1 Mayıs

Hacı Ahmet Şimşek

1 Mayıs’ın tarihi, birçoğumuzun sandığı gibi Rusya’da veya Amerika’da değil, bize göre dünyanın diğer ucu sayılan Avustralya’ya dayanır. Hazırlık safhası İngiltere de Robert Owen ve devamında Chartist Hareket olarak başladı. Çok sayıda işçi imzasının sahte çıkması, işçi hareketini Avustralya'ya İngiltere'nin burayı işgali ile taşıdı. Avustralya’da işçiler 1856 yılında iş gününü sekiz saate indirebilmek için toplantılar yapmaya, eğlence ve gösteriler düzenlemeye başladılar. Akabinde de 21 Nisan’da işe gitmeme eylemi yaptılar. Aslında niyetleri sadece o yıl ile sınırlı kalmaktı. Yani bunun gelecek yıllar için bir başlangıç olma amaçları falan yoktu. Ancak bu ilk hareket ve eylem, Avustralyalı çalışanlar üzerinde beklenmeyen bir tesir gösterdi. Bunun üzerine bu faaliyetlerini gelecek yılda da devam ettirme kararı aldılar ve periyodik olarak devam ettirdiler.
Sonraki yıllarda işçi sınıfının Avustralya’daki bu hareketi Amerika’ya sıçradı.1886 yılında 1 Mayıs günü Chicago’da 16 saatlik çalışma temposunu 8 saate indirmek için eylem yapan işçilerle polis arasında meydana gelen şiddetli çatışmalarda dört işçi ve dört polis hayatını kaybetti. Greve gitmek isteyen yüzlerce işçi işten çıkarıldı. Böylece 1 Mayıs ortaya çıktı.
Bu hareketin elebaşı olarak kabul edilen ve idama mahkûm edilen dört işçiden biri olan Albert Persons’a özür dilemesi karşılığında affedileceği söylendiği zaman söylediği söz meşhurdur. “Bütün dünya biliyor ki ben suçsuzum, suçlu olduğum için değil emekçi olduğum için idam ediliyorum!”
Amerika’daki bu olaylar Avrupa’yı da etkiledi. 1889 yılında Fransa’nın başkenti Paris’te “Uluslararası İşçiler Kongresi” yapıldı. 400 delegenin katıldığı bu toplantıda radikal kararlar alındı ve 1890’dan başlayarak, 1 Mayıs’ın işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanması kararlaştırıldı.
Peki, bütün bunlardan biz nasıl etkilendik? Osmanlı Devleti henüz yıkılmadan 1905 yılında İzmir’de 1 Mayıs’ın kutlandığını görüyoruz. Daha sonra 1909 yılında Üsküp’te ve 1910 yılında İstanbul’da 1 Mayıs kutlamaları yapıldığını tarihçiler ve zamanın gazeteleri yazıyor.
1920 yılının 1 Mayıs’ında işgal kuvvetlerinin ve Osmanlı Hükumeti’nin bütün engellemelerine rağmen işçiler Haliç’ten yürüyerek Karaköy’e ve oradan da Beyoğlu’na ulaştılar. Bu esnada ellerinde “Bağımsız Türkiye” pankartı vardı. 1921 ve 1922 yıllarında da İstanbul’da işçiler 1 Mayıs’ı kutladılar.
1923 yılında ise İstanbul’daki tüm yerli ve yabancı işletmelerde çalışan işçiler genel greve gittiler ve 1 Mayıs’ın işçi bayramı olarak resmen kabul edilmesini, 8 saat çalışılmasını, hafta tatilini, sendika ve grev hakkını ayrıca bütün yabancı şirketlere el konulmasını talep ettiler. Bu yüzden birçok işçi tutuklandı.
Gelelim Cumhuriyet Tarihine; 1924 yılında 1 Mayıs’ı işçi bayramı olarak kutlamak isteyenler engellendi ve çoğu tutuklandı. 1925-1935 yılları arasında kutlamalar yasaklandı. 1935 yılında çıkan bir kanunla “1 Mayıs Bahar Bayramı’” olarak tatil ilan edildi. 70’li yıllara kadar 1 Mayıslarda önemli bir vukuat görmüyoruz.
1976 yılında Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun organize ettiği eylemde İstanbul Taksim’de binlerce insan toplandı. Bundan cesaret alan sendikalar 1977 yılında görkemli bir kutlama programı hazırladılar. İşte ne olduysa o gün oldu ve topluluk üzerine bilinmeyen yönden ve bilinmeyen ve de bulunamayan eller tarafından ateş açıldı, 37 insan hayatını kaybetti ve yüzlerce insan da yaralandı. 1978 yılında bir önceki yılın acısı yine Taksim Meydanı’nda olaysız olarak anıldı.1979 ve 1980 yılında ise Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul’da kutlamalara izin vermedi. Malumunuz 1980'de 12 Eylül darbesi oldu ve yasaklar kondu. 90’lı yıllar sanırım hafızanızdadır.
Nereden nereye; artık 1 Mayıs hem tatil hem de ufak-tefek yerel provokasyonlar dışında önemli olaylar olmuyor.