Bundan 500 yıl öncede vardı eminim, ağaların paşaların çocukları neden savaşmıyor diyenler!
Hatta bin yıl öncede vardı İslam’ın ordusu yara aldığında sevinip halay çekenler!
…
O yüzden öncelikle şu noktada anlaşmak gerek. Bu tip vakıalar bu toprakların kaderi gibi...
Bu millet ne zaman kendini savunmaya geçse, ‘Türkiye yine saldırıyor’ diyen hainler hep olacak…
“Bu millet birlikte yaşasın” dedikçe bildiri yayınlayan akademisyenlerde…
Vatanı için gencecik fidanlar düşerken toprağa halay çekenlerde…
Bu topraklarda var olduğumuz sürece onlarda olacak. Kini her daim canlı tutmak gerek. Ancak yaşanan her gelişmede ilk defa duyuyormuş gibi yapmayalım artık!
…
Bu bir mucize aslında. Zeytin dalında elma yetiştirdik. Hem de kızıl…
Kopardık içini doldurduk…
Harcına imanımızı ve vatan millet sevgimizi de kattık…
Onların inanışında ‘Elma’ yasak meyveydi oysa…
Yiyeni ‘Cennetlerinden’ kovarlardı… Kendi mutlulukları için tüm dünyayı ateşe verdikleri ‘Sahte Cennetlerinden’
Kovulduk Hamdolsun! Şimdi ‘Kendi Cennetimizi’ inşa etme zamanı!
…
Her sefer değişir ağıdı bu toprakların…
Dün ‘Hey 15’liydi’
Bugün ‘Hey 11’li’
Değişmeyen şey ‘Düşman…’ Şekil değiştirse de hep bildiğimiz…
Değişmeyen bir başka şeyde ‘Şekil değiştirse de, vatanı için canını ortaya koyacak vatan evlatları’
…
Sevgililer gününün gelmesiyle Afrin Operasyonu bu hafta bambaşka bir mecraya kayacak!
Yok. Sevgililer gününün meşruiyetini tartışmaya açmayacağım…
Ne kutlamak isteyen birini ikna edebilirsiniz, nede kutlamak istemeyen birini zorla kutlatabilir…
Kutlamak isteyen herkes tüm sevdiklerine bir mektup yazsın. Onu ne kadar çok sevdiğini anlatsın… Afrin’de savaşmak için her an gidecek ve bir daha dönemeyecekmiş gibi! Bir veda havasında!
Hatta vasiyetini de eklesin yanına… Her biri 80 milyonu duygulandıran o şehit mektupları misali!
Bayanlarda sevdiği Afrin’e gitmişte onu çok özlemiş gibi yazsın mektubunu…
Böylece bir orta yol bulunmuş olur… Hem vatan için yol göründüğünde vedaya vakit ayırmamış olunur hem de tüm dünyaya bu işi bitirmenin bu millet için ne denli önemli olduğunu göstermiş oluruz…
Her sevgili mutlu olur sanırım böyle bir mektuptan… Beğenmeyen bir sevgili çıkarsa da ona göre şekillendirirsiniz geleceğinizi…
Bu millet, şehitlerin bıraktığı yetimler üzülmesin diye çocuğunu ulu orta sev(e)meyecek kadar hassas bir anlayış ile donanmıştır sonuçta…
…
Değil 30 bin 300 bin hatta 3 milyon silahlı adamları olsa bu savaşı kazanma ihtimalleri olduğu için mi çarpışıyorlar Mehmetçik ile…
Tabi ki hayır…
Asla kazanamayacaklarını onlarda çok biliyorlar…
Direnmelerinin sebebi, teröristçe düşünmeleri…
Yani olurda şehit haberlerinden, gözyaşlarından bıkarız da savaşı bırakırız. İç karışıklık olurda halkın yönetime güveni sarsılır… Olurda emperyal devletleri bir şekilde Türkiye’ye karşı daha güçlü ses çıkarmaya ikna edebilirler?
Tüm beklentileri bu…
Yoksa bu savaşı kazanmak için sürdürmüyorlar!
Şehit haberleri arttıkça ‘yılacağımızı’ sanıyorlar! Operasyonumuz uzadıkça ‘usanacağımızı’
Oysa geçen gün Karabük nede güzel söyledi;
‘Bir ölür, yüz binler doğarız’
…
“Türkiye savaşta! Peki NATO nerede?”
Silahı veren Amerika olunca bu soru nede anlamsız kalıyor…
Bugün yeni bir cephe açmak anlamsız ama bu savaş bittiğinde masaya yatırılacak çok şey olacak!
Olmalı…
…
TOPYEKÜN BOYKOT!
Suudi Arabistan şeriatla yönetilir. Kendilerince bir şekil ama olsun. İran yönetiminden de pek haz etmezler… Filistin, düne kadar Libya, Sudan’da pek onların istediği şeyleri yapmazlar…
Sadece İslam beldeleri mi Küba, Venezuela…
Ve daha onlarcası…
…
Ama bunlardan hiç birini dünya haritasından silmezler nedense? Bunlardan hiçbirinin toprağını birkaç parçaya bölüp başkalarına paylaştırmazlar hiç…
Düşmanlığın boyutuna bakar mısınız?
Anadolu’yu dünya haritasından çıkarmaya kadar vardı bu iş…
Bir de lastik markası… Fütursuzluğa bakın…
Hala alıp satanlar olacak mı bu topraklar üzerinde o markayı…
Bir gün bu ülke işgale uğrarsa düşman ordusunun araçlarında hangi lastiğin kullanılacağını biliyoruz artık…
Ona rağmen alıp satacak mısınız?
Ya da diğer ürünleri…
Yarın uyanmak için çok geç olabilir…
O sebeple düşmanına para kazandıran her şeyden uzak dur!