Selçuk: Uzaktan eğitim dersleri 23 Mart'ta saat 09.00'da başlayacak
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, uzaktan eğitim derslerine ilişkin, ''Pazartesi 09.00'da başlayacak. Dersler okuldaki gibi 40 dakika değil 20 dakika olacak.'' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Tatil süreci uzayabilir mi?" sorusu üzerine Selçuk, öncelikle ara tatili öne aldıklarını, ikinci haftanın tatil olmadığını söyledi.
Selçuk sürecin, okulda yapılan bir eğitimin eve yansıması olduğunu belirterek, "Tatil değil, uzaktan eğitimden bahsediyoruz. Bunun uzayıp uzamaması konusu tümüyle Bilim Kurulunun dünyadaki gelişmeleri ve Türkiye'deki verileri de izleyerek alacağı tavsiye kararları doğrultusunda ortaya çıkacak." diye konuştu.
Bakanlıkların kararları tek başına değil eş güdümle aldığını, her bakanlığın işinin diğer bakanlığın işini etkilediğini vurgulayan Ziya Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O yüzden bu sürecin uzaması ya da uzamamasına ilişkin hazırlıklarımız, senaryolarımız var. Biz diyoruz ki, önümüzdeki hafta uzaktan eğitimi yaptık, hemen ertesi hafta ders başladı. Bununla ilgili hazırlığımız var. Diyelim ki bu süreç uzadı, bununla ilgili hazırlığımız var, daha da uzadı ve öğretim dönemi tamamen kapandı mesela, bunu sadece olasılık olarak söylüyorum, bizim görevimiz bunun hazırlıklarını yapmak, her şeye hazır olmak, senaryoların ötesinde bütün iş ve işlemleri adım adım hayata geçirmek. Bizim yaptımız şey bu. Acaba şöyle mi, böyle mi olacak diye sorulabilir. Önümüzdeki tabloya anlık olarak bakıyoruz ve sürekli bir olasılık diyagramı üzerinde, 'şu olursa, bu olursa bu olmazsa' diye farklı senaryolar geliştiriyoruz. Bu öğretmen eğitimiyle, ölçme değerlendirmeyle, dijital alt yapıyla, sınavlarla, uzaktan öğretimle, televizyon kanallarıyla hepsiyle ilgili senaryolarımız var. Kaç stüdyomuz olacak, burada kaç teknik eleman gerekiyor, kaç öğretmen sürdürülebilir şekilde bu süreci yönetebilir, bütün bunların hepsinin matrisi çıktı, bu matris üzerinde çalışıyoruz."
"Önemli olan öğrencileri dezavantajlı duruma sokmamak"
Bakan Selçuk, "Bilim Kurulu tatili uzatma kararı alırsa ve bu, eğitim döneminin kapanması şeklinde olursa ne olur?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bütün vatandaşlarımız şundan emin olsunlar, biz çocuklarımızın, öğrencilerimizin hukukunu her zaman koruruz. Önemli olan onları dezavantajlı bir duruma sokmamak. Uzaktan eğitimin elbette yürütülmesi söz konusu, ama biz sınavı yüz yüze yapılan eğitimlerden yapacağız. Yani rahat olun, zaten yüz yüze aldığınız, çalıştığınız konular var. Ayrıca biz size destek oluyoruz, televizyon kanalıyla, EBA'yla, Youtube içeriğiyle vesaire, size destek oluyoruz. Bu anlamda endişe etmeyin. Senaryo ne olursa olsun, aniden bir dönem kapandı gibi bir karar almıyoruz. Biz yayılım stratejilerine bakıyoruz, yani nasıl bir yayılma gösteriyor, hangi hızla gösteriyor bizim bunlarla ilgili eğitimsel tedbirlerimiz ne olabilir, bunlarla ilgileniyoruz. O yüzden de bu kararları alırken mesela okulları kapatma kararını alırken bir ihtimal üzerinden gittik, başka ülkelerle karşılaştırma yaptık. Filanca, falanca ülkede şu hızla şu şekilde yayılıyor, orada alınan tedbir paketi bunlar, getirilen kısıtlamalar şunlar, bu tedbirlerin olduğu ülkelerle, tedbirlerin zayıf ya da hiç olmadığı ülkelerde yayılım nasıl gelişiyor? Bütün bunlara baktığımızda hemen okulu kapatma kararı aldık. Bu yayılımı azaltmak için aldık bunu."
"Dünyada 1 milyara yakın öğrenci okula gitmiyor"
Bakan Selçuk, dün İngiltere'de de okulların kapandığını belirterek, "Dünyada dün itibarıyla 900 milyon öğrenci okulda değil yani 1 milyara yakın öğrenci okula gitmiyor bütün dünyada. Bu sayı artacak. Bir taraftan da Çin ve bazı ülkelerde yayılım düşmeye başladı, tedavi ihtimalleri yükselmeye başladı, bazı olumlu haberler geliyor. Bütün bunları büyük fotoğrafta değerlendirip ona göre karar almamız lazım ki onu yapıyoruz." dedi.
