Cumartesi günü bir plan yapmıştım, önce takım kaptanımız Lokman Abinin yanına gidecektim, bazı konuları istişare edecektik, sonra da Mısır'daki kardeşlerimizin acısını paylaştığımızı dünyaya ilan etmek için Mısır'daki katliamı telin mitingine katılacaktım.
Olmadı hiç birisini başaramadım, öğle saatlerinde çok büyük bir acıyla tam anlamıyla ciğerimiz parçalandı. Ateş düştüğü yeri yaktı, iki yeğenimizi, canımızı, ciğerimizi evladımızı kaybettik.
Büyük olan Allah, acıyı yaratan, hüznü yaratan, ölümü yaratan, yaşamı yaratan, huzuru yaratan, mutluluğu yaratan O... İlahi takdir ne ise hepimiz ona boyun eğiyoruz, zaten başka da yapacak bir şeyimiz yok, kendi elimizle sevdiklerimizi kara toprağa teslim ediveriyoruz.
Biz de öyle yaptık, Şifa kızımız ile Esma kızımızı kara toprağa teslim ettin, emanet ettik. Onlar günahsızdı, daha kirlenmemişlerdi, tertemizdiler, Rabbimiz onları anne ve babalarına da şefaatçi olacak şekilde aldı.
Hiç bir suçları yokken, hiç bir günahları yokken, geldi bir canavar onlara çarptı, iki fidanımızı kırdı...
Ama biz Müslüman'ın, Müslüman'a her daim vakar, şahsiyet, asalet yakışır.
Hayat en gerçek acılarıyla benliğimizde yaralar açarken bir ancak ve ancak Rabbimize teslim olmak, ondan gelenin başımızın üstünde olduğunu ilan etmek ve teslim olmak, yapabileceğimiz ve şu an için yaptığımız bu...
Eskiden bizler çocuktuk, şimdi bizlerin çocukları oldu, eskiden çocuk olanlar şimdi çocuklarının çocukları olduğuna tanıklık ediyor. Ve tabi zaman zaman da bu acıya şehadet ediyor, o acıyla parçalanıyor. Eskiden çocuk olanlar şimdi çocuk acısı ile yüzleşiyorlar. Zaman acısını da hüznünü de zamanı gelinceye kadar adeta saklıyor ve zamanı gelince, ölüm sıraya koyuveriyor sevdiklerinizi. İsyan boş, dünyanın bütün kanlarını verseniz o bedenlere can veremiyorsunuz.
Yüce yaratan o evlatların da sadece bir emanet olduğunu size gösteriveriyor.
Dünyanın bütün acılarından daha ağır bir acıdır evlat acısı...
Ama elinden bir şey gelmediğini insanoğlu öğreniveriyor, çaresiz olduğunu öğreniveriyor.
Biz Mısırlı kardeşlerimizin acılarını paylaşmak için hazırlanırken kendimiz Mısırdaki kardeşlerimizin yaşadığı acılardan yaşadık. Suçsuz günahsız iki ciğer paremizi bir canavar elimizden alıverdi.
O aracı kullanana insana biz nasıl hesap soralım, ne diyelim, araç kullanmayı bilmeyen birisinin şehirlerarası yollarda araç kullanamayacağını kime anlatalım, derdimizi kim dinleyecek...
Bize en büyük acılardan birisini yaşattılar ama biz Müslüman'ın gelenin Allah'tan geldiğini biliyoruz. Fakat o kazaya sebebiyet veren insana da bir kaç sözümüz elbette olacak...
İki fidanın, ciğerimizin katili oldunuz, şehirlerarası yolda bu kadar cahilce, bu kadar fevri araç kullanılmayacağını bizim iki canımızı alarak öğrendiniz.
Size yazıklar olsun, sizin bu dünyada en ağır bir şekilde cezalandırılmanız gerekiyor. Yolda bile olmayan iki tap taze bebelerimize gelip çarptınız, siz basit bir trafik hatası yapmadınız, katliam yaptınız. Sizin en ağır bir şekilde, taammüden insan öldürmekten yargılanmanız gerekiyor.
Bu çocukları, bu ciğerleri yok ettiniz ve soruyorum sizin normal bir şekilde hayatınıza nasıl devam edeceksiniz? Bizim ne suçumuz vardı, biz sizi tanımayız bile, o iki yavrucağın ne suçu vardı? Onlar daha bu dünyada hiç bir insana kötülük bile yapmamıştı.
Neticede hüzünlüyüm, neticede ağır bir kurşun gibi içimize zamanın çöküşünü yaşıyoruz...
Acılardan büyük acı vardır, biliyoruz, belalardan büyük bela vardır biliyoruz.
Yaratana teslimiz, söyleyebileceğimiz, Allah'ım daha büyük acılar yaşatmasın. Özellikle kardeşime, Bilal'e, Babam'a, Anneme, çocukların annesi Hediye kızımıza sabrı cemil niyaz ediyorum.
Çocukların annelerinin figanı yüreğimi parçalıyor. Bilal kardeşimin acıya gark oluşunu görmek beni parça parça ediyor. Babamın yıkılışı, babamın acıların çökerttiği hali benim için dünyayı yaşanmaz bir yer haline getiriyor ama bütün bu acılardan daha büyüğü yeğenlerimiz kendi ellerimle kara toprağa bırakıvermek. Bu bu acıdanda büyük olan Rabbimize, Yüce Mevlamıza sığınmaktan başka bir şey yapamıyorum...
Allah'ım biliyorum ki senin büyüklüğün her acıdan büyüktür Rabbim bizlerin acısını hafifletecek olan da sensin. Mısırlı Kardeşlerimizin, Suriye'li kardeşlerimizin ve bizim acımızı hafiflet, yüreğimize genişlik ver.
Evet yol onun, başka yol biz bilmiyoruz...
Allah büyük ve biz ona teslimiz...
Hüzünlüyüz, acılıyız, yüreklerimiz parça parça...
Duanızı bekliyoruz...