2022’nin Z raporu

Ömer Kocabaş

Ömrümüzden bir yılı daha geride bırakırken klasikleşen yılsonu yazımızı da yazmanın vakti geldi. Gelen yıl, geçen yıla oranla daha hızlı ilerliyor. Daha doğrusu biz yaşlandıkça öyle hissediyoruz ama suçu zamanın akış hızına atmak işimize geliyor. 2022 yılı ile ilgili çok daha iyi şeyler yazmak isterdik ama bu pek mümkün görünmüyor. Elbette bugünümüze şükür ama ekonomik sıkıntılar, savaşlar, salgın, iklim değişikliği gibi saçmalıklar üzerinden dünyanın şekillendirilme çabası, yöneticilerin, halkın büyük bir kısmının sorgulamadan bu tarz saçmalıklara inanması gerçekten yoruyor insanı…

2022 yılında en azından salgın saçmalığından kurtulduk. Dünya Sağlık Örgütüne, bizim bakanlığa falan soracak olursanız salgın hâlâ devam ediyor ama daha büyük dertlerimiz olduğundan artık vatandaş umursamıyor. Salgınla alakalı yasakların kaldırılması ile birlikte eski hayatımıza geri döndük. Salgın bitti derken Rusya, Ukrayna savaşı başladı. Daha doğrusu gerek Avrupa gerekse de ABD zorla Rusya’yı Ukrayna’ya saldırttı. Rusya oyuna gelmemeye çalışsa da kendisini istemediği bir savaşın ortasında buldu. Ukrayna’nın soytarı devlet başkanı batılı efendilerinin dediklerini harfiyen uygulamaya devam ediyor. Avrupa ve ABD sırf Rusya yıpransın diye savaşın bitmemesi için ellerinden geleni yapıyor.

Ölen masum insanlar batılı devletlerin umurunda değil. Savaşın başında bizim ülkemizde Ukrayna’nın soytarı başkanına övgü düzenler vardı, şimdi onlar bile gerçeği gördüler. Türkiye her uluslar arası sorunda olduğu gibi Rusya, Ukrayna savaşında da üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. İki ülke arasında diplomasi koridorunun açık kalmasını sağladı. Tahıl sevkiyatını da İstanbul üzerinden gerçekleştirerek dünya genelinde milyonlarca insanın aç kalmamasını sağladık. Savaş salgının ardından bir nebze olsun düzelecek ekonomiye yeniden bir darbe vurdu. Küresel güçler salgınla istedikleri paraları demek ki daha kazanamamışlar, yeni bir salgına kadar savaşla idare edecekler. Savaşın bittiği noktada iklim değişikliği saçmalığı devreye sokulur, onu yeni bir salgın ve savaş izler bu oyun böyle devam eder gider.

Yine bol bol ekonomi üzerine yazı yazdığımız bir yıl oldu. Geçen yıla göre daha az yazdıysak bu ekonominin düzelmesinden değil artık yazmaktan sıkılmamızdan kaynaklandı. Fırsatçılara küfretmekten yorulduk. Onlar arsızlığa devam ediyorlar. Asgari ücrete, memur ve emekli maaşlarına gelen zamların erimesi için birkaç ay yetiyor. Hükümet önlemler konusunda maalesef sınıfta kalmaya devam ediyor. Göstermelik para cezalarının marketlere bir etkisi yok. Adamlar tekelleşmiş durumdalar. Hal yasası yine bir başka bahara kaldı. Tarlada 5, markette 15 arsızlığı devam ediyor. Tarım Kredi marketlerinin fiyatları zincir marketlerle rekabet edecek seviyede değil. Lakin hâlâ şube sayısı artırılsa sorun çözülecekmiş gibi davranılıyor. Aynı masalı dinlemeye devam ediyoruz.

2022 yılı ekonomik sıkıntılar ve savaşın yanı sıra ölümlerin de çok olduğu bir yıl oldu. Yılın daha ilk günlerinde Konyasporlu Ahmet Çalık genç yaşında vefat etti. Onunla ilgili bir yazı yazmıştık. Ardından şair Bülent Parlak kalp krizinden vefat etti. Rasim Özdenören, Mevlana İdris, diğer vefat eden edebiyatçılarımızdandı. Ömer Tuğrul İnançer vefat eden bir diğer önemli isim oldu. Dünya görüşünü, üslubunu seversiniz, sevmezsiniz tartışılır ama kelimenin tam anlamıyla bir gazeteci olan Hıncal Uluç’ta vefat eden önemli bir isimdi. Mutlaka isimlerini unuttuklarımız da olmuştur. Nedense kalp krizi, beyin kanaması ölüm nedenlerinde ön plâna çıktı. Aşı saçmalığı ile ilgili iddialara komplo teorisi diyenler ise kafalarını kuma gömmeye devam ediyorlar.

100. yılında Konyaspor şampiyonluk için elinden geleni yaptı ama Ahmet Çalık’ın vefatının ardından hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Tabi ki Trabzonspor’un şampiyon olmasına çok önceden karar verilmesi de bir diğer etken oldu. Üç büyüklerin şampiyonluk yarışından erken koparıldığı bir sezonda Konyaspor’u harcamak da kolay oldu. Merak edenler için bu konuyla ilgili yazımız da arşivde duruyor.

2022 ile ilgili kişisel hayatımdaki beklentilere ulaşamadığımı da söylemeliyim. Biz kadere, nasibe inanan insanlarız. Olanda da, olmayanda da bir hayır vardır. Çok şükür sağlımız sıhhatimiz yerinde, kaldığımız yerden maddi, manevi mücadeleye devam edeceğiz. 2023 yılından beklentimiz ise karışık. Seçim yılı olduğu için ne ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Ekonominin, savaşın gündemden düşmesini istiyoruz çok inanmasak da. Yaşayıp göreceğiz, bakalım neler olacak?