Afganistan’ı Türkiye ayağa kaldırabilir…

Seyfullah Koyuncu
Afganistan’da birkaç gün içerisinde izlediğimiz sahneler sanki bir aksiyon-bilim kurgu filminden alıntı gibiydi.
 
ABD Başkanı Biden’ın çekilme emrinden sonra sanki bir danışıklı dövüş yapılmışçasına Taliban’ın bu kadar hızlı ilerlemesini kimse beklemiyordu.
 
Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesi takriben 4-5 gün sürdü.
 
Uzun yıllardır ABD prangaları altında yaşamalarından mıdır yoksa onlara uşaklık yaptıklarından mıdır bilinmez, bazı Afganlar vatan savunması yapmak yerine ülkeyi terk etmek için adeta birbirini ezdi.
 
Bir insan ülkesini savunarak ölümü göze almak yerine neden uçakların kanadına tırmanıp ölümü göze alarak ülkesinden kaçmak ister ki?
 
Bu konu derinlemesine irdelenmesi gereken bir meseledir. Bu konu aynı zamanda ABD mandacılığı yapanların da ders alması gereken bir meseledir.
 
Kabil havaalanında yaşanan görüntüleri film sahnelerinde görsek, “senaristin amma da geniş bir hayal dünyası varmış” diye dalga geçerdik hepimiz.
 
Ama ne yazık ki yaşananların hepsi gerçekti.
 
Havalanmak üzere olan uçakların gövdesine sarılarak ülkeyi terk etmeye çalışanların, tekerlek kısmına gizlice saklandıktan sonra uçağın havalanmasıyla yere çakılanların trajik görüntüleri ibret vericiydi.
 
Hem Afganlar adına hem Batı medeniyeti(!) adına hem de tüm insanlık adına ibret alınması gereken görüntüleri hep birlikte izledik…
 
Olayın bir başka trajik tarafı ise 11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan’ı işgal eden ABD’nin elde ettiği başarısızlıktı. ABD, 20 yıl süren işgal boyunca ağır kayıplar verdi ve Taliban’a karşı hiçbir sonuç elde edemeden çekildi. Trilyonlarca dolar ve binlerce askerini kaybetti ABD.
 
Gelinen süreçte ise kendisine yıllardır hizmet eden Afganları yüz üstü bırakıp arkasına bile bakmadan terk etti Afganistan’ı.
 
Önce Rusya, ardından da ABD işgallerinin ardından geride sadece kocaman bir enkaz kaldı.
 
Fakirlik ve cahilliğin diz boyu olduğu sarp toraklarda bundan sonra çiçekler açar mı bilinmez.
 
Ama şu var ki; her bahar da bir çiçekle başlar.
 
O sebeple Türkiye’nin ne yapıp edip bölgede aksiyon alması gerekiyor.
 
Taliban’ın Türkiye ile ilgili açıklamaları ılımlı yolda gidiyor. Türkiye ise geçmişte yapılan hatalardan ders alarak bu defa konuya daha itidalli yaklaştı.
 
Bence işin doğrusu da buydu. Gardımızı alarak gelişmelere göre bir siyaset belirlememiz en doğrusuydu.
 
Bundan sonra yapılması gerekenleri çok iyi planlamak ve Afganistan’ın geleceğinde söz sahibi olmak elzem. Çünkü bölgenin kaderi Türkiye’nin kaderinden bağımsız değil. Çünkü karşı karşıya kaldığımız göç gerçeği başta olmak üzere pek çok bölgesel sorun Türkiye’yi zorunlu olarak masaya çekiyor…
 
Türkiye ayrıca bence masadaki en avantajlı ülkelerden birisi…
 
Çünkü Türkiye’nin eli bu defa güçlü.
 
Uzun yıllardır NATO bünyesinde Afganistan’da görev alan Türkiye, belki de bölgede en rahat çalışan ülkelerden birisidir. Hatta bence en rahat çalışabilecek ülkedir. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri ve Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere, Türkiye’nin kurumları bölgede hep iyiliği yayan taraf oldu. Çatışmalara, kargaşalara ya da pis işlere bulaşan aktör hiçbir zaman olmadı.
 
Geçmişten bu yana Afganistan sokaklarında üniforması ve ay yıldızlı bayrağıyla elini kolunu sallayarak rahatça dolaşabilen tek asker bizim askerimizdi. İşte tüm bu sebeplerden dolayı da herkes Taliban korkusundan elçiliğini kapatırken, Türkiye Afganistan’daki elçiliğini açık bırakan ülkelerden biri oldu.
 
Afganistan’daki bugünkü yıkımın muhatabı olan emperyalist ülkelerin aksine, Türkiye; Afganistan’ın iç barışını, toplumsal huzurunu ve siyasi istikrarını yeniden ayağa kaldırabilecek ülkelerden birisidir.
 
O yüzden Türkiye, Taliban'la görüşmek dahil her seçeneği masada tutmalıdır.