başkanlığımızın Türkiye düşmanı, MOSSAD taşeronu paralel örgütle ilgili tam saha mücadele ettiği bilgisidir.
Ahmet Sorgun Ağabey net bir şekilde şunu da ifade ediyor, “bizim aramızda, yönetimimizde kesinlikle bir tane bile paralel örgütle bağı olan bir insan yok. Arkadaşlarımız, bu örgütün okullarından, dershanelerinden çocuklarını, torunlarını aldılar. Biz elbette cadı avı yapmayacağız, yapmayız da ama paralel örgütle bağını kesmeyenlerle, ülkemize, liderimize, partimize düşmanlık yapan bu örgütle, mensuplarıyla da mücadelemize devam edeceğiz.”
Ne diyebilirim, Ahmet Sorgun Ağabey Allah sizinle, bu kutsal mücadeleyi yürüten Türkiye sevdalılarıyla olsun. Rabbimiz, Ümmet düşmanlarını, Türkiye düşmanlarını, fitnecileri, fesatlık yapanları, katil terörist İsrail’e uşaklık yapanları da kahreylesin, helak eylesin…
Durmak yok, mücadeleye devam…