Ahilik Fuarı ve İş Ahlakı Zirvesinin Ardından

Hakan Bahçeci

Ahilik kültüründen gelip orada kalabilmeyi becermek gerekiyor azizim. Hak ile kazanıp hak ile kazandırmayı düstur edinmiş olmayı bırakmasın bu millet.

Geçtiğimiz günlerde Selçuklu Kongre Merkezinde çok önemli bir zirve organize edildi. Cumhurbaşkanlığı Yüksek HimayelerindeUluslararası Ahilik Fuarı ve İş Ahlakı Zirvesi” 27/30 Aralık 2019 tarihleri arasında gerçeklemiş oldu. Mevzu derin, mesele mühimdi.

“İş Ahlakı” dediğimiz olgunun ve değerin ne kadar kıymetli ve önemli olduğunu sanırım herkes kabul ediyor. Hiç kimse esnafın, iş adamının, ustanın, üreticinin, sanayicinin işini hileli yapmasına razı gelmiyor ve hiçbir alışverişte aldatılmak istemiyor. Peki hiç kimse aldatılmak istemezken gıda sektöründen giyime, sanayiden servisine kadar bunca müşteri memnuniyetsizliği neden gittikçe artıyor? Yediğimiz, içtiğimiz, tamire verdiğimiz, evimize çağırdığımız, alışveriş yaptığımız her ürün ve hizmet nitelik olarak daha kaliteli hale gelmeyecek miydi? Aldatan ve aldanandan olmamalıyız prensibi ne ara çekildi aramızdan? Velhasıl kimse aldanmak istemiyor fakat garip bir şekilde herkes verdiği paranın karşılığını alamadığını düşünüyor.

Üretimde kullanacağımız hammadde mi yok, toprağımız mı fakir, madenlerimiz mi çalışmıyor, okulumuz mu yok, çok mu yoksul ve kıtlıktayız? Hayır! Mesele her şeyde olduğu gibi ahlak ve insan olabilmekte.

Her alan ve zeminde, her zaman ve herkeste olması beklenen ahlak, konu “iş” olduğunda çok daha önem kazanıyor. Bu önemin farkında olduğunu belirten ve bu temel yaklaşımla yola çıkan Konya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği çağımızın bu büyük mevzuuna odaklanmış durumda. Birliğin öncülüğünde Valilik, Belediye, Üniversite ve diğer sivil toplum kuruluşları ile birlikte Konya’da gerçekleşen bu zirve hem ilk olması hem de içeriği itibariyle büyük bir adım atmış oldu.

Ahilik Fuarı ve İş Ahlakı Zirvesi birçok yönden iyi düşünülmüş, hedefe odaklı ve sonuç merkezli bir yaklaşımla uygulama sahasına konmuş. “Usta ve çırak” ilişkisini ve önemini temele alan ilke tüm fuar boyunca kendini hissettirdi. Bakkaldan terziye, berberden marangoza, saatçiden bıçakçıya kadar bu toprakların ustaları kendilerine yer buldu. Çok uzak olmayan bir maziden hem nostaljik hem güçlü anılarla çıktılar karşımıza. Bununla birlikte özellikle Meslek Liselerine ve gençlere yer verilmiş olması takdire şayandı. Genç öğrencilerin fırsat verildiği zaman neler yapabileceklerini bir kez daha görmüş olduk. KONESOB Başkanı Sayın Muharrem Karabacak’ın da açılış konuşmasında ifade ettiği gibi gençlerimizin geleceğe dönük olarak her yönden iyi yetişmeleri gerekiyor. Bu zirve sayesinde “Usta ile çırağın” buluşmasına bir nevi fırsat verilmiş oldu.

Mesele Ahilik olunca konunun ilmi ve akademik yönü göz ardı edilemezdi elbet. Nitekim dört gün boyunca konusunda uzman akademisyenler özellikle medeniyetimiz, toplum, tarihimiz ve kültürümüz açısından Ahilik ve Ahi teşkilatı konusunda çok verimli paneller yaptılar.

Zirve boyunca ustalar, eski meslekler, gençlerle birlikte uluslararası ve yerel birçok firma kendini tanıtma ve yeni bağlantılar kurmak için imkân buldu. Aslında üç ayrı organizeyi bile doldurabilecek farklı etkinlikler bir arada yapılmış oldu. Elbette böyle büyük organizelerde kimi noktalar bekleneni karşılamamış olabilir, aksayan yönler çıkmıştır. Özellikle büyük firmalar bu tür organizelerde katılımcının çokluğunu ve yoğunluğunu isterler. Bir sonraki zirvede bunun da artacağına ve edinilen tecrübe ile daha etkin sonuçlar alınacağına inancım sonsuz.

Diğer yandan özellikle sosyal medyada ve yazılı basında Ahiliğin Konya’ya geldiği ve bunu siyasi bir hamle olduğu söylendi. Politik bir yaklaşım olduğu zaten görünüyor. Nitekim Ahilik ne Kırşehir’indir ne de Konya’nın ne herhangi bir partinindir ne bir kurumun. Ayrıca Ahi Devran Selçuklunun bir mirasıdır, Anadolu’nundur.

Zirve kapsamında acizane bizim ve üç arkadaşımızın “Bozkır’ın Tahincisi, Türkiye’nin Ahisi” isimli bir fotoğraf sergisi açıldı, ek olarak çok önem verdiğimiz belgesel fotoğraf tarzında hazırladığımız “Bıçakçı Abdullah Usta” kitabı da fuar kapsamında ziyaretçilerimize takdim edildi.

Muzaffer Temel, Kerim Arı, Cengiz Teksoy ile birlikte uzun emekler ve ince bir çalışma ile hazırladığımız sergi ve kitap yoğun ilgi gördü. Bir arada olmanın, aynı gaye ve hedef doğrultusunda yürümenin ve samimiyetin sonucu olarak bu üç arkadaşımızla birlikte güzel ve başarılı bir iş yaptığımıza ve fuara önemli bir katkı sağladığımıza inanıyoruz. Bir kez daha kendilerine teşekkür ediyor ve bu imkânı verdiği için Sayın Muharrem Karabacak Başkanımıza şükranlarımızı sunuyorum.