2013 yılı Konya’da nasıl geçti ve 2014 yılında beklentilerimiz neler? Sorusunu geçen Perşembe günü yazımızda sormuştuk ve bu konuya devam edeceğimizi ifade etmiştik…
Bu yazıda ekonomiyle ilgili yazacağım, ama diğer birkaç yazımda belediye ve sosyal birkaç konuyu da yazmaya çalışacağım…
Öncelikle şunu ifade edeyim, 2013 yılında Konya’da ekonomik olarak çok büyük bir gelişmenin yaşandığını söylemek mümkün değil…
Aklıma üç konu geliyor, bunlar;
Aslan Korkmaz Ağabeyin hizmete açtığı, Türkiye’nin en büyük seramik showroom’u NG Kütahya Seramik,
Konya Şeker’in gofret ve UHT süt üretimine başlaması, Karaman yolundaki tesislerinin bir bölümünün hizmete açılması ve
Unilever’in, Algida dondurma üretimine başlaması…
Tabi bu arada KTO’nun Konya Fuarına yeni bölümler yapma kararı ve bu konuda atılan adımlar da ekonomik açıdan önemli gelişmelerdir diye biliriz…
Bunların dışında ulusal düzeyde ekonomimizi etkileyecek bir atılım 2013 yılında olmadı…
Ulusal olarak olmadığı için çok rahat uluslararası alanda da Konya’da bir gelişme olmadığını söyleyebiliriz…
Bununla birlikte TOBB yönetimine Sayın Memiş Kötükçü’nün girmesi ve yılın son ayında da KTO Başkanımız Sayın Selçuk Öztürk’ün de TOBB yönetim kurulu üyeliğine girmesini de güzel gelişmelerden sayabiliriz…
2013 yılı vasat geçti, 2013 yılı da muhtemelen vasat geçecek…
Bunun en büyük nedeni büyük yatırımcıların genelde Anadolu kentlerini tercih etmemesi ve özelde de Konya’nın bu yatırımlardan gereken payı alamamasıdır…
Bu aşılabilir mi?
Bunu aşmanın iki yolu var;
Bunlardan birisi Konya’ya büyük yatırımcıların gelmesi için gerekli adımların atılmasıdır. Lojistik Köy, Konya Mersin arası hızlandırılmış tren seferlerinin bir an önce hizmete girmesi ve Konya Havaalanından maliyeti çok artırmayacak şekilde konteynır gönderilebilmesi, bu adımlardan bir kaçıdır.
İkincisi ise devlet eli ile Anadolu’da kalkınmanın yeniden başlatılmasıdır…
Devlet biliyorsunuz uzun yıllardır yatırım yapmamaktadır.
Bunun nedeni bilimsel, finansal, sosyolojik olarak anlaşılabilir de, devletin yatırım yapmaması gerçek hayatta mantıksız ve saçma bir karardır. Türkiye Devletinin yatırımdan çekilmemesi gerekmektedir…
Şöyle bir metot takip edilebilir;
Bir kanunla, Türkiye üç ekonomik bölgeye ayrılabilir,
- Gelişmiş bölgeler,
- Gelişmekte olan bölgeler,
- Az gelişmiş bölgeler…
Gelişmiş bölgelere, yani, Marmara ve Egedeki bazı illerle, Antalya, Adana, Mersin gibi illere devlet eliyle yatırım yapmayabilirsiniz…
Bunun dışındaki iki bölgeye farklı sistemlerle yatırımlar yapılabilir…
Yanlış anlamıyorsunuz, ben direk devletin kendi eliyle yatırım yapmasından bahsediyorum…
Mesele Türkiye yeni tank fabrikası kuracak, bu tank fabrikası Konya’ya yapılsa,
Türkiye yani helikopter fabrikası kuracak, bu helikopter fabrikası Van’a kurulsa,
Türkiye bu tanka, helikoptere motor üreteceği fabrikayı Niğde’ye kursa,
Sivas’a ise insansız hava aracı için bir fabrika kursa,
Erzurum’a, füze fabrikasını kursa…
Türkiye top yekûn kalkınmaz mı?
Hatta otomobil fabrikası direk devlet eliyle kurulmalıdır. Devlet inşaat yapıyor, hastane işletiyor, okul işletiyor, et kesimi bile yapıyor, neden fabrika kurmasın?
Konya’nın ekonomisi bugün ne kadar katma değer üretebiliyor?
Sanayicimiz Konya’nın evrensel bir ekonomik güç olmasına yetecek düzeyde değildir.
Neticede bakış açımızı değiştirme vakti geldi…
Eğer gerçekten millileşmekten bahsediyorsak, herkes bilmelidir, millileşmenin yolu milli kalkınmadan geçmektedir.
Ve işin kötü tarafı Konya Anadolu kentlerinin arasında en iyi durumda olan şehirdir…
Nasıl bunu kabul edebilelim?
Zaman kavga zamanı değil, herkes bilmeli…
Kalkınmanın yollarını bulma ve süper güç olmalıyız…
Türkiye süper güç olduğunda mutlaka Anadolu insanı tarafından yönetilmelidir.
Kafa yormamız gereken konu kesinlikle budur…
2014 yılına devam edeceğiz…