Selçuk, yarın okula dönülmesi halinde buna da hazır olduklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Yarın okula döndük hiçbir problemimiz yok. Bütün öğretmenlerimizle moral, motivasyon içinde neye ihtiyacımız varsa bunu sürdüreceğiz. Aksine destekleme ve yetiştirme kurslarını, tamamen bu virüsten dolayı ortaya çıkan telafi ihtiyaçlarını gidermeye yönelik hale getiren bir program hazırladık. Uzaktan eğitim yapıyoruz ama öğrenciler okuldan uzaklaşmasınlar, motivasyonları düşmesin, eğitsel olarak onları meşgul edelim, eğitimsel ihtiyaçlarını karşılayalım, bundan dolayı yapılıyor. Yoksa sadece televizyonla eğitimle bizim tam bir eğitim yapmamız söz konusu olamaz. Bunun farkındayız. Fakat tedbirimizi almak zorundayız. Çin'in dışında ulusal düzeyde bu tür bir uzaktan eğitimle bütün topluma eğitim veren bir ülke yok, Türkiye var. Bu konuda da biraz yatırımları artırarak, alt yapıyı güçlendirerek çok daha iyi noktaya geleceğiz. Bazı eksiklikler olur, yeni geçiyoruz, çalışıyoruz, ama elimizden geleni yapıyoruz, daha fazlasını yapacağız, biz şikayet makamı değiliz, çözüm üretiyoruz. Bu anlamda çocuklarımızın psikolojisini de düşünerek, 'yüz yüze almadığım eğitimle ilgili sınav olursa acaba sıkıntı olur mu, yapamazsam' endişelerini azaltmak ve aileleri de rahatlatmak için böyle kararlar alıyoruz. Bu eğitsel bir kararın ötesinde psikolojik bir karar bu."
Selçuk, bir başka soru üzerine, "Öğrencilerim yüz yüze hangi konuları aldılarsa sınav içerikleri de onlardır, net. Bu bir kural." ifadesini kullandı.
Bakan Ziya Selçuk, televizyonda verilecek eğitimin, yüz yüze işlenen geçmiş konularla da bağlantılı olacağını kaydetti.
''Erişimle ilgili en hızlı araç televizyon''
Uzaktan eğitimle ilgili teknik olarak bir toplantı yaptıklarını ifade eden Selçuk, toplumda erişimle ilgili en hızlı aracın televizyon olduğunu söyledi.
Hane halkının televizyonlarının markasına baktıklarını anlatan Selçuk, "Halkın yüzde 30'undan biraz fazlası SD, geri kalanı HD televizyon kullanıyor. Şimdi HD yapsak kanalları belli bir kesim, yüzde 30'dan fazlası izleyemeyecek. SD yapsak diğer kısım. O zaman biz 6 kanal aldık, üçünü HD, üçünü SD yapalım dedik. Yani her haneye ulaşabilecek bir çözüm ürettik." diye konuştu.
Selçuk, "Neden internet değil de televizyon tercih edildi?" sorusu üzerine, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Neden internet sorusu değil de yerine artı internet. Eğitim Bilişim Ağımız (EBA) var. Geçtiğimiz haftalarda ilan ettik. Dünyada sadece 3 ülkede olan yapay zeka temelli bir akıllı destek sistemimiz var. Yani çocuk sınava hazırlanırken, ona kişisel rehberlik yapıyor, kişiye özel deneme sınav yapıyor, arkadaşları arasında nerede olduğunu görüyor. Bir çocuğumuzun çözemediği sorudan eksiğini yapay zeka anlıyor ve önüne o konuyu hazır getiriyor. 'Sen buna çalışmalısın' diyor. 'Senin çalışma hızını izliyorum. Bu hızla gidersen tercihleri de değiştirdim' diyor. Hızlanırsa tercihini yine değiştiriyor."
Bakan Selçuk, bu tür bir internet altyapısı desteğinin önemine işaret ederek, bu sistemin dünyada çok az ülkede olduğunu vurguladı.
EBA'da yüz binlerce video, animasyon, konu anlatımı ve on binlerce sorunun bulunduğuna dikkati çeken Selçuk, Türkiye'nin önde gelen öğretmenlerinin video kütüphanesinin olduğunu vurguladı.
Ücretsiz 8 GB internet
Sistemin kullanılabilmesi için 8 GB ücretsiz internet hakkı sağladıklarını, dünyada bunun da olmadığını vurgulayan Selçuk, "Bu tür imkanlarla internet desteği de veriyoruz. Uzaktan eğitimimizin şu andaki merkezi televizyon çünkü internet erişimiyle ile ilgili bazı sınırlılıklar var. Biz, şunu var sayamayız. Herkes, internet, telefon, bilgisayar bulsun diyemeyiz. Bu varsayımsal bir durum." ifadelerini kullandı.
Selçuk, "Siz bir bakanlıksınız. Kanal işini nasıl çözeceksiniz?" sorusu üzerine, kanal işini çözdüklerini, 6 kanal aldıklarını ve TRT ile ortak çalıştıklarını dile getirdi.
