Kıymetli şair arkadaşım ikinci şiir kitabını çıkarttı. İki Yusufçuk Kuşu adlı bu kitapta hasreti, gurbeti ve sevdayı en içli duygularla Karacaoğlanvari bir üslupla şiirlerini art arda sıralıyor sevgili Şener. Daha önce bu sütunlarda kendisi hakkında bir yazı kaleme almıştım, o yüzden Şairimizi kısaca tanıttıktan sonra bu haftaki köşemi onun şiirlerine ayırmak istiyorum.
10.10. 1973 yılında adananın Saimbeyli ilçesine bağlı kızılağaç (Çatak) köyünde yedi çocuklu bir ailenin beşincisi olarak dünyaya geldi. İlkokulu kızılağaç (Çatak) köyünde bitirdi, ailenin maddi durumunun iyi olmaması sebebiyle eğitimini ilkokul ile sonlandırdı. Aile ekonomisine katkı sağlamak amacıyla küçük yaşta yurdun muhtelif illerinde geçim derdine düşen Ahmet Şener, bununla beraber küçük yaşta almış olduğu gönül yarası ile bir süre mecnun misali dolaştı ve içine attıkları artık ağır gelmeye başlayınca bir şekilde dışa vurması gerektiğini düşündü ve bunu da şiir diliyle mümkün olabileceğini kestirerek 2000 yılında şiir yazmaya başladı. Şiirleri muhtelif dergilerde, edebiyat sitelerinde ve beş farklı güldestede yer aldı. 2018 yılında gönülden damlalar isimli ilk şiir kitabı yayınlanan Ahmet Şener evli ve Konya da bir özel firmada işçi olarak çalışmaktadır
İKİ YUSUFCUK
İki yusufçuk kuşuyuz
Ben bu dağda sen o dağda
Bir sevdanın gözyaşıyız
Ben bu dağda sen o dağda
Duman çöker hisleniriz
Yağmur yağar ıslanırız
Garip garip sesleniriz
Ben bu dağda sen o dağda
Sızılarız sızım sızım
Yüreğimiz yanık bizim
İşte böyle iki gözüm
Ben bu dağda sen o dağda
Havaya tüy bırakalım
Kavuşurlar mı bakalım
Bir türkü daha yakalım
Ben bu dağda sen o dağda
Yüzeriz gamı deryada
Kulak veren yok feryada
Ah şu yalancı dünyada
Ben bu dağda sen o dağda
Vuslattan beklerken muştu
Bahtımıza hasret düştü
Kanatlarımız tutuştu
Ben bu dağda sen o dağda
Sıcağında soğuğunda
Tüyümüz dost kavuğunda
Birer kaya kovuğunda
Ben bu dağda sen o dağda
Dağlar olmasa nideriz
Uçup nereye gideriz
Yaradana şükrederiz
Ben bu dağda sen o dağda
Çıkmaz olur nefesimiz
Bir gün bozulur süsümüz
Duyulmaz olur sesimiz
Ben bu dağda sen o dağda
ŞENER"im duyan üzülür
Belki adımız yazılır
Bir gün kabrimiz kazılır
Ben bu dağda sen o dağda
SEVMEZDİM SENİ
Yıllarım dolanıp gitmiş beyhude.
Böyle bilsem, öyle sevmezdim seni.
İçimde büyüyor şimdi git gide,
Böyle bilsem, öyle sevmezdim seni.
En güzel çağıma olmazdı yazık.
Pişmanlığım kat kat yüreğim ezik.
En başta üstüne çekerdim çizik.
Böyle bilsem, öyle sevmezdim seni.
Doğup büyüdüğüm köyü terk ettim.
Geçtim bütün sözlerimden çark ettim.
Eyvah geç kalmışım yeni fark ettim.
Böyle bilsem, öyle sevmezdim seni.
Çürük tohum kök salamaz dal vermez.
Kuru çalı sulamakla gül vermez.
Kötü demiyorum içim el vermez.
Böyle bilsem, öyle sevmezdim seni
Şiir derken, türkü oldu sözlerim.
İçim yanar, sızım sızım sızlarım.
Köşelerde, az dolmadı gözlerim.
Böyle bilsem, öyle sevmezdim seni.
Tuzak kursan her gittiği yöne de
Garip Şener, kemlik etmez yine de.
Bir yangının közü kaldı sinede.
Böyle bilsem, öyle sevmezdim seni
HOŞÇA KAL
Keder bırakmadı sevdalı başı
Ummadığım yerden yedim her taşı
Seyhan nehri oldu gözümün yaşı
Aka aka gidiyorum hoşça kal
Tabiplerde derman yoktur derdime
Sığmaz oldum gayrı baba yurduma
Üç adımda beş kez dönüp ardıma
Baka baka gidiyorum hoşça kal
Dönüşüm yok niyet ettim giderim
Kalmışsa üç beş dost veda ederim
Yaşanan çileler yazgım kaderim
Çeke çeke gidiyorum hoşça kal
Gönlünce gül eğlen hayatı yaşa
Bir tek günü bile gitmesin boşa
Tek çare derdimi dağlara taşa
Döke döke gidiyorum hoşça kal
Garip ŞENER adım böyle biline
Sevgi tohumunu aldım elime
Gönül bağlarının her parseline
Eke eke gidiyorum hoşça kal