Selçuklu’nun son Sultan’ı Konya’da

Konya, Anadolu ve Dünya tarihinin en önemli ve en gizemli dönemlerinden biri olan Selçuklular ve Haçlılar karşılaşması bir kez daha Konya’da masaya yatırıldı. Selçuklu Hanedanından Soldan ailesinin temsilcileri de sempozyuma katıldı. Tüm katılımcıların yoğun ilgisiyle karşılaşan Pery Soldan ve Oğlu 700 yıllık hikayeleri ve şu anki durumlarıyla ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik.

Konya, Anadolu ve Dünya tarihinin en önemli ve en gizemli dönemlerinden biri olan Selçuklular ve Haçlılar karşılaşması bir kez daha Konya’da masaya yatırıldı. 900 yıllık tarih bilinmeyenleriyle, gizli kalmış ve bilinen ancak anlamlandırılamayan yönleriyle çağımıza uyarlanarak bir kez daha anlatılıyor. Bu anlatımlar içinde Selçuklular ve Haçlılar sempozyumu renkli görüntülere de sahne oldu. Protokol konuşmalarında bu renkli görüntülerinin ilk meyvesini de verdi. Selçuklu Hanedanından Soldan ailesinin temsilcileri de sempozyuma katıldı. Tüm katılımcıların yoğun ilgisiyle karşılaşan Pery Soldan ve Oğlu 700 yıllık hikayeleri ve şu anki durumlarıyla ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik. Aynı zamanda Alman sanatçı ve filozof Goethe’nin de torunu olan Pery Soldan ile yaptığımız bu söyleşinin satırbaşları;

700 yıllık bir geçmişe sahip bir ailenin temsilcilerisiniz. Bu noktada anlatması ansiklopediler dolduracak bir hikayeyi en kısa bir şekilde nasıl özetlersiniz?

Selçuklu ailesinin temsilcilerinden Mehmet Sadık Sultan’la başlıyor hikaye. Sonraki siyasi süreç gereği Avrupa’ya sürgün edilen ailelerden biriyiz. Finlandiya’dan, İtalya’ya kadar dağılmış bir aile.  Avrupa’nın her yerinde temsilcileri bulmak mümkün. 13. Yüzyıla kadar uzanıyor Anadolu ile olan bağımız.

Pe ki o kadar uzun bir tarihi süreci nasıl belgelendirebiliyorsunuz?

Aile için hala çok önemli bilgi ve belgeler mevcut. Bunun ötesinde birkaç noktada aileyi geçmişine bağlayan semboller mevcut. Bunlardan en önemlisi mezar taşları. Mezar taşları birçok bakımdan tarihi belge hüviyeti taşıyor tarihçi için. Avrupa sürgününde ölen ilk Soydan’ın mezar taşında şu ifade vardır; Ki bu mezar taşı Almanya’nın güneyinde halen ayaktadır;  “İlk Soldan burada yatmaktadır. Kendisi Türk ülkesinde Türk ve Müslüman olarak doğdu, ancak bu topraklarda bizim dinimizle şereflendi’

Yani İlk Soldan itibaren değişikliğe uğruyor yani dininiz?

Evet. Aile artık Protestan. Bu değerleri aktarıyor yeni yeşillere de. Klisemiz de var Nümberg’te.

 Birkaç simge demiştiniz. Diğerleri nedir peki?

Aile arması. Ay yıldız’lı bir elinde kılıç üstünde türbanla bir Türk Savaşçısı arması. Bu uzun süre Sipahilerin yada Akıncıların kullandıkları armaya yakın bir arma kullanmışlar. 1304 yılından bu yana ailenin simgesi bu arma.

Aile ismi Soldan, sanıyorum bu Sultan’ı çağrıştırıyor. Doğru mu düşünmüşüz?

Evet aslı Sultan. Almanca bağlamında yıllar içinde yaşanan bir değişiklik. Bu noktada şunu belirtmeliyim ki tarihçiler de bu noktada üç nokta üzerinde duruyor hep; Aile ya Selçuklu hanedanının bir parçası, yada hanedanın yakınının. Her iki açıdan da geçmişlerinden kopmamaları ve nereden geldiği anlaşılması ve hatta geçmişlerinden kopmamaları için Alman Hanedanı tarafından bu ismin aileye verildiği bir gerçek. Az önce dediğimiz gibi en önemli belge de mezar taşları. 

Peki biraz da Ailenin, Avrupa sürgünü hakkında konuşmak istiyorum. Neler yaşanmış olabileceğini tahmin ediyoruz. Ancak bunları sizin ağzınızdan duymak istiyoruz.

Neler yaşadıklarından çok şunu özellikle belirtmek isterim ki; Tüm aile fertlerinin Avrupa’da yaşanan Reform ve Rönesans’ta büyük etkileri olmuştur. Sadece Almanya’da yaşayan Soldan ailesi değil, diğer tüm aileler için bu böyle. Ancak şunu da belirtmeliyim ki Avrupa’ya giden Türk esirler arasında din değiştirip asimile olanlar arasında kökenini tanıyan tek Aile bu Soldan ailesi. Ünlü Alman düşünür ve yazar Goethe’nin annesi Soldan ailesine mensup. Goethe’nin İslam’a, Şark’a ve Osmanlı’ya olan ilgisinin de bu nedenle olduğu düşünülür hep. İslam dünyasıyla veya İslam Peygamberiyle ilgili çalışmalarında da bu akrabalığın izlerini görmek mümkün.

Almanya ile sadece siz değil tabi, ama tarihsel olarak da yakınlıklarımız var. Bu hep böyle olmuş ve böyle süregelmiş. Bunun hakkında neler söylemek istersiniz? 

Almanya’da ki Türk izleriyle, Türkiye’de ki Alman izleri hep önemli bir araştırma konusu olmuş. Bu noktada Almanya’da önemli enstitüler mevcut. Önemli çalışmalar var.

Ata toprağınız Konya’ya ilk gelişiniz mi?

 Evet. Oğlum’la birlikte buradayım. Bu nedenle çok mutluyum. Fahri hemşehrilik beratı aldım. Bu berat bana ve aileme bugüne kadar verilen en büyük onur ve mutluluk.   Şu ana kadar şehri tam anlamıyla tanıma fırsatım olmadı.

Peki Almanya’da ne ile uğraşıyorsunuz?

Ticaretle.

 Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Şu an size olan ilgiden anlıyoruz ki Konya sizi çok sevdi, umarım siz de Konya’yı seversiniz…