2025 Aile Yılı

Necmettin Şimşek

* Geçtiğimiz yıl 2024 yılı emekliler yılıydı daha önceki yıl 2023 ise Mevlana yılı idi. Erdoğan, 2025 yılını aile yılı ilan etti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, aile yılında vatandaşların hayatına doğrudan dokunacak müjdeler vereceklerini belirtti. Göktaş, devletimizin tüm kurumlarıyla vatandaşlarımızın yanında olacağız dedi.

Evlenme oranları azalırken hiç evlenmeyenlerin sayısı da belirgin ölçüde artıyormuş. Nüfus ile ilgili bu kritik tablo diğer başka hususların yanında ailemizi güçlendirmemizin de önemini ortaya koyuyormuş. Ailemizi güçlendirmek, içinde sağlıklı nesillerin yetişeceği, sağlıklı aileler kurulmasını teşvik etmek Bakanlık olarak öncelikler arasında yer alıyormuş. Tüm bunlardan hareketle aile konusundaki her türlü çalışmanın zirveye taşınacağı bir süreç olarak 2025’i Cumhurbaşkanının yüksek takdirleriyle aile yılı olarak ilan edilmiş. Bu bizi aydınlığa çıkarır galiba.

* Önceliğimiz her zaman aydınlık olmalı. Sabah 8 de hava karanlık olur mu? Oluyor. Olmamalı. Ekonomimiz gibi aydınlık günlere erkenden kavuşmalıyız. Dünyada 209 ülke var ekonomik olarak yapılanlar üç aşağı beş yukarı belli. Arjantin gerçek bir başarı sağladı. Eğitim için çalışmak için erken saatlerde dışarıda olsak bile normal olan sabah güneş doğar. Ülkemizde mesaiden ve ilk dersten sonra güneş doğuyor. Gündüz güneşi gibisi yok. Başarı bu şekilde kolay olacak. Ekonomi en büyük sorun, kabul etmeliyiz. Kimse mutlu değil. Aileler kadınlar üzerine olduğu için ülkemizde lgbt den çok daha önemli konular var. Ahlak olarak dışarıdan nasıl belli oluyor kimler buna karar veriyor belli değil.

* Geçtiğimiz yıl 394 kadın cinayeti ve 259 şüpheli ölüm gerçekleşti. Bu veriler, 2010 yılından bu yana kayda geçen en yüksek rakam. Kadınların %57'si kendi evlerinde öldürüldü. %71'i ise aile içerisinde; yani eşleri, babaları, boşandıkları ya da boşanmaya çalıştıkları erkekler tarafından öldürüldü. 2024 yılında 280 kadın, evli oldukları erkek, baba, oğul veya bir akraba tarafından öldürüldü. 2024'te 19 kız çocuğu babaları tarafından, bunlardan 9'u ise anneleriyle birlikte öldürüldü. Kadınlar en çok aile içinde öldürülüyor. Verilere göre kadınlar %57 oranıyla en çok ateşli silahlarla öldürüldü. Kadın cinayetlerini durdurma iradesi varsa, öncelikle bireysel silahlanmanın önüne geçilmeli. İçişleri Bakanı Yerlikaya'nın yılsonunda yaptığı basın açıklamasına göre, geçtiğimiz yıl ülke genelinde 106.000’ in üzerinde ruhsatsız silah ele geçirildi. Bakanlık ruhsatsız silahlarla işlenen suçları henüz açıklamadı. Kadınları öldüren 42 failin adli sicil kaydı bulunuyor. Yerlikaya ise 2024'ün 10 ayında öldürülen 274 kadının 32'sinin koruma altındayken öldürüldüğünü söyledi. Birden fazla suç kaydı olmasına rağmen serbest bırakılan kişiler sebebiyle cinayetlerin göz göre göre geldi. Cezasızlık politikalarına son vermek gerekiyor. Bu yıl 259 kadının şüpheli bir biçimde hayatını kaybetti. Bu yüzyılın bir başka utancı ve bu rakam bilinen en yüksek şüpheli ölüm verisi. İçişleri Bakanlığı'nın resmi verilerine göre 2022'de 334, 2023'te 315, 2024'te de 394 kadın cinayeti gerçekleşti. 2024 yılında kadınlar en çok evlerinde ve aile içindeki erkekler tarafından öldürüldü. 394 kadından 111'i boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile 21'i ekonomik bahanelerle, 2'si nefret bahanesiyle, 27'si diğer bahanelerle öldürüldü. 233 kadının ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi. Kadınların 226'sı evinde, 76'sı sokakta, 13'ü ıssız bir yerde, 13'ü kamusal alanda, 13'ü arabada, 10'u iş yerinde, 6'sı su ve kenarında, 5'i arazide, 4'ü otelde, 3'ü eğlence mekânında, 5'i bunlar dışında bir yerde öldürüldü. 20 kadının öldürüldüğü yer tespit edilemedi. 394 kadının 166'sı evli olduğu erkek, 45'i birlikte olduğu erkek, 31'i babası, 30'u eskiden evli olduğu erkek, 29'u tanıdığı biri, 25'i akrabası, 23'ü eskiden birlikte olduğu erkek, 22'si oğlu, 7'si kardeşi, 7'si tanımadığı biri tarafından öldürüldü. 9 kadının ise öldürüldüğü kişiyle yakınlığı tespit edilemedi. Bu yıl 280 kadın aile içindeki erkek tarafından öldürüldü. Kadınların 222'si ateşli silahlarla, 113'ü kesici aletlerle, 33'ü boğularak, 14'ü darp edilerek, 3'ü yakılarak, 1'i yüksekten atılarak, 1'i bunlar dışında bir silahla öldürüldü. Temmuz ayında açıklama yapan Yerlikaya ise emniyet ve jandarma teşkilatlarında kadına yönelik şiddetle mücadele alanında faaliyet gösteren birim sayısının 1287'ye yükseltildiğini ve kurum içi eğitimler verildiğini söyledi. Bu mücadeleyi verirken, şiddeti doğuran sebepleri ortadan kaldırmak ve farkındalık programlarını yaygınlaştırmak da en temel önceliklerimiz arasında yer alıyor diyen bakan, bakanlığa bağlı birimlerde erkek çalışanlara yönelik, kadın erkek fırsat eşitliği eğitimleri verildiğini kaydetti. Ayrıca uzaktan eğitim sistemi ile erkek personele aile içi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve aile içi iletişim eğitimi verildiğini ifade eden Yerlikaya, Kadına yönelik şiddetle mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz dedi. Bir de çocuk cinayetleri var. Yenidoğan gibi çetelerin bebeklerle ilgili davaları devam ediyor.

* Narin Güran cinayeti, Diyarbakır ilinin Bağlar ilçesinin kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde yaşayan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ailesi tarafından 21 Ağustos 2024'te kaybolduğu ilanı verildiği, 8 Eylül 2024'te cesedinin bulunduğu olay. Cesedi köyün yakınındaki Eğertutmaz Deresi'nde bir çuval içinde bulunmuştur. 19 Eylül 2024'te açıklanan Adli Tıp Kurumunun raporuna göre Narin Güran'ın ağız burun kapanması ve boyuna baskı sonucu oksijensiz bırakılmasına bağlı ölüm olduğu belirlendi. 28 Aralık 2024'te Diyarbakır 8 Ağır Ceza Mahkemesi anne Yüksel Güran, amca Salim Güran ve ağabey Enes Güran'a iştirak halinde kasten öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Cesedi dere yatağına saklayan Nevzat Bahtiyar ise 4 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Mahkeme sürecinde cinayet itirafı çıkmazken, yalnızca Nevzat Bahtiyar, Narin Güran'ın cesedini dere yatağına sakladığını söyleyerek suçunu itiraf etti. Bundan ne anladık. Neden öldürüldü muamma.

* Sonuç olarak, Aile, toplumsal yaşamın vazgeçilmez temel parçası. Aile kurumu, toplumsal hayatın düzenlenmesinde ve devamlılığında en önemli rolleri üstlenir. Ailenin temel işlevlerini şu şekilde, biyolojik, eğitim, dinî, ekonomik, sevgi, koruyucu işlev, toplumsallaştırma, boş zamanları değerlendirme işlevi bu 8 özellikten hiç biri eksik olmamalı. Kısa bir hikâye ile bitirmeli. Zamanın birinde padişah eğitim mi cibilliyet mi önemli demiş. Vezir düşünmeden cibilliyet demiş. Padişah memlekete tellallar salarak, duyduk duymadık demeyin, en iyi hayvan terbiyecisine Padişahımız tarafından 100 kese altın verilecek diye ilan etmiş. Bir süre sonra seçilen en iyi hayvan terbiyecisi Padişahın huzuruna çıkarılmış. Padişah hayvan terbiyecisine,

Bir kediye tepsiyle servis yapmasını ne kadar zamanda öğretebilirsin diye sorunca,

Hayvan terbiyecisi 6 ayda öğretirim Padişahım diye cevaplamış. 6 ay sonra,

Saray Erkânı toplanmış, kedi de elinde tepsi ile servise başlamış. Kedi tam Vezirin önüne geldiğinde Padişah, Vezire Eğitim mi Cibilliyet mi diye tekrar sorunca,

vezir padişaha cevap vermeden önce cebinde hazır tuttuğu fareyi yere bırakmış. Kedi de tepsiyi attığı gibi farenin peşinde koşmaya başlamış. Tabii 6 aylık eğitim de boşa gitmiş. Vezirin de cevabı cibilliyet padişahım olmuş. Önüne fare düşünce yani eline fırsat geçince kendi çıkarları için vatanı satmaktan, milletini feda etmekten tereddüt etmeyecek yüksek eğitimli büyük kedilerden Allah bu vatanı ve bu milleti muhafaza kılsın.