69 yıllık bir ağıt: Ah bir ataş ver..

Fatmanur Bektaş

DUMLUPINAR DENİZALTISI

4 Nisan 1953..

Uzun bir sefer dönüşü İsveç bandıralı ile çarpışan Dumlupınar Denizaltısı başından aldığı darbe ile birkaç saniye içinde Çanakkale sularına gömülür. Gemideki 81 kişilik mürettebattan sağ kalan 22 kişi geminin arka bölümündeki torpido dairesine sığınır. 

Mahsur kalanların su yüzüne fırlattıkları telefon şamandırası sayesinde gemi ile irtibat sağlanır. Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber olur. Bu arada Kurtaran Gemisindeki üsteğmen Suat Tezcan telsizle şunları söyler:

"Sizi kurtaracağız ancak sizi buluncaya kadar oksijeni idareli kullanın. Konuşmayın, türkü söylemeyin ve sigara içmeyin!"

Mürettebata ulaşmak için defalarca dalış yapılır. Gemiye en çok yaklaşan dalgıç  basınca dayanamayarak şuurunu kaybetmiş bir şekilde denizden çıkarılır ve ölümün eşiğinden döner.

Kötü hava şartları ve su altı dalgaları yüzünden kurtarma çalışmalarının hepsini boşa çıkarır. İletişime yardımcı olan şamandıranın koparılmasıyla, telefon kablosunu takip ederek gemiye ulaşabilme imkanı da yok olur.

Saatler süren arama çalışmaları sonucunda denizde 267 kadem derinlikte bulunan mürettebatın kurtarılamayacağı anlaşılır.

Üsteğmen bu sefer çaresizce şu mesaji gönderir:

"Konuşabilir, türkü söyleyebilir ve hatta sigara içebilirsiniz"

Dumlupınar denizaltısındakiler her şeyin farkındadır. Mürettebatın tevekkülle gönderdiği son mesaj şudur:

"Anlaşıldı komutanım, sevdiklerimize selam söyleyin. VATAN SAĞOLSUN"

Bu konuşmanın üzerine mürettebatın birlikte "Ah bir ataş ver, cigaramı yakayım"  türküsünü söylediği ve radyoda canlı olarak yayınlandığı rivayet edilir.

Kazada vefat eden 81 denizcimize 69 yıldır yakılan bir ağıttır bu türkü:

"Ah, bir ataş ver, cigaramı yakayım

Sen sallan gel, ben boyuna bakayım

Uzun olur gemilerin direği

Çatal olur efelerin yüreği

Ah, yanık olur anaların yüreği

Ah, vur ataşı gavur sinem ko yansın

Arkadaşlar uykulardan uyansın.."

Teslimiyetin ve dik duruşun muazzam örneği. Mekanları cennet olsun..