Dersler pazartesi başlayacak
İstanbul'da 5, Ankara'da 3 stüdyoda, yüzlerce insanın hazırlıklarını sürdürdüğüne vurgu yapan Selçuk, şunları söyledi:
"Çeşitli dersler çekiliyor. Sadece dersler değil birtakım sanatsal, sportif çalışmalar, müzikle ilgili muhtevalar ve diğer dersler. İlkokul için hangi saatte, hangi dersler ne şekilde olacak bunu da burada açıklayayım. Pazartesi saat 09.00'da başlayacak. Türkçe 1. saat, 09.30'da matematik başlıyor. Bu dersler, okuldaki gibi 40 dakika değil 20'şer dakikalık sürelerde. Çünkü okulda oturmakla evde oturmak aynı şey değildir. Dolayısıyla konsantrasyon meselesi. O yüzden de daha kısa sürüyor. Salı günü de hayat bilgisi, matematik. Üç ayrı kanaldan 6 frekansta bu yayın yapılıyor. İlkokul, ortaokul lise için. Türkçe, matematik, hayat bilgisi, fen bilgisi, din kültürü ve ahlak bilgisi, İngilizce dersleri var ilkokulda. Ayrıca bir de iyileştirme programı var. İyileştirme ne demek? Mevcut müfredatın da gerisinde olan bazı öğrencilerimiz var. O öğrencilerimize de bir telafi imkanı var ayrıca. Diyelim çocuk izleyemedi, kaçırdı. Tekrar saatleri var. İlkokulun, ortaokulun, lisenin listesi ayrı. Bunların hepsi hazır. Tekrar saatleri yine yazıyor. Saat 13.30-17.30 arasında ilkokulun şu dersleri tekrar edilecektir veya ortaokulun şu dersleri. Çekimler bitti, içerikler hazır, pilot uygulamalar yapılıyor."
"Dünyada en iyi Çin sonra biz geliyoruz"
Öğrencilerin EBA'ya girdiği anda oluşabilecek yüklenme nedeniyle eksikliklerin olup olmadığına da bakıldığını vurgulayan Selçuk, şunları kaydetti:
"Bu anlamda bazı eksiklikler var. Bunları tamamlamak için yatırımlara başladık. Çin bu konuda bizden iyi. Onların daha büyük bir kitleye sundukları 'Cloud Classroom' dedikleri bir anlayış var. O yapı içinde yapıyor. Dünyada en iyi Çin, sonra biz geliyoruz. Şu anda ulusal düzeyde bunu yapan nadir ülkelerden biriyiz. Onlar, 100 milyondan fazla kişiye anlık olarak, onların nüfusu da yüksek bize göre. Bizim de altyapımızı güçlendirme çalışmalarımız devam ediyor. Bu, krizlerden bağımsız bir şey eylülde başlattık. Türkiye'nin eğitim sisteminin dönüşmesi ve zamanın ruhuna göre yenilenmesi için yapıyoruz bunu. Mesela Elazığ depremi, başka depremler oldu, oradaki çocuklarımızın da telafi eksiklikleri olmasın diye çalışıyoruz. Onlar için de yüz yüze alınan eğitimler kuralı onları da rahatlattı."
Ziya Selçuk, "Sınava girecek öğrenciler ne zaman sınava girecek? Sınav içeriklerinde bir soru azaltmaya gidilecek mi, güncellenecek mi sorular?" sorusu üzerine, öğrencilerin, gençlerin yaşadıkları duygunun, duygusal sıkıntının farkında olduklarını ifade etti.
"Sanal sınıflar"
"Özellikle sınav senesinde olan çocuklar için ekstra bazı çalışmalarımız var. Mesela sanal sınıflar." diyen Selçuk, şu bilgileri verdi:
"Sınav senesinde olan çocuklarımız için öğretmenleriyle aynı sınıfta etkileşimsel olarak dijital anlamda buluşabilecekleri sanal sınıflarımız var. Bu sınıfları onlar için öncelikli olarak kullanacağız. Bunların takvimi hangi ilde, ne zaman, hangi saatte açılacak hazır ve yayınlanacak. Bu televizyon listesinde olduğu gibi. Hangi konular olacak, sorularda azaltmak olacak mı? Biz ölçme değerlendirme uzmanlarımızla çalıştık. Bu sınavda sadece yüz yüze alınan eğitim ve konuların içeriğinden sınav yaparsak bunun avantajı, dezavantajı, riski nedir, tüm bunlara bir baktık. Ölçme değerlendirme açısından, ayırt edicilik gücü anlamında soruların belirlenmesi ve nasıl bir soru paketi olursa bu öğrencilerimizin başarısı konusunda sanki tam yıl eğitim görmüşler gibi olacak senaryodan farklı olmaz. Bunun da ölçümlerini yaptık, bitirdik."
''Elimizde şu anda 3 tane sınav paketi var''
Hazırladıkları sınav paketlerine ilişkin bilgi veren Selçuk, "Bizim elimizde şu anda 3 tane sınav paketi var. Bu hazır, ben desem ki 'Bu paketi 5 dakika sonra hayata geçirelim', geçirebiliriz." ifadesini kullandı.
Paketlerden birinin "Yüz yüze eğitim" ile işlenen konuları içerdiğini aktaran Selçuk, "Diyelim 'Yüz yüze eğitim' ile ilgili kısımda bir değişiklik oldu ve okullar açıldı. Karşımıza farklı bir senaryo çıkıyor. Bununla ilgili de bir paketimiz var. Diyelim ki bu sınav ertelendi... Bunlar olasılık yani çocuklarım şunu düşünmesin 'ertelenmeye karar verilmiş.' Hayır. Şu anda biz sadece senaryo olarak ertelemeden söz ediyoruz." diye konuştu.
Selçuk, LGS ve YKS'ya ilişkin, "Eğer sağlık koşulları bunu gerektirirse ertelenebilir. Tercihim ertelememek, zamanında yapmak sınavı. Herkesin duygusal olarak bir ayarlaması var. Belli aylarda belli bir eşik var ve çocuklarım bu sınava hazırlanırken sadece akademik olarak hazırlanmıyorlar, psiko-sosyal olarak da hazırlanıyorlar. O yüzden bunların hepsini düşünüyoruz, her türlü senaryoya hazırız." dedi.
"Uzaktan eğitim sistemi nasıl işleyecek?"
Öğrencilere her sene verdikleri örnek soruların sayısını, iki katına çıkardıklarını belirten Selçuk, "Rahatlasınlar diye yani 'Merak etmeyin daha çok örnek soru var.', 'Size daha çok yardımcı olacağız.', 'Sana sınıflarda destek olacağız.', 'Ekstra kaynaklar vereceğiz.' Bizim tarafımızdan bir eksik olmaz." bilgisini verdi.
Bakan Selçuk, "Uzaktan eğitim sistemi nasıl işleyecek? EBA'ya (Eğitim Bilişim Ağı) nasıl giriş yapılacak?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bütün bunlarla ilgili, velilere yönelik mesela videolar ürettik. Bunları kısmen yaydık. Bir velimiz kendi çocuğu ile ilgili olarak EBA'ya ya da televizyon kanalına adım adım nasıl girecek, nereden bulacak, bütün bunların çok kısa videoları var. Bunları hazırladık. Bunları yeni ilan ettiğimiz için yani 'Programla birlikte verelim hepsini paket olarak' böyle bir niyetimiz olduğu için, bunu yapıyoruz. Televizyon kanallarıyla ilgili tüm ayrıntılar birazdan bütün televizyonlarda, haber mecralarında yer alacak. Şu anda dağıtımı yapılıyor. TRT var, alt yapısı bizi çok rahatlattı ve birdenbire 6 kanal bulmak, birdenbire işte 10 tane stüdyo bulmak..."
Uzaktan eğitim verilecek kanalların frekans bilgilerinin açıklanacağını aktaran Selçuk, yarından itibaren bütün bilgilendirmeleri yapacaklarını bildirdi.
Ziya Selçuk, uzaktan eğitim verilecek kanalın adının "EBA TV" olduğunu, logosunun bulunduğunu ifade ederek, ilkokul, ortaokul ve lise gibi ayrımları içerdiğini söyledi.
"Dersleri öğretmenlerimiz gönüllü hazırladı"
Kanalların her birinde ders çizelgelerinin yer aldığına dikkati çeken Selçuk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Televizyonlarda ihtiyaç duyulan dersleri, konuları bizim öğretmenlerimiz gönüllü hazırladı. Belirli merkezlerde, stüdyolarda, belirli okullarda öğretmenlerimiz küçük gruplar halinde çalışıyor, sonra test yayınlar yapılıyor. Hafta sonu da bütün televizyonlardaki içeriğin ve EBA alt yapısının son çalışmaları yapılacak. Belli bir şehirden, mesela belli bir yüklemeyi yapacağız, İstanbul'dan. Ne oluyor? Aynı anda diyelim ki 100 bin kişi girdi, ne oluyor? 500 bin kişi girdi, ne oluyor? Bütün bunları yapacağız. Testleri yapıyoruz, şu anda. Öncelikle televizyon üzerinden... EBA zaten bizim çocuklarımızın, öğretmenlerimizin bildiği bir konu ama EBA'ya nasıl girilir? Bununla ilgili 2 tane ayrı video yaptık. EBA'yı açtığınızda bazı simülasyonlar yaptık, animasyonlar yaptık. Bunun bir kısmını yayınladık, yayınlamaya devam edeceğiz.
Bir veli için, EBA şifresi nasıl alınır? Bunu aldın, daha sonra ne yaparsın? Tabii velilerimize şunu da söylemek lazım, bu bizim ortak işimiz. Muhakkak evde bir çalışma zamanı ayarlasınlar ve muhakkak öğrencilerle, çocuklarla beraber bir ortam oluştursunlar. Belli saatlerde, özellikle bizim televizyon saatleri çocukların daha dingin oldukları, daha sakin oldukları saatlerde seçildi, o saatlerde oturup çocuğa destek olsunlar. Anne, babalardan beklentimiz çocuklarına biraz daha fazla destek olmaları. İletişim anlamında, yoksa öğretmenlik yapmalarını tabii ki beklemiyoruz."
Öğretmenlerin kendi sınıfını sanal olarak toplayıp ders, ödev verebileceğini, böyle bir imkanın olduğunu vurgulayan Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Bu alt yapıyı henüz güçlendiriyoruz. Çok daha büyük, milyonlarca insanın aynı anda girebileceği şekilde güçlendirme çalışmalarımız devam ediyor. O yüzden öncelikli olarak televizyon diyoruz ama EBA'dan da bu anlamda yararlanmak mümkün." diye konuştu.
Bakan Selçuk, öğrencilerin EBA'ya nasıl gireceğini Milli Eğitim Bakanlığının internet sitesi veya "eba.gov.tr", 444 0 632 numaralı telefondan da öğrenebileceğini kaydetti.
''23 Mart günü akademik destek yazılımı açılacak''
Uzaktan eğitim sistemini özel okullardaki öğrencilerin de kullanıp kullanamayacağına ilişkin soru üzerine Selçuk, bu konuda özel okulların yöneticileri ve öğrencilerinden yoğun talep geldiğini belirtti.
Selçuk, televizyonda yayımlanan derslerin herkese açık olduğuna işaret ederek, "Özel okullarda okuyan öğrenciler de bizim çocuklarımız, öğrencilerimiz. Özel okullardaki öğrencilerimize de 23 Mart günü akademik destek yazılımı açıyoruz. Konular sarmal olduğu için televizyondaki içeriklerde sınava hazırlıkla ilgili konulardan da bahsedeceğiz ama normalde okulda ne işleniyorsa o konulardan da bahsedeceğiz." diye konuştu.
"Derdimiz, çocuklarımızın okuldan tümüyle soğumaması için gereken tedbirleri almak"
"EBA üzerinden bütün ders kitaplarına dijital olarak ulaşmak mümkün mü? Örnek sorular, deneme sınavları uygulanacak mı? Veliler çocukların durumunu nasıl takip edecek?" sorusunu yanıtlayan Selçuk, şu bilgileri verdi:
"Bütün ders kitapları, çocuklarda üç boyutlu ve dijital olarak var. Ayrıca karekod uygulamasıyla ders kitabının bir sayfasındaki fotoğraf, şekil ya da şemaya karekod olarak bastığında onunla ilgili video da gelebiliyor. Bu çok özel bir uygulama. Bununla ilgili çalışmalar da yapabilirler. İsterlerse bu kitapları ekrandan izleyebilirler.
Televizyondan izlediğiniz derslerden sınav yapacağız diye bir yaklaşım içinde değiliz. Bizim derdimiz, denetlemek değil. Bizim derdimiz illa sınav yapalım da değil. Bizim derdimiz eğitimi, eğitim gibi yapmak, çocuklarımızın okuldan tümüyle soğumaması için gereken tedbirleri almak. İstekli, motivasyonu güçlü çocuklar ayrıca talepte bulunuyorlar. Biraz daha motive etmemiz gereken çocuklarımızı da aileleri ve öğretmenler ve hepimizi daha çok motive edeceğiz ve öğrenmeden geri kalmayacağız. Önemli olan 'Ne yapalım? Okullar kapandı, yapacak bir şey yok' dememek. Her türlü görevimizi yerine getirmemiz gerekir."
Selçuk, öğretmenlerin özellikle aşamalı öğrenmeye dayalı derslerde bir konudan başkasına geçerken konunun öğrenciler tarafından anlaşılmasına dikkat ettiğini dile getirerek, "Dolayısıyla öğretmenimiz anlatımın ve sunumun içerisinde o ölçmeyi çocuklara soruyor. Hatta bazen anne-babayı davet ediyor. 'Hadi sizler de gelin. Hep beraber yapalım. Var mısınız?' diyor. Bu anlamda içine gömülü ölçme-değerlendirme var." ifadelerini kullandı.
"Ortak okuma saatleri yapılabilir"
Anne ve babaların, ders anındaki görevlerine değinen Selçuk, çocukların konsantrasyon ve odaklanmalarının sağlanacağı bir ders ortamının oluşturulması gerektiğini kaydetti.
Selçuk, öğrencilerin doğru bir üslupla çalışma ortamına davet edilmesi gerektiğini dile getirerek, "Öğrencinin bir amaç edinmesi, kendisine bir hedef koyması ve aileyle bunu yapması çok önemli. Bizim bir eğitim takvimimiz var. Bu eğitim takvimi o kadar kritik ki burada özellikle küçük yaştaki çocuklara her gün hangi oyunun oynanacağı, hangi eğitsel etkinliği yapacağı ve hangi bilimsel içeriklere kavuşulacağı yer alıyor. Bütün bunlar hazır. TÜBİTAK'ın dergileri herkese açık ve ücretsiz." dedi.
Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer anne-babalar sınavla ilgili bir endişeye sahiplerse bilsinler ki kitap okuyan çocuklar, sınavlarda daha başarılı oluyor. O yüzden ortak okuma saatleri yapabilirler. Anne, baba evde başka bir şey izlerken, 'Çocuklara siz orada çalışın' demek biraz zor. Anne ve babaların işin içine girmelerini bekliyoruz. Bu özel bir durum. Herkesin desteğine ihtiyacımız var. Bizim bunu birlikte yapmamız lazım. Çocukların özellikle küçüklerin fiziksel hareket ihtiyacı var. Evin içinde oturmaktan dolayı fiziksel hareket çok öncelikli. Bu konuda bir tedbire ihtiyaç var. Müzik eşliğinde bazı hareketleri yaptıracağız ama bunun devamı olarak da bazı çalışmalar yapılabilir."
''Psikososyal destek paketimiz bir iki gün içinde devreye giriyor''
Fiziksel ihtiyacın yanı sıra duygusal ihtiyacın da önemli olduğunu vurgulayan Selçuk, "Elbette olağanüstü bir durumdan geçiriyoruz. Durum ciddi ama tedbirlerimizi de alıyoruz, yüzlerce tedbir alıyoruz. Bunun içine birazcık esneklik, duygusal rahatlama, çocukları ve velileri rahatlatmak da gerekiyor. Psikososyal destek paketimiz bir iki gün içerisinde devreye giriyor. Bütün bunları niye yapıyoruz? Her şey tedbir değildir. Elbette eğitimsel tedbirler alıyoruz ama her şey eğitimsel tedbir değil. Eğitimsel tedbirler sosyal ve psikolojik tedbirleri de yanına almalı. Durumun ciddiyetinin farkındayız ama tümüyle strese odaklayacak bir yaklaşımdan da kaçınmalıyız, panik olmamalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
''100 tane teknik tedbir alıyorsak bir iki tane de bizim sosyal psikoloji tedbirimiz olsun''
Milli Eğitim Bakanlığının hadisenin farkında olduğunu, her türlü tedbiri aldığını ve almaya gayret ettiğini belirten Selçuk, "Çalışıyoruz, uğraşıyoruz. Teknolojik olarak, bilimsel olarak ne gerekiyorsa yol haritamızı çiziyoruz. Fakat bütün bunları yaparken biz Milli Eğitim Bakanlığıyız, yani bir taraftan da veliye dokunmak, çocuğa dokunmak, böyle küçük esprilerle ya da insani dokunuşlarla ortamı biraz yumuşatma ihtiyacı da var. Hani şunu söyleyebilirler; 'böyle bir durumda bunun sırası mı' diyebilirler. Ben olaya büyük fotoğraftan bakıyorum. Yani biz 100 tane teknik tedbir alıyorsak bir iki tane de bizim sosyal psikoloji tedbirimiz olsun." diye konuştu.
Selçuk, eğitimlerin verileceği kanallar için gerekli desteği sağladıkları için TÜRKSAT ve TRT'ye teşekkür etti.
Toplumun kenetlendiği bir sürecin yaşandığının hatırlatılması üzerine Bakan Selçuk, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sosyolojik anlamda iyi bir şey ve hepimizin birbirimize ihtiyacımız olduğunu, kenetlenmemiz gerektiğini ve yani küçük kavgalarla enerji tüketmenin toplumun nasıl zayıfladığını gösteriyor bize. Bir taraftan da bizim ödevimizi yapıp Milli Eğitim Bakanlığı olarak velilerimiz için, çocuklarımız için, öğretmenlerimiz için her türlü tedbiri almak ve burada da bilimin ve aklın yolundan şaşmamak... Bizim ödevimiz bu."
Selçuk, özel ana okulları, servis ve okul ücretleriyle ilgili bir düzenleme olup olmayacağına ilişkin soru üzerine, şunları söyledi:
"Bütün bunlarla ilgili çalışmalar sürüyor. Tabii konu sadece içsel bir konu olmanın ötesinde Ticaret Hukuku ile ilgili bir konu. Birtakım ekonomik kurallarla ilgili bir konu, vergi hukuku ile ilgili bir konu, vesaire. Elbette bazı hususlarda mağduriyetler var. Yani diyeyim ki mağazaların önemli bir kısmında alışverişlerin düştüğünü vesaire görüyoruz veya başka hususlarda sorunlar olduğunu fark ediyoruz. Dün açıklanan tedbirler çerçevesinde nerede neyi yapabiliriz, şimdi biraz daha teknik ayrıntıları çalışmaya başladık."
Öğretmenlere teknoloji eğitimi verdiklerini anlatan Bakan Selçuk, şöyle konuştu:
"İhtiyaç her zaman var çünkü teknoloji sürekli değişiyor, dönüşüyor. Fakat Türkiye bu Fatih projesi çerçevesinde çok uzun yıllardır öğretmen eğitimi yapıyor. Bizim yüz binlerce öğretmenimiz EBA nasıl kullanılır, nasıl değerlendirilir, EBA'ya nasıl yükleme yapılır, EBA'dan nasıl indirilir, EBA zenginleştirme çalışmaları nasıl yapılır ve EBA'da bir sınıf etkileşimsel olarak nasıl ders yapar, bunların hepsini biliyorlar. Fakat bu yeni çerçevesi ciddi bir değişiklik içeriyor EBA'nın. Bu anlamda biz yaklaşık 3 aydır şehirlerden davet ettiğimiz binlerce kişiye eğitimler verdik. Dedik ki 'bakın EBA'da yeni bir standart geldi, yaklaşım değişti, kategorik yapılar oluşturuldu. İhtiyaç temelli bir makine öğrenmesi altyapısı kuruldu. Bunlarla ilgili şu şu eğitimlere ihtiyaç var' diye binlerce öğretmenimiz bu eğitimi aldı. Onlar bulundukları illerde, okullarda kendi öğretmenleri ile bu işi formatör öğretmenler olarak yaptılar ve yapmaya devam ediyorlardı, geçen haftaya kadar."
Selçuk, ilk defa öğretmen eğitimlerinin de EBA üzerinden yapılacağını belirterek, "Bizim şu anda tam da bahsettiğiniz konularla ilgili içeriklerimiz var zaten. Bunlarla ilgili eğitimler 23 Mart'ta devam ediyor, bütün öğretmenlerimiz açık." dedi.
"20 bin öğretmenle ilgili çalışmalar sürüyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün bilgisini verdiği 20 bin öğretmen atamasına ilişkin çalışmaların ne aşamada olduğuna yönelik bir soru üzerine Selçuk, şunları kaydetti:
"Baktığımızda 79 alanda 20 bin öğretmen atamasından söz ediyoruz. Sınıf öğretmenliği en yüksek alımın yapıldığı, 3 bin civarında öğretmenin alındığı bir kontenjana sahip olduğu alan. Bunun dışında diğer alanlar da devam ediyor. Bizim şu andaki doluluk oranımız yüzde 93 civarında. Yani okullardaki öğretmen doluluk oranımız, burada her zaman, yani bütün öğretmenlerimiz alındığında da her zaman bir boşluk olur. Çünkü hastalananlar için yedek öğretmenlik sistemi bütün dünyada vardır. Ama asıl olan bunu bu şekilde kadrolu, daimi öğretmen haline getirmektir. Bizim bakış açımız da hedefimiz de o zaten.
Bu 20 bin öğretmenin takvimiyle ilgili çalışmalar sürüyor. Aslında bu tatil, virüs vesaire meselesinden dolayı biraz izliyoruz. Yani 'bu nereye doğru evriliyor' buna bakıyoruz. Bu bakış çerçevesinde de biz bunu yüzlerce kez yaptık. Nasıl yapıldığını, ne şekilde olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunu yapacağız. Öğretmenlerimize öncelikle hayırlı olsun. İkinci olarak da bu takvimle ilgili çalışıyoruz. Biraz bu ortamda, hani okullar ne zaman açılacak, nasıl olacak belirsizlik olduğu için bunlarla ilişkili olarak altyapıya bu belirsizlik yansıyor ama rahat olsunlar. Biz bu takvimi, bu atamayı nasıl yaptıysak bu takvimi de ilan edeceğiz ve 'ailemize hoş geldiniz' diyeceğiz."
''Hangi dersin işleneceğine yönelik var olan bir yıllık program bu yıl geçerli değil''
"Okullara tekrar dönülüp yüz yüze eğitim başladığında bu döneme ilişkin bir telafi eğitimi olacak mı?" sorusuna üzerine Selçuk, bu yılın "telafi yaklaşımı" ile ele alındığını, hangi hafta, hangi gün, hangi dersin işleneceğine yönelik var olan bir yıllık programın bu yıl geçerli olmadığını dile getirdi.
Selçuk, şöyle devam etti:
"Bu sene geçerli olan, yıl sonunda öğrencilerimizin nereye ulaşmasını bekliyorsak oraya ulaşmak için telafi paketi. Amaç bu. Yani ben ilkokul 4'üncü sınıf öğrencisi yıl sonunda normalde nerede olur? Hedefim nedir? Bu sorunun yanıtı neyse bizim telafi programımızın içeriği o. Yani aslında kitapta yazılı olan veyahut da yıllık programda yazılı olan konu şudur, onun için biz de bunu işleyeceğiz gibi bir şey yok. Tamamen ihtiyaç. İhtiyaç olursa hafta sonu da olabilir. İhtiyaç olursa yazın da olabilir. Bunları tamamen çalıştığımız senaryolar olarak söylüyorum. Bütün bunlara hazırlıklıyız diye söylemek istiyorum. Şu olacak diye söylemiyorum, hazırlıklıyız diye söylüyorum."
"Bunlarla ilgili teknik çalışmalar da sürüyor"
EBA'yı birkaç ay önce okullar başladıktan sonra bütün okullara açtıklarını anımsatan Selçuk, 23 Mart itibarıyla özel okullardaki 11 ve 12'nci sınıflar için de akademik destek yazılımlarının açılacağını aktardı.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerindeki çocuklarla ilgili soruya karşılık Bakan Selçuk, bunların tamamının paketin içerisinde olduğunu ve yapılabileceklerle ilgili hazırlıklarının bulunduğunu ancak bu kararın sadece eğitim değil, ticari boyutunun da bulunduğunu söyledi.
Bu konularla ilgili çalışmalar bittiğinde toplumla paylaşacaklarını aktaran Selçuk, "Mağduriyet dediğiniz şeyi izliyoruz. Yani nerede, ne tür mağduriyetler var bunlara bakıyoruz. Bunlardan hangisi telafi edilebilir, edilemez, ne şekilde edilebilir, bunlarla ilgili teknik çalışmalar da sürüyor." diye konuştu.
"Biz maske üretiyoruz"
"Meslek liselerinde dezenfektan ve maske üretimine başladınız, bu konuda detay verebilir misiniz? Bu okullarda üretilen maske ve dezenfektan satılacak mı?" sorusu üzerine Selçuk, Türkiye'de mesleki eğitim, meslek liseleri, meslek eğitim merkezleri, çıraklık merkezleriyle ilgili paradigmal bir dönüşüm ve değişimin olduğuna dikkati çekti.
Değişimin somut kanıtı olarak da Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir meslek lisesinin yüzde 1'lik dilimden öğrenci almasına işaret eden Selçuk, meslek liselerinin hayatın içine girdiğini, ülkenin sorunları ve üretimle ilgilendiğini anlattı.
Bakan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz maske üretiyoruz. Niye üretiyoruz? Maske de problem var ve bizim alt yapımız var. Cerrahi maske üretiyoruz. N95 standardında maske üretiyoruz. Bu çok önemli. Her yerde bulunamayan bir maske. Bunu niye üretiyoruz? Zaten bizim öğrencimizin eğitim gördüğü alan o, yani bunları üretmek. Tabi bunu sadece kitaptan görmek yetmez. Bunu üretsin çocuk. Öğretmeniyle beraber üretsin, hatta bundan mümkünse bir gelir elde etsin. Öğrenci de, öğretmen de. Biz bunun satışını, pazarlamasını da yapıyoruz ve meslek liselerinin ürettiği birtakım materyalleri, ürünleri de web sitemizde ilan ettik, satışını yapıyoruz. Mesela şimdi tek kullanımlık plastik çatal bıçak üretimine de geçiyor, bir plastik üretim alt yapısı da kurduk."
Bunun dışında geçen hafta "Hakemlik Meslek Lisesi" kurduklarını belirten Ziya Selçuk, "Niye kurduk? Çünkü 130 bin maç oynanıyor yılda. İhtiyaç var yani. Futbol Federasyonu ile gerçekten tarihe geçecek bir iş yaptık." dedi.
"Meslek lisesi hayatın içinde olmalı"
Türkiye'de sinema ve dizi sektörlerinin çok büyüdüğünü ama alt yapısında teknisyeninin olmadığına dikkati çeken Selçuk, şunları kaydetti:
"Onun okulunu Kocaeli'ye kuruyoruz. Eylül'de başlıyor. Dünyanın en büyük ikinci platosu orada. Onun içine açıyoruz okulu. Denizcilikle ilgili tam da tersanenin içine okul açıyoruz. Karabük Demir Çelik içine okul açıyoruz. ASELSAN'ın içine açtık vesaire.
Anlatmak istediğim şey şu, meslek liseleri dezenfektan da üretir, maske de üretir, plastik alt yapısı da var onları da üretir, mikro mekanik çalışmaları da yapar, elektrikli otomobil üretimine katkı sağlar, savunma sanayine yönelik yapar, uzay sanayine ilişkin yapar. Bunların hepsi erişilebilir. Velilerimiz şunu bilsinler, bu okullarımızda iş öncelikli bir durum da söz konusu. Yani mezun olduğunda da iş önceliği var. Bundan dolayı artık hayatın içinde üretebilir. Kendi üretim yerini açabilir ve imalathane kurabilir. Orta ölçekli bir kurum oluşturabilir. Yani bu çocuklar eskisi gibi 'sen seneye askere gideceksin, onun için işe alamayız' ile karşılaşmıyor artık. Niye? 6 sene tecil getirdik, yedek astsubaylık getirdik, döner sermaye kesintisini yüzde 15'ten yüzde 1'e indirdik ki satabilsinler diye. Bütün bunlar bize neyi gösteriyor? Bütün bunlar bize, meslek lisesi hayatın içinde olmalı ve yaptığımız şey o."
"Şu anda mevcut mevzuat geçerli"
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "ücretli öğretmenlerin maaş durumlarına" ilişkin soruyu da şu şekilde yanıtladı:
"Şimdi mevcut mevzuat diyor ki, ücretli öğretmenlik girilen ders karşılığı verilen bir durumdur.Dolayısıyla bizim şu andaki mevzuat içerisinde hani bunu yapmanız mümkün görünmüyor ama ülke olağanüstü bir dönemden geçiyor, istisnai bir durum söz konusu. Ne yapabiliriz, nasıl yapabiliriz süreç uzarsa, vesaire bununla ilgili birtakım çalışmalar, görüşmeler var ama şu anda mevcut mevzuat geçerli."