CHP’li dostları görüyorum, çok öfkeliler, çok kızgınlar, çok kırgınlar.
Hem kandırılmış hissediyorlar kendilerini hem de çok net görünüyor acı çekiyorlar.
Her şeyi anlıyorum ama depremzede kardeşlerimize karşı yapılanları kabul edemiyoruz, açıkça yazayım, bu konuda insaflı CHP’li dostlarımızdan daha inandırıcı açıklamalar yapılmadı bu da hepimizi üzüyor onu da belirtelim, onun dışında onları anlıyoruz ama suhulet de önemli akıllarından lütfen çıkarmasınlar.
Bu kadar öfke önce sahibini yakar, bilginiz olsun. Sakin olun biraz.
Bir kere şunu bilmeleri gerekiyor, Cumhuriyetimizin 100. Yılında zaten ülkemizi yönetmek Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hakkıydı.
Ülkemizi derledi, toparlardı, geliştirdi, büyüttü, düşmana karşı koydu, ülkemizi kimseye yem etmedi.
Birliği dirliği sağladı ve doğal olarak da zaten Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bunu hak etti.
Siz de bunu anlayacaksınız, biraz geç olacak belki ama güç olmayacak bilginiz olsun.
Şunu da bilin lütfen, 28 Mayıs geçtikten sonra muhalefette ciddi bir değişim süreci başlayacak.
Kemal Kılıçdaroğlu artık genel başkan olarak kalamaz, bunu görebiliyoruz. Kalmak ister ama bir anlamı olmaz, süreç Kemal Kılıçdaroğlu’nu siyasetin dışına iter. Sayın Kılıçdaroğlu bundan emin olsun, halk referandumu yaptı, Kemal Kılıçdaroğlu ile bu işlerin olmayacağını net bir kararla teyit etti, herkesin anlaması gerekiyor, artık yeni bir şeyler söyleme vaktindeyiz.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de süreçte yıprandığını görebiliyoruz.
Orada da ciddi bir değişim olur.
Zaten çok net ifade edeyim Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi isimlerin siyaset arenasında geleceği olmadığını bu seçimler bile net göstermiştir.
Neticede ciddi bir değişim süreci yaşanacaktır.
Sinan Oğan, Yavuz Ağıralioğlu, Fatih Erbakan, Muharrem İnce gibi isimlerle bazı sürpriz isimlerin etkin olacağı yeni bir siyaset konseptinden bahsediyoruz.
Bakın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, milletimizin tamamına oldukça doğru bir dille hitap ediyor, herkesi kucaklıyor, herkesin kazanacağı bir sonuç olacak, diyor.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan kazandığında herkes kazanmış olacak, kimse kaybetmiş olmayacak bunun önemini bilmek gerekiyor.
Çok açık yazayım, Sayın Sinan Oğan’ın da ben bu çizgide bir açıklama yapacağını düşünüyorum.
Zaten TBMM’de çoğunluğu Cumhur İttifakı elde etmiş. Dolayısıyla da eğer Kılıçdaroğlu’nun kazandığını varsaysak yasa yapamaz bir TBMM’den bahsetmiş olacağız. Bu da tabiri caizse “topal ördek” bir yönetim anlamına geliyor. Bu aynı zamanda 3 ay sonra seçim demek.
Türkiye’nin enerjisini boşa harcama lüksü yok. Öyle olunca da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan rahat bir şekilde kazanır.
Ülkemizdeki sorunları da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çok iyi bildiğini zaten biliyoruz, görüyoruz.
Ekonomik sıkıntılar, enflasyon, ev, araç fiyatları, aşırı zamlar, tarımda hala çözülememiş sorunların varlığı, Suriyeliler konularıyla, TL’nin değersizliği ve bunun da halkımızı yorması gibi sorunlarla önümüzdeki dönemde iktidarın mücadele edeceğini zaten görebiliyoruz.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin sorunlarını çözebilecek irade ve kudrete sahip zaten ve çözeceğinden de hiç şüphe duymuyoruz.
Gençler inanın hepiniz gözbebeğimizsiniz, hepinizi çok seviyoruz.
Şunu bilmemiz gerekiyor, önümüzdeki süreç birçok açıdan çok farklı bir dönem olacak.
Bir kere ülkemizdeki siyasetçi profilinin çok ciddi bir değişime uğrayacağını görebiliyoruz.
FETÖ, PKK gibi yapılar artık Türkiye’de etkili olma kapasitelerini kaybedecekler. Bundan emin olun. Özellikle Rusya Ukrayna arasındaki savaşın devam ettiği, Batının sıkıştığı bu durumda Türkiye ile ilişkisini geliştirmek isteyen hiçbir ülke PKK ve FETÖ’yü destekleyemez.
Amerika Birleşik Devletleri de Avrupa Birliği de Akdeniz’de, Karadeniz’de, Ortadoğu’da ve Kafkaslarda güçlü olmanın yolunun Türkiye ile yeni bir yol haritası oluşturmaktan geçtiğini kabul etmek zorundadır. Buna mecburlar.
ABD, teröristleri destekleyerek ne İsrail’in güvenliğini sağlayabilir ne de bölgede etkili olabilir, bunu anlamazsa da kendi bilir, yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır.
Hal böyle olunca da yeni bir siyaset ve ekonomi konsepti oluşacaktır. Yeni yeni isimlerin bu süreçte toplumun önüne geçeceğini de söyleyebiliriz.
Çok açık yazıyorum, siz de geleceğe hazırlanın, etkili olun, yetkili olun.
Gelecek yıl İstanbul ve Ankara’yı da AK Parti’nin alacağı görülüyor.
Yapılacak yeni projelerle öncelikle İstanbul’da dönüşüm sorununu devletimiz çözmüş olacak.
Bu da başarıldığında birçok açıdan bambaşka bir Türkiye olacak.
Uçaklarımız devreye girecek, kendi tankımız devreye girecek, Hür Jet, Kaan devreye girecek, Kızılelma ve Anka 3 gibi projelerle zaten Türkiye bambaşka bir boyuta evrilecek.
Hızlı trenler, Togg, tarımda üretim ve gıdada atılacak adımlar…
Alt yapısını bu süreçte Türkiye tamamladı, bunu da not etmek gerekiyor.
Neticede bu ülke hepimizin. Geçmişi ile barışık, Atatürk’üne de Sultan Abdülhamit’ine de sahip çıkan bir güçlü millet…
Bu ülke hepimizin dostlar, sahip çıkalım, sevelim, bakış açımızı geliştirelim, hepimiz birbirimize saygı duyalım.
Ne olur, gençleri darlamayın, üzerlerinde baskı oluşturmayın. Emin olun, artık yalan haberle, sosyal medya anarşisi ile internet zorbalıkları ile siyasette yol alınmaz. Gelecek seçimlerde bambaşka konuları konuşacağız, akıllı olan bugünlerde milletin sinir ucuyla oynamaz, geleceğe hazırlık yapar.
Akıllı olmayandan da bu millet siyaseti kurtaracak, hiç şüpheniz olmasın.