Yıl biterken klasikleşen yeni yıl yazımızı yazmanın da vakti geldi. Geçen yıl bu zamanlar ne yazmışız diye arşive baktım. Artık hayal kurmayı, temenni de bulunmayı da bırakmışız. Yaşadığımız dönemin olumsuzluklarını kabullenmesek de elimizden bir şey gelmemesinin çaresizliği ile olaylara, dünyaya daha bir gerçekçi bakar olduk. Ömrümüzden geçen her yıl bir öncekini aratmaya devam ediyor. Zamanın hızı da artıyor. Psikolojik olarak gelen yeni yıl bir öncekine göre daha kısa sürüyor…
2023 yılı bir seçim yılı olacağından açıkçası çok ümitli değildik. Yılın ortalama beş ayının seçimin gölgesinde, belirsizliğinde geçeceği belliydi. Derken şubat ayında asrın felâketi diyeceğimiz çok sayıda şehrimizi etkileyen deprem meydana geldi. Binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Canını kurtaranlar, evlerini, işlerini kaybetti. Farklı şehirlere göç edildi. Çok zor günlerdi. Bir yandan insanlar canlarıyla uğraşırken devletimiz imkânlar elverdiğince elinden geleni yapmaya çalıştı. Diğer yandan sosyal medya denilen lağım çukurunda yayılan saçma sapan dedikodularla insanlar yanlış yönlendirildi, korku, panik ve kaos ortamı oluşturulmaya çalışıldı.
Milletimizin feraseti devreye girdi. Herkes imkânları çerçevesinde yardımda bulunmaya gayret etti. Vicdansızlarımız da vardı elbet. Depremin ardından zaten çığırından çıkmış olan ev kiraları bir kez daha arttı. Ev sahipleri ölenlerin canlarının üzerinden prim yaptıklarını düşündüler mi emin değiliz. Başta çimento olmak üzere bütün inşaat malzemelerine zam geldi vb. Bu alçaklıkları da unutmamalıyız.
Seçim süreci tahmin edildiği gibi yıpratıcı geçti. Muhalefet uzun süre adayını açıklayamadı. Kendi içlerinde ayrışmalar, tekrardan zoraki birleşmeler yaşadılar. Canı isteyen ittifaka dahil oldu. At pazarlığı gibi vaatleri hava da uçuştu. Arada ahlâksız bir kumpasla Muharrem İnce’nin başını yediler. İşin sonunda ikinci turla da olsa Cumhurbaşkanı Erdoğan tekrar seçildi. Ekonomi kötüydü, deprem felâketi yaşandı. Buna rağmen insanlar muhalefete güvenemedi. Muhalefete neden güvenilemeyeceği de elbette sonradan meydana çıktı. Çok değil altı, yedi ay önce sarmaş dolaş olan isimler bugün birbirlerine demediklerini bırakmıyor. Kirli pazarlıkları ortaya dökülüyor. Kumar masasını Amerika’nın, Avrupa’nın isteği ve desteği ile oluşturduklarını ne zaman itiraf edeceklerini de merakla bekliyoruz.
Seçimin ardından açıkçası ümitliydik. Siyasi belirsizlik ortadan kalkınca ekonomik anlamda bir toparlanmanın olmasını bekliyorduk. Lakin öyle olmadı. Seçimden önce 17-18 lira bandında olan dolar 30 liraya dayandı. Ekonomi, ticaret bakanları, Merkez Bankası Başkanı afili terimlerle konuşuyorlar ama icraat anlamında bir şey göremiyoruz. İhracatçıları, turizmcileri memnun edecek bir yönetim izleniyor. Dövizin arttığı bir yerde her şeyin fiyatının artacağını tahmin etmek için ekonomist olmaya gerek yok. Paramız pul oldu, gelecek yıldan da ekonomik anlamda ümitli değiliz. Yöneticilerimiz bile 2026’yı hedef gösteriyor daha ne olsun(!) Salgınla birlikte büyük ülkelerin neredeyse tamamı faizleri artırırken biz düşürdük, döviz kurları uçtu. Ardından onlar faizleri düşürürken biz artırdık, artırmaya devam da ediyoruz. Fakat kurlar da artmaya devam ediyor. İşin sonunun ne olacağını inanın bilmiyoruz. Elimizden bir şey gelmediğinden yöneticilerimize güvenmeye devam ediyoruz.
2023 yılı cumhuriyetin de 100. yılıydı. Kadim devletimizin isim ve rejim değiştirmesinin üzerinden yüzyıl geçmişti. 2023 yılında en azından Lozan anlaşmasının gizli maddelerinin olup olmadığı saçmalığı tam anlamıyla kapanmış oldu. 100. yılımızda ekonomik anlamda kötü durumda olsak da en azından devletimizin ayakları yere sağlam basıyor. Üzerimizdeki ölü toprağını attık. Sadece biz değil, dünya da bunun farkında.
Bu yıl da savaşlar yine kaldığı yerden devam ediyor. Rusya, Ukrayna savaşı düşük yoğunluklu bir halde sürüyor. Önümüzdeki yılın ortalarına doğru Rusya’nın zaferini Amerika ve Avrupa ülkeleri kabul etmek zorunda kalacaktır. Suriye’nin durumu ve ülkemizdeki sığınmacılar noktasında yeni bir şey yok. Sığınmacı nüfusumuz artıyor, eksilmiyor. Yılın son döneminde İsrail’in Filistin’e yönelik soykırım girişimi başladı. Bütün dünyanın gözünün önünde alçakça katliam devam ediyor. Filistinliler onurluca ellerinden geldiğince direnmeye devam ediyorlar. Müslüman ülkelerinden Türkiye ve birkaç ülke dışında gereken tepkiler gösterilemiyor. Evet, Filistinliler ölüyor lakin Aksa Tufanı operasyonuyla İsrail’in karizması çizildi. Yenilmez olmadıkları ortaya çıktı. İsrail için sonun başlangıcı oldu. İnşallah ölmeden yıkıldığı günleri de görürüz.
2023 yılında ölümler deyince aklıma gelecek ilk isim şüphesiz Engin Ardıç olacak. Seçimin arifesinde vefat etti. Güçlü kalemi olan bir yazardı. Fıkra türünün son temsilcilerindendi. Hakkında yazdığımız iki müstakil yazıyla dilimiz döndüğünce Engin Ardıç’ı anlatmaya çalışmıştık, merak edenler okuyabilir. 2023 yılı Konyaspor için de çok kötü geçti. Kibirli, her şeyi ben bilirim diyen bir başkanın 100 yıllık takımı ne hâle getirdiğini gördük. Yeni yönetimle eski güzel günlere dönmek en büyük ümidimiz.
2023 yılı kişisel hayatımdaki beklentilere ulaşamadığım bir yıl oldu. Çok şükür sağlımız yerinde. Allah niyetimizi, dualarımızı biliyor. Olanda da, olmayanda da elbette bir hayır vardır. Bu yıl yolun yarısına ulaştık, yaşlanıyoruz bakalım. 2024 yılından elbette mucize beklemiyoruz. Toparlandığımız, bir şeylerin yoluna girdiği bir yıl olsun yeter…