Şehit ağabeyinin özlemini 29 yıldır sakladığı emanetleriyle gideriyor

Mardin'de 1991 yılında terör örgütü PKK mensuplarıyla girilen çatışmada şehit olan jandarma er Doğan Demir'in kardeşi Ömer Demir, ağabeyine duyduğu özlemini, 29 yıldır sakladığı emanetleriyle dindirmeye çalışıyor- Ömer Demir:- "Onlara baktığım zaman bir f

Şehit ağabeyinin özlemini 29 yıldır sakladığı emanetleriyle gideriyor

NİĞDE (AA) - ABDULLAH ÖZKUL - Mardin'de 1991 yılında şehit olan jandarma er Doğan Demir'in kardeşi Ömer Demir, şehit ağabeyinin özlemini 29 yıldır sakladığı emanetleriyle gidermeye çalışıyor.

Ömerli ilçesinde 1991 yılında 117'nci Sınır Tabur Komutanlığında görevliyken şehit olan jandarma er Doğan Demir'in kardeşi Ömer Demir, ağabeyinin askerde kullandığı tıraş takımını, sabununu, diş fırçasını, operasyonda kırılan saatini, yazdığı mektupları ve fotoğraflarını 29 yıldır sandıkta saklıyor.

Niğde Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanlığı görevini 13 yıldır yerine getiren Demir, böylece hem şehit ağabeyine hem de tüm şehitlere vefa borcunu ödüyor.

Ömer Demir, AA muhabirine, şehit haberi almanın farklı bir duygu olduğunu söyledi.

Ağabeyinin şehit haberini Hacıabdullah beldesinde öğrendiğini anlatan Demir, şunları kaydetti:

"Belde meydanına bir astsubay geldi ve annem Zöhra Demir ile görüşeceğini söyledi. 'Oğlu burada' diye bağırdılar, yanına gittim. Astsubay, 'Bizi annene götür.' dedi ve beraber gittik. Götürdüğümde o anı çok iyi hatırlıyorum, asker anneme, 'Teyze, oğlun yaralı' dedi. Tabii annemin ciğeri yandı, feryat etti. Babam rahmetliydi. Ağabeylerim, ablalarım hepimiz toplandık, bekliyoruz ki yanına gidelim ama bizi yanına götüren yok. Şehit haberi bize çok farklı verildi ama Rabb'ime şükürler olsun ki annem şehidimizin yanında, babam yanında, Rabb'im annesine, babasına şefaatçi olmuştur, bizleri de onların şefaatine nail eylesin."

- "Özlemi, hasreti kesinlikle bitmez"

Demir, ağabeyinin kalan her eşyasının kendileri için emanet olduğuna dikkati çekerek, bazen ayakkabısına, tıraş makinesine baktığını söyledi.

Aradan 30 yıl geçse de ağabeyinin bazı eşyalarını kullandığını aktaran Demir, "Bunlar özlem giderir mi, yok, asla özlem gidermez. Acıyı dindirir mi, asla acıyı da dindirmez ama onlara baktığın zaman bir ferahlık hissediyorum. Onun o anki duygularını yaşayabiliyorum. Şehidin neler yaptığını, neler yaşadığını hissedebiliyorum, o farklı bir duygu. Anlatılmıyor, kelimelerle ifade edilmiyor. Bunu sadece yaşayabiliyorum. Onun özlemi, hasreti kesinlikle bitmez. Annem 2011'de rahmetli oldu, 'Oğluma kavuşacağım.' diye ağlardı. 'İnşallah oğluma bir an önce kavuşurum' diye. Tabii bu anneler için çok farklı bir duygu." diye konuştu.

Demir, Niğde Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanlığı görevini yürüttüğü için zaman zaman ailelere şehit haberi verdiğini, bunun çok zor olduğunu dile getirdi.

- "Allah ailelerine sabrını veriyor"

Her şehit haberinde o acıyı bir kere daha yaşadığına dikkati çeken Demir, şehit yakını olmakla gurur duyduğunu vurguladı.

Demir, şehidin cennete gