Türkiye önümüzdeki Pazar günü yeniden sandık başına gidecek. Türkiye’de her seçim önemlidir, toplumun büyük kesimini yakından ilgilendirir. Bunun en büyük sebebi, Türk toplumu hem kendi arasında hem de Devlet ile temel değerleri hususunda bir mutabakata varabilmiş değildir. Bu sebeple Türkiye’deki Siyasi Partiler ve seçimler rutin hükümet olma ve ülkeyi yönetme imkanlarından fazla bir anlam ifade etmektedir. Türk toplumunun oy vermesinde değer yargıları, dünya görüşleri, yaşam biçimleri önemli bir yer tutar. Her ne kadar ekonomi son derece önemli olsa da halkımız oy verirken siyasi partilerin vaatlerini ikincil önemde görür.
Pazar günkü seçimde de seçmenin parti tercihlerinde öncelikle bu hususlar etkili olacaktır. Ülkenin ana omurgasını oluşturan büyük bir kitle var. Bunlar sessiz çoğunluktur. Gün görmüş bir millet olmanın gereklerini yerine getirirler. Siyaset biliminde, partiler hakkında, dış politikada, iktisatta bilgi sahibi olmasalar da irfan sahibidirler. Oylarını verirken basiretli davranırlar. Bu sessiz çoğunluğun irfanı ile hissederek yönelttiği tercihler bu ülke için en iyi olanı bize göstermektedir. Hatalar siyasetin doğasında vardır, partilerimiz ve siyasetçilerimiz sütten çıkmış ak kaşık değil ancak ülkenin bulunduğu zorlu coğrafya, tarihi misyonu göz önüne alındığında birincil önceliğin devlet millet birlikteliği olduğu ortaya çıkmaktadır. Bunun için de güçlü ve tek başına bir iktidar olması gereklidir.
Haritaların yeniden çizildiği, petrol ve diğer enerji kaynakları ile enerji nakil hatlarının küresel güçler tarafından paylaşıldığı, 21. Yüzyılda önemi ve değeri çok daha artacak olan Su kaynaklarına hakimiyet mücadelesinin verildiği bir coğrafyada bulunmak büyük fedakarlıklar ister. Türkiye Devlet ve millet olarak bunun bedelini yüzyıllardır ödemektedir, bundan sonra da ödemeye devam edecektir.
1.Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel sistemin ve paylaşımların miadının dolduğu ve yeni bir paylaşım savaşının tüm hızıyla devam ettiği bu günlerde, Türkiye’nin koalisyonlarla elindeki kıt imkanlarını heba etmemesi gerekir. Bu seçim son yılların en önemli seçimi, çünkü ilk kez bu seçim iç politikadan ziyade dış politika ile alakalı.
Kol kırılır yen içinde kalır demiş atalar, kırıklıklarımızı seçim sonrasına erteleyelim, ülkenin ihtiyacı olan güçlü hükümete destek olalım.