Bin yıl süreceği iddia edilen bir süreçti…
Demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçti.
Bu darbenin, ülkemize verdiği zarar hiçbir zaman unutulmamalı.
Şuan, 28 Şubatın artıklarını yüzsüzce ekranlarda görüyoruz.
Yüreğimiz kanıyor…
Hiçbir şey yapmamış gibi, hiçbir şey olmamış gibi pervasızca konuşuyorlar.
Yazıklar olsun onlara…
İnsan ve ülke değerini bilmeyen bir grup.
28 Şubat süreci, 28 Şubat 1997'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı olduğu iddia edilen, ordu ve bürokrasi merkezli süreç. Türkiye siyasi tarihine geçen kararlar ve kimilerince bir dönüm noktası olan bu kararların uygulanması sırasında Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan değişimlere neden olan bir süreçtir.
Her şey Refah Partisi'nin sandıktan birinci parti çıkmasıyla başladı. Türkiye, Aralık 1995'te yapılan seçimlerde bir ilki yaşamıştı. Milli Görüş'ün lideri Necmettin Erbakan sandıktan zaferle çıkmış, yüzde 21 oyla Meclis'teki 550 sandalyenin 158'ini kazanmıştı.
Huzursuzluğun ilk sinyali Ağustos 1996'daki YAŞ'ta belirmeye başladı. Erbakan'ın YAŞ üyelerine verdiği yemekte bir Oramiralin garsona 'bana rakı getirin evladım' demesi gazete manşetlerine taşınmıştı.
21 Mayıs'ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, ''Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini'' söyleyerek, RP'nin kapatılması için dava açtı.
Olayları fişlemeler takip etti. Akademisyenler, subaylar ve yöneticiler görevlerinden uzaklaştırıldı.
Meslek liselerinin ortaokul kısımları kapandı. Bazı öğrencilerin üniversitelere girişi, katsayı uygulaması ile engellendi.
3 Haziran'da Susurluk Davası 7 ay aradan sonra DGM'de başladı.
İmam Hatip Liselerine büyük bir darbe indirildi.
Masum çocukların geleceği karartıldı.
18 Haziran'da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. İstifasının nedeninin başbakanlığı Tansu Çiller'e devretmek olduğunu belirtti.
O kara günleri hatırlamak bile üzücü.
Ama geri kalmış zihniyetin 28 Şubatta demokrasiye indirdiği darbeyi gelecek kuşaklarda bilmeli.
Bilmeli ki kimin ne olduğu belli olsun.
Vatanını seven ile sevmeyenlerin ayrımı yapılsın.
O yıllarda 28 Şubatçıların değirmenine su taşıyan da çok oldu.
Bunlar dönek tiplerdir.
Ülke değil de para umurlarındadır.
Allah bir daha yaşatmasın diyelim.