Bugün tarihi bir gün, inşa Allah bugün Ahmet Davutoğlu resmen AK Parti’nin genel başkanı, yarın vekâleten, 29 Ağustos günü ise asaleten Türkiye’nin Başbakanı olacak.
Ağustos ayı malumunuz Müslüman Türk’ün zaferlerinin tarihe yazıldığı aydır.
26 Ağustos 1071’de Malazgirt, 27 Ağustos 1389’da Kosova, 11 Ağustos 1473’de Otlukbeli, 23 Ağustos 1514’de Çaldıran, 24 Ağustos 1516’da Mercidabık, 26 Ağustos 1526’da Mohaç, 4 Ağustos 1578’de Vadis Seyl, 30 Ağustos 1922’ Kurtuluş Savaşımızın zafer günü…
Böyle önemli ve görkemli bir ayda halkımız tarihimizde ilk defa kendi oyları ile Cumhurbaşkanını seçti. Türkiye’mizin lideri bu ayda Ahmet Davutoğlu gibi çok önemli bir Dava Adamını AK Parti’nin genel başkanlığı için ilan etti.
İnşa Allah yine bu tarihi akış içerisinde bugün Ahmet Davutoğlu resmen AK Parti Genel Başkanı olacak, yarın vekâleten Başbakan ve 29 Ağustosta ise asaleten Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı olacak.
Yine bu tarih akışı içerisinde Türkiye’nin Umut Işığı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmen Cumhurbaşkanı olmasına İnşa Allah tanıklık edeceğiz ve sonrasında ise 100’e yakın devlet başkanı, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Uluslar Arası Kuruluşun Başkanının katılımı ile dev bir programla Recep Tayyip Erdoğan Çankaya’ya çıkacak.
Ne diyebiliriz, bir aciz kul olarak, bize bugünleri gösteren Mevla’mıza şükrediyoruz. Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığını, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını görüyoruz ya…
Rabbizülcelalimiz İnşa Allah bizlere böyle nice günler gösterir. Ki bu nice günlerde medeniyetimizin insanlığa yön verdiğini, insanlığın kurtuluşu olduğunu, fetihlerle insanlığı kuşattığını görürüz.
Müslümanların birliğini dirliğini görürüz. Müslümanlara zulmeden İsrail’in, Amerika’nın, Almanya’nın, Fransa’nın, İngiltere’nin tarihe hesap verdiği günleri görürüz.
İnşa Allah Adriyatik’ten Çin Seddi’ne, Amerika’dan, Japonya’ya, Antarktika’dan, Arktik Okyanusu’na kadar bütün dünyada barışın, özgürlüğün, merhametin, İlayı Kelimetullah’ın hâkim olduğu günleri de görürüz.
AK Parti’yi anlamayanlar biliyorum ki AK Parti’de Recep Tayyip Erdoğan sonrası ANAP’ta, DYP’de yaşanan süreçlerin yaşanacağını zannediyorlar.
Oysa AK Parti insanları merkezine alarak kurulmuş bir hareket değil ki. AK Parti’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan bile bu partinin isimler üzerinde var olmasını engellemek için 3 dönem şartını koymuştur. Zira biliyor ki bir hareket isim üzerinde yürürse ismin sahibi şahsın varlığı - hâkimiyeti kadar o hareketin ömrü olur.
Ama davalar insanlığı kuşatacak bir harekete dönüşebilirse işte o zaman hem kendisini yönetecek ve hem de içinde bulunduğu toplumu yönetecek liderleri yetiştirir.
AK Partiyi böyle göremeyenlerin beklentileri İnşa Allah yok olup gidecek, AK Parti bir bayrak yarışı olarak Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanlığında şimdi yürümeye başlıyor.
Bu yürüyüş aslında Mevlana’nın, Konevi’nin, Somuncu Baba’nın, Ahmet Yesevi’nin, İbn-i Haldun’un, İmamı Rabbani’nin, İmamı Gazali’nin ve aklımıza gelen gelmeyen binlerce yıllık İslam Medeniyetinin mensuplarının yürüyüşüdür.
Bizim topraklarımızda neşvünema bulmuş medeniyet erlerini yeniden yetiştirmek ve bütün insanlığa onların öğretilerini sunmak için vardır var AK Parti.
AK Parti insanlığın insanlardan umudunu kestiği bir zamanda dünyayı bir ilahi rahmet gibi kuşatma idealiyle kurulmuştur ve o çizgide de devam edecektir.
Onun için Allah’ın izni ile nefisler değil idealler kazanacak AK Parti’de, İnşa Allah Rabbimiz bu davanın neferlerine yol gösterecek, hata yaptırmayacak.
İnsanlık buna muhtaç, Türkiye’nin ve dünyanın bugün başka bir seçeneği kalmamıştır, insanlığa huzuru sunabilecek tek kaynak olarak bu medeniyet kendisini göstermektedir.
Bu günkü kongreyi bu duygularla bakmak gerektiğine inanıyorum. Recep Tayyip Erdoğan’ı da, Ahmet Davutoğlu’nu da, AK Parti’yi de bir dava olarak görmek gerektiğine inanıyorum.
Rabbim hepimizin rızkını verecektir, Rabbim hepimize bir kapı açacaktır, Rabbim hepimize yürümemiz için bir yol gösterecektir.
İdealimiz olmazsa, imanımız olmazsa, bu millete, insanlığı, bu davaya hizmet aşkımız olmazsa soruyorum size o yolun, o kapının ve yediğimiz yemeklerin, oturduğumuz evlerin, bindiğimiz arabaların ne anlamı olur?
Bu dünya boş bir oyun alanı değil ki, bu dünya Allah Rızasını kazanma mücadelesinin verilmesi gereken, Ahiret’in tarlası, Cennetin giriş kapısı ya da Allah korusun cehennemin giriş kapısıdır. Buna göre sevmek, buna göre nefret etmek, buna göre varoluş ideali oluşturmak gerekir. Bunu anlamayanlar ise boş yaşar ve zamanı gelince ölür gider.
Ölmeyen bir davanın mensubu olmak, bugün işte bu heyecanı yaşamak, bütün ümmetle bunu paylaşmaktır. Biz bu heyecanı yaşıyoruz ve buna şükrediyoruz.
İşte bugün, bu davanın neferlerinin birliğinin beraberliğinin, hırsı ve nefsi, şeytanı ve dünyayı yenmenin mücadelesini vermek boyunlarının borcudur.
Ahmet Davutoğlu bir davadır, bunu bilelim, Ahmet Davutoğlu Yeni Türkiye’yi kurmanın adıdır bunu bilelim, insanlığa huzur getiren medeniyetin temsilcisidir Ahmet Davutoğlu, bunu hissedelim. Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde açılan bu yolda yürümek bir şereftir, bunu benliğimizde hissedelim.
Boş kavgaları, mücadeleleri bırakıp Yeni Türkiye için kenetlenelim…
Allah günümüzü hayırlı kılsın, en çok da Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in bugünleri görmesini isterdim, Allah ona ve bu dünyadan göç etmiş bu davanın bütün neferleri rahmet eylesin, mekânları Cennet olsun…
Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler.
Şenlenir evimiz barkımız bizim.