1 Kasım seçimlerinin dünyadaki yansımalarına iki açıdan bakmak gerekir. İlk olarak batılı ülkeler nezdinde bakarsak bir kasım seçimlerinden önce dış basında Ak parti’ye oy verilmemesi gerektiğini yazan ve Erdoğan artık Türkiye için iyi değil gibi yazılarla Türk seçmenine yön vermeye çalışan bazı aktivist ve yazarlar dış basın yayın organlarında yaptıkları yayınlar ile neyi amaçlıyorlar dersiniz. Bunlar uzun yıllardır maşaları vasıtası ile kontrol ettikleri, istedikleri gibi oyunlar oynayarak yönlendirdikleri kendi siyasi ekonomik emelleri ve üretim fazlası malları pazarladıkları üçüncü dünya ülkesi gördükleri Türkiye’yi geri istedikleri bir seçim olması bakımından kendilerinin mağlup oldukları anlamına gelir. Onlar için güçlü bir Türkiye önce sahipsiz İslam coğrafyasının yüz yıldır başsız kaldığı dönemin bittiği ve Müslüman ülkelerde ki hakimiyetlerinin sona ereceği anlamına gelir, sonra ise bulunduğu coğrafi konumu sayesinde hem kara hem deniz ve hem de hava da farklı kıtaları birbirine bağlayan, çok önemli bir ülkenin yönetimini kaybettikleri anlamına gelir. Yüz yıl önce sevr antlaşması ile zemin hazırladıkları Anadolu’yu parçalama planları ile önce Alevi-Sünni , laik-antilaik ve sonra da Türk-Kürt olarak birbirine düşürmek istedikleri milletin bölünemeyeceğini anladıkları anlamına gelir. Son iki yıl içerisinde yaşananlara bir bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız Gezi , 17-25 aralık darbe girişimi, Mit tırları ve Kobani olayları ile sürekli hükümete ve devlete yapılan saldırıların sonuç vermemesi ile ele avuca sığmayan bir Türkiye oluşmaya başladı. Ve artık Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen batı , artık güçlü Türkiye’ye tahammül etmek zorunda kalacak. Ancak asıl oyun yeni başlıyor biz millet olarak devletimize sahip çıkarsak bunlara oyun oynama sahası azalır ve batının oyunları bozulur. Kanımca geçtiğimiz ay Rus savaş uçaklarının bizim savaş uçaklarımıza füze kilidini 5-6 dakika süre ile muhafaza etmesi ile Rusya ve Suriye ile bir savaşa sokma girişimleri veya doğu Akdeniz doğal gazı hasebiyle İsrail , Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetimi ile önümüzdeki yıllarda ülkemizi bir savaşa sokma ihtimali üzerinde oyun oynayacaklar. Hatırlayın seçimden sonra Yunan savaş uçaklarının hava sahamızı ihlal etmeleri asla tesadüf değildir. Bu arada hala içeride Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığını körüklemeye çalıştıkları batı medyasının yazdığı makale ve yorumlarla artık doruk noktaya ulaşarak hala Türkiye’yi suçlamalara devam etmekteler. Su uyur düşman uyumaz derler, uyanık olma vakti.
Bir kasım seçimlerinin dünyada ki diğer yansımalarına başka bir açıdan bakarsak İslam coğrafyasında yaşayan ümmet , ezilmiş ,mazlum halklar tarafından bakarsak. Başta Filistin , Mısır ,Irak veya balkanlarda Kafkaslarda sevinçle karşılanması Türkiye’nin liderlik vasfını perçinleştirdiği bir seçim olması bakımından en değerli destektir . Türkiye’ye Ak parti döneminde bu mazlum sahipsiz toplumların sesi olmayı başararak gönülleri feth etmiş Recep Tayyip Erdoğan’a olan sevgileri her kesim tarafından kabul edilen bir gerçektir. Bu da bir kasım seçim sonucunu bizimle beraber kutlayarak dualar göndererek göstermiş oldular. O büyük birliğe yani Ümmetin birliğine az kaldı biz gönüllerde birdik ancak Allahın izni ile bunu reel olarak faaliyete geçirme vakti geldi ve çok şükür az kaldı . Birlikten kuvvet doğar.
SAYGILARIMLA