Semazenlerin resmi tacı bu ellerde şekilleniyor
Keçe Ustası Celalettin Berberoğlu keçe sanatının Şeb-i Arus’un bir parçası olduğunu belirtirken, eskiden Mevlevihanelerde keçeden sikke yapımı için sikkehanelerin olduğunun bilgisini verdi.
Keçe sanatı geçmişinin Mevlana dönemine dayandığını söyleyen Keçe Ustası Celalettin Berberoğlu,”Sufi’liğin yolunu öğretmek için keçeden sikke yapımını kullanmışlar. Yünün keçe ve sikke olana kadar geçirdiği aşamalarla insanın insanla kamil olana kadar geçirdiği aşamalar arasında muazzam benzerlikler vardır. Ve keçeden o sikkeyi yaptırdıklarında yün nasıl arınır, usta nedir, yolun bütün aşamalarını onlara keçeden sikke yaptırarak öğretmişler. Daha sonra da bir hatırlatma gibi onu yaşarken başlarında, öldükten sonra da mezar taşlarının üzerine bir sembol olarak kullanmışlar” dedi.
‘BU YIL DAHA ÇOK İNSAN BEKLİYORUZ’
Bu yıl Şeb-i Arus programlarının daha dolu dolu geçeceğini öngören Berberoğlu, “Pandeminin etkileri hâlâ devam ediyor. Pandemi döneminde insanlar iki yıl boyunca seyahat edemediler. Bu yıl daha çok insan bekliyoruz. Şu an ilk gelen öncüler de bunu bize gösteriyor. Bu yıl daha çok insan bekliyoruz. Şu anda ilk gelen öncüler de bunu bize gösteriyor. İnsanlarda özellikle Konya’ya bir özlem var. Hazreti Mevlana dünyanın neresinde olursa olsun insanların hayatlarına dokunuyor, onların ruhsal gelişimlerine yardım ediyor. O nedenle bu yıl daha fazla insanın geleceği kanaatindeyiz. Keçe sanatı da her geçen zaman dilimi içerisinde artıyor. İnsanlar tanıdıkça, bildikçe, keçe sanatına ilgi artarak hem Türkiye’den hem de yurt dışından talep görüyor. Keçe’ye ilgi yükseliyor” ifadelerine yer verdi.
‘KEÇENİN ÜZERİNDE YILAN VE AKREP YÜRÜYEMEZ’
Keçenin birçok önemli faydasının olduğundan bahseden Berberoğlu, “Burada 30’a yakın keçeden ürün yapıyoruz. Şal, şapka, çanta, yelek, seccadeler, kaligrafi çalışıyoruz. Küçük hediyelik eşyalar yapıyoruz ama daha çok bizim burada kullandığımız ve çok satan şeyleri ve özellikle yerel motifli olan her şeyi satıyoruz. Çatalhöyük, dervişler, doğa, gibi mistik olan her şey genellikle burada tercih ediliyor. Derviş taşları satıyoruz.
İnsanlar Konya’ya geldikleri zaman buraya ait bir şey almak istiyorlar. Keçe doğal bir objedir. Birçok özelliği içinde barındırır. İnsan vücudundaki negatif elektriği alır. Termos görevi görür. Örneğin keçenden bir yelek giyseniz sıcakta giyseniz sıcağı geçirmez, soğukta giyseniz soğuğu geçirmez. Yani içindeki özü muhafaza eder. Keçenin üzerinde kesinlikle yılan ve akrep yürüyemez. Radyasyonu engellediğine dair ilmi araştırmalar var. Tamamen doğal, her şekilde her biçimde dokunabileceğiniz, giyebileceğiniz ya da evinizin her köşesinde sergileyebileceğiniz pek çok ürün yapmak mümkündür” diye aktardı.
‘EN BÜYÜK ÖZELLİĞİ DOGAL OLMASIDIR’
Keçenin en büyük özelliğinin doğal olması olduğunu kaydeden Berberoğlu, “ Bir de geçmişten günümüze kadar gelen keçenin yaşatılması gerekiyor. Bu nedenle vatandaşlara keçe almalarını tavsiye ederiz. Keçeyi dünyaya tanıtan Türk toplumudur. Kuzey Afrika ve Kuzey Avrupa’da da keçe var ancak biz göçebe bir toplum olduğumuz için keçeyi dünyaya tanıtan aslında biziz. Keçe fiyatlarımız 20 liradan başlar 5 bin liraya kadar çıkıyor. Keçe fiyatlarımız üründen ürüne göre değişmektedir.
Keçenin mistik bir boyutu var. Önceden Mevlana müzesinin içeresinde iki katlı bir yer varmış. Üst katta keçeden derviş sikkeleri yapılıyormuş. Yani orada bir sikkehane varmış. Aslında Mevlevi tarikatları çok zengin tarikatlar. Dünyanın her tarafında vakıf gelirleri var ve bir iş gücüne ihtiyaçları yok. Musiki, edebiyat, güzel sanatlar, dini ilimler öğreniyorlar” diyerek sözlerini tamamladı.
SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