100. Yıl Marş Yarışması ve Salih Sedat Ersöz

Hasan Ukdem

Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi koordinesinde Çekmeköy Belediyesi tarafından Cumhuriyet'in 100. Yılı münasebetiyle gerçekleştirilen, 14 ülke ve 81 ilden katılımın olduğu marş yarışmasında toplam içerisinde yer almayı başaran iki Selçukya şairimiz Salih Sedat Ersöz ve İbrahim Şaşma. Öncelikle bu iki şairimizi gönülden kutluyor ve başarılarının daim olmasını diliyorum. Bu yazımda Ersöz’ün marşını ve bu konudaki düşüncelerimi, gelecek yazımda ise Şaşma’nın marşını yazacağım inşallah. 

Marş üslubuna uygun bir şiir yapısıyla, milli ve manevi duygularımızı oldukça başarılı bir şekilde yansıtmasıyla oldukça güzel bir eser ortaya koyan Salih Sedat Ersöz, son 100 şiir arasına girmeyi gerçekten de hakkıyla kazanmış. Şiirinde ortak bir ruhu yansıtan şairimiz yer yer yakaladığı lirizm ile marş olmayı hak eden bir seviye yakalamış. Artık bundan sonrası bestecilerin maharetine kalmış durumda. Bu 100 eser içerisine beste yapılan eserler arasından 100. Yıl marşımız belirlenecek. Bu aşamada da şairimize şans diliyorum. 

Biraz da final için düzenlenen organizasyondan bahsetmek isterim. Programı Işıl Açıkkar ve İbrahim Sadri birlikte sundular. Baştan sona güzel de bir program organize edildi. Ancak şairlerimize plaket verme işini protokolden birileri tarafından değil de oradaki görevlilerin vermesini yadırgadığımı söylemeliyim. Sanat hayatlarında son derece önemli olan böyle bir gecede onlara daha etkili bir fotoğrafta yer alma fırsatı verilmeliydi diye düşünüyorum.  

Salih Sedat Ersöz, milli ve manevi duyguları üst düzeyde bir şair olarak dikkat çekiyor. Böylesi bir marşın yazılmasında bu iki hasletin önemli olduğunun altını çizmeliyim. Bunu zirve bir pozisyonda bize gösteren Mehmet Akif Ersoy’un marşında da müşahede ediyoruz. Ersoy’dan Ersöz’e baktığımız zaman o seviyeye doğru bir aşamayı rahatlıkla söyleyebiliriz. Türkün korkusuzluğu, ezana, bayrağa, hakikate verdiğimiz o yüksek değer ve Allah’a ve Peygamber’e olan sarsılmaz inancımızı Salih Sedat’ın mısralarından kolayca derebiliyoruz. Zaten bir milletin marşı da böyle olmalı ki hem şu anda yaşayanların maneviyatını güçlendirmiş olsun hem de bu vatan için canını vermiş şühedanın ruhuna seslenmeyi başarsın.  

Yazımın son bölümünde Selçukya Kültür Sanat derneğinin şairlere ve şiire olan hizmetinden de söz etmek isterim. Mezkûr dernek şiirle uğraşan insanları her hafta bir araya getirerek, şairlerin motivasyonunda ve şiir kalitelerinin adım adım yukarılara taşınmasında önemli rol oynuyor. Bu 100. Yıl marş yarışmasında da bünyesinde yer alan iki şairin son yüze girmesiyle gurur duyuyorlar. Selçukya’yı ve finalist şairlerimizi alkışlayarak yazımı Ersöz’ün marş adayı olan şiiriyle bitiriyorum. 

100. YIL 

Zaferlerle doludur benim şanlı tarihim, 

Tüm cihana hükmetti fetihlerle Fatihim, 

Gün geldi sarsılırken o güçlü devletimiz,  

Kurulan Cumhuriyet oldu en son talihim. 

Yedi düvel gelse de duramaz karşımızda, 

Yılmaz cesaretimiz yer alır marşımızda. 

Türk Milleti âşıktır özgürlük, hürriyete, 

İlkesi bağımsızlık, sevdalı milliyete, 

Allah Allah sesleri dört bir yandan duyuldu, 

Sonsuz azim, inançla geçtik Cumhuriyete. 

Yedi düvel gelse de duramaz karşımızda, 

Yılmaz cesaretimiz yer alır marşımızda. 

Ölürüz vazgeçmeyiz hiçbir an istiklâlden, 

Güvenliyiz, ümidi kesmeyiz istikbâlden, 

Vatan için gideriz gülerek şehadete, 

Uzak kalmayız asla Ay yıldız ve hilâlden. 

Yedi düvel gelse de duramaz karşımızda, 

Yılmaz cesaretimiz yer alır marşımızda. 

Dünyaya değişmeyiz Vatanın bir taşını, 

Gönüllerde taşırız ekmeğini, aşını, 

Bir avuç toprağımız canımızdan ötedir, 

Bağrında saklamakta şehidin naaşını. 

Yedi düvel gelse de duramaz karşımızda, 

Yılmaz cesaretimiz yer alır marşımızda. 

Şehit kanından vaki dalgalansın al bayrak, 

Düşman çizmesi ile çiğnenmesin bu toprak, 

Ceddimizden yadigâr, başka şeye benzemez, 

Kıymetli bizim için Vatandaki tek yaprak. 

Yedi düvel gelse de duramaz karşımızda, 

Yılmaz cesaretimiz yer alır marşımızda. 

Ezanlar hiç dinmesin sonsuza dek inlesin, 

Allahuekber sesi kulaklarda çınlasın, 

Mânâmızla gidelim kıyamet sabahına, 

Müslüman Türk yurdunu bütün dünya anlasın. 

Yedi düvel gelse de duramaz karşımızda, 

Yılmaz cesaretimiz yer alır marşımızda. 

Sarsılmadan yüz yıldır ayakta Cumhuriyet, 

Âtiyi aydınlatan ilim ve medeniyet, 

Son kalemizdir bizim mukaddes Vatanımız, 

Bu büyük millet için inanç, güven, emniyet. 

Yedi düvel gelse de duramaz karşımızda, 

Yılmaz cesaretimiz yer alır marşımızda. 

Güzel ülkem Türkiye’m yüreğimdesin her an, 

Aşkını azaltamaz ne kadar geçse zaman, 

Az olur senin için yazılan, söylenenler, 

Sevmemi emrediyor, kalpteki güçlü iman  

Yedi düvel gelse de duramaz karşımızda, 

Yılmaz cesaretimiz yer alır marşımızda.