543 Yıllık Muamma II. Mehmet (Fatih) Zehirlendi Mi?

Dursun Gizli

481 Mayıs’ayında İtalya'da “Büyük Kartal Öldü” haykırışları yükseldi. İstanbul’un fatihi son seferinde Gebze’de Hünkâr Çayırı’nda 3 Mayıs 1481’de 49 yaşında vefat etmişti. Fatih’in bir hastalık nedeniyle mi yoksa zehirlenme sonucu mu öldüğü hala açıklanamamış bir muammadır.

Fatih Sultan Mehmet Ömrünün son dönemlerine yaklaştığında İtalya ve Rodos üzerine iki farklı ordu göndermiştir. Rodos’a gönderilen Ordu başarılı olamamış diğer ordu ise Otranto’yu alarak İtalyan fethi için bir köprü oluşturmuştur. Fatih bu şartlar altında 1481 yılı Mayıs'ında yeni bir sefere çıktığı sırada, Gebze'de Hünkâr Çayırı'nda (Tekfur Çayırı) öldü. Fatih Sultan Mehmet’in Türbesi

İtalyan arşivlerinden çıkan bir çok belgede, İtalya’nın Venedik ilçesinde (o dönemler Venedik büyük bir denizci devletidir.) II. Mehmed’e On’un üzerinde suikast teşebbüsünde bulunulduğu ortaya çıkmıştır. Hatta Fatih’in Doktoru ve Yahudi Müfterisi olan Yakup Paşa ile dahi temas kurulmuştur. Ama Zehirlenerek ölüp ölmediği hala muammardır. Lakin Yakup Paşa’nın Venedik’liler ile teması olduğu belgeler ışığında çıkarılmıştır.

Fatih'in ölüm sebebiyle ilgili genel kanaat, önceleri nikris (damla=gut) hastalığı idi. Ancak Franz Babinger, "Âşıkpaşazâde Tarihi"ndeki manzum bir parça ve Venedik arşivinde bulduğu bir belgeye istinaden yazdığı bir makalede Fatih'in zehirlenmiş olabileceği iddiasını ortaya attı. Daha sonra Fatih'in zehirlenerek öldürüldüğü fikrini ileri süren yazarlar da Babinger'in bu makalesinden hareket ettiler. Bu hususta Şehabeddin Tekindağ'dan Süheyl Ünver'e kadar birçok akademisyen araştırma yapmıştır.

Fatih'i kimin zehirlettiği konusunda üç iddia vardır. Birincisi Amasya Valisi Şehzâde Bâyezid'in, Veziriazam Karamanî Mehmed Paşa'nın, kardeşi Cem Sultan lehindeki teşebbüsleri yüzünden başhekim Acem Lari'yi kullanarak babasını zehirlettiği şeklindedir. Fatih'in hayatının son günlerinde oynadığı rol, Acem Lari'den şüphelenilmesine yol açmıştı. Acem Lari, dört yıl sonra 1485'te Edirne'de öldüğünde, Edirneliler arasında hekimin İkinci Bayezid tarafından zorla verdirilen aşırı dozda afyon yüzünden öldüğü dedikodusu dolaşıyordu.

Bu konudaki ikinci iddiaya göre Memlük Sultanı Kayıtbay, Acem Lari'yi kullanarak sultanı zehirletmiştir. Memlükler'in daha önce de Fatih'e suikast teşebbüsleri olmuştu.

Zehirlenme konusunda üçüncü ve en kuvvetli iddia ise 30 yıl Fatih'in yanında çalışıp onun itimadını kazanan ve vezir rütbesiyle önemli görevlerde bulunmuş Yahudi mühtedisi eski hekimbaşı Yakup Paşa'nın (Maestro Lacopo), Fatih'e karşı 10'dan fazla başarısız suikastta bulunan Venedikliler tarafından satın alınarak zehirleme hadisesinin gerçekleştirildiği şeklindedir.

Venedik, 1456 ile 1479 yılları arasında 12 defa Fatih'i zehirleme teşebbüsünde bulunmuştu. Arnavut Paul isimli berber, Trogirli bir denizci, Vlaco isimli bir Yahudi hekim, Floransalı Francesco Baroncello, Krakowlu bir Polonyalı ve Katolanyalı bir maceraperestin isimleri bu suikast teşebbüslerinde geçer. Ancak bu teşebbüsler, çoğu zaman sadece plan aşamasında kalmıştı.

Bu şartlar altında İtalya Gaeta'dan Edirne'ye gelen Yahudi hekim Maestro Jacopo, Müslüman olup Yakup ismini almıştı. İkinci Murad zamanında sarayda hekim olarak çalışmaya başlayan Yakup Paşa, Fatih zamanında da görevine devam etti. Zamanla Fatih'in güvendiği kişilerden biri oldu.
1468'de İtalya'ya bir ziyaret yaparak Arapça'dan Latince'ye çevrilmiş bazı tıp kitaplarını inceledi. Sonraki yıllarda Osmanlı ilerleyişini durduramayan Venedik, Fatih'i zehirletmeye karar verdi. Dikkat çekmemek için Floransalı Lando Degli Albizzi, İstanbul'a gönderildi. Degli, İstanbul'daki Floransa konsolosu vasıtasıyla Yakup Paşa ile irtibata geçti. Yakup Paşa, teklifi uzun uzun düşündükten sonra peşin olarak 10 bin altın ve 1472 Mart'ından aynı yılın Mayıs'ına kadar sultanı öldürdüğü takdirde Venedik'e kabul ve İstanbul'da kalan mallarına karşılık 25 bin altın daha istemişti.
Venedik yönetimi bu isteği kabul etmesine rağmen Yakup Paşa'nın herhangi bir zehirleme teşebbüsüne girip girmediğini bilmiyoruz. Ancak 1481'de Fatih'in ölümünden sonra isyan eden asker, birçok devlet adamıyla birlikte Yakup Paşa'yı da öldürmüştür.

Fatih’in Öldüğü Hünkar Çayırı (Gebze)

ESRAR DEVAM EDİYOR

Dönemin Türk kaynakları incelendiğinde Âşıkpaşazâde Tarihi'ndeki bir manzum parça dışında hasta olması sebebiyle Hünkâr Çayırı'na kadar arabayla gidebilen Fatih'in zehirlenmesinden ima suretiyle dahi olsa bahseden hiçbir bilgi yoktur.
Bazı tarihçilerin Fatih'in zehirlendiği manasını çıkardıkları Âşıkpaşazâde Tarihi'ndeki şiirden Fatih'e şüpheli bir ilaç verilmiş olabileceğine dair bir ima sezmek mümkünse de bu tedavinin iyi yapılamaması yüzünden padişahın çektiği çileye ait bir şikâyet de olabilir.
Bütün araştırmalara rağmen Fatih'in ölümündeki esrar henüz çözülmüş değildir. Daha önce II. Mehmed'e karşı sayısız suikast teşebbüsünde bulunan Venediklilerin Fatih'in ölümünde bir rollerinin olması kuvvetli bir ihtimaldir.

BANA KIYDI TABİPLER
Bazı tarihçilerin Fatih'in zehirlendiği manasını çıkardıkları Âşıkpaşazâde Tarihi'ndeki şiir şöyledir:

Tabibler şerbeti kim verdi Hana
O Han içdi şarabı kana kana
Ciğerin doğradı şerbet o Hanın
Hemin-dem zari etdi yana yana
Dedi niçün bana kıydı tabibler
Boyadılar ciğeri canı kana
İsabet etmedi tabib şarabı
Timarları kamu vardı ziyane
Tabibler Hana çok taksirlik etdi
Budur doğru kavl düşme gümâna
Dua et Aşıkî bu han hakkında
Ki nur u rahmete canı boyane