‘Artık söylemekten ben usandım’ derler ya işte kaç yıldır söylenirse söylensin, önlemler alınsın diye uyarılırsa uyarılsın halen devam ediyor.
Bahsedeceğim konu trafik kazası geçirmiş, ya da başka birisi tarafından yaralanmış adli vakalık insanların hastanelerdeki başına gelen olayı anlatıyor. Bir vatandaş ölümlü ve ya yaralanmalı trafik kazası geçirip hastaneye alındığında daha acısıyla uğraşırken başına birileri dikiliyor. “Avukatınız yoksa benim avukatım bu konularda çok iyi, böyle durumlarda hep kazanır” diye başlıyor cümle. Bu kişi hastane personeli, kantinci, bu işler için ayarlanmış dışardan hastaneleri gezen birisi olabiliyor.
Galiba prim usulü çalışıyorlar. Senin başına gelen olayı dert dinlemek gibi yaklaşıyorlar. Sonra birden konu hukuk mücadelesine geliyor. İnsan hastanede acıyla ne yapacağını düşünemezken başına musallat olan zât sana avukat öneriyor. Ve bunu öyle bir ısrarla yapıyor ki, onu başından atman için uzun uzun dinleyip tamam deyip numaranı bile o kişiye vermen gerekiyor.
Devam eden süreçte dava açman için sana telkinlerde bulunup önerdiği avukatın yaptığı işleri anlatıyor. Kendi avukatın bile olsa o kişinin önerdiği avukata gitmek gibi bir durum ortaya çıkıyor. Çünkü seni en savunmasız, algılarının başka tarafta olduğu zaman yakalıyorlar.
Bu sorunu daha önce başıma geldiği için yazmıştım. Lakin devam eden süreçte yine böyle durumlarla karşılaşan kişilerin olduğunu gördüm. Birkaç kez de şahit oldum. Burada hastane yönetimlerinin yapacağı hiçbir durum söz konusu değil. Bu etik olmayan durumun hukuk savunucu avukatların yapması da çok garip…
Barolar bunun için önlem bile alabilir. Böyle bir uygulama yaptıran avukatlar tespit edilip baro tarafından yaptırım yaptırılabilir.
Bu konuyu dile getirdiğimizde bize kızanlar olacak, özellikle avukatlarımız kızacaklar. Tabi ki herkesi kapsamıyor anlattıklarımız lakin yapanlarda var. İnsanların en acılı ve telaşlı olduğu zamanlarda böyle bir uygulamanın başınıza gelmesi durumunda neler hissettiğinizi daha iyi anlarsınız. Umarım bu tip uygulamaları yapanlar kısa zamanda tespit edilir de etik olmayan, vicdanları yaralayan durum ortadan kalkar
KONUT FİYATLARI DÜŞER Mİ?
Haftanın günden hızlı ve yoğun başladı. Lakin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, konut sektörüne ve konut alacaklara kolaylık sağlamak için 3 yeni paket açıkladı. Paketi açıklar açıklamaz konut tavan olan konut fiyatları tabiri caizse tavanı delen yeni fiyatları ortaya çıkardı. Mevcut satılacak sıfır konutların fiyatları fırladı.
Ekonomik durumun tüm dünyada kötü seyretmesi ve ülkemizin ekonomideki daha da kötü gitmesi zaten insanları markete zar zor gitmeye götürdü. Bunun üzerine fırsatçılığın olması ve enflasyon artık önü görülemez oldu. Üstüne bir de konut araba fiyatlarının fırlaması normal bir vatandaş için konut ve ya araba alması rüyadan öteye geçti. Millet olarak çalışmaktan çok fırsatları düşünür olduk. Sanki fırsat yaptığımızda kazandığımızı zanneder gibi herkes birbirine kazık peşine düştü. Bu kötü durumlardan milletçe birlikte çıkmak yerine birbirimizle savaşa girdik. Kim kimden ne koparırsa savaşındayız ama bu böyle devam ederse hepimiz kopacağız. İnşallah kısa zamanda kendimize çeki düzen veririz de kötüye giden her şeyi biraz daha yavaşlatırız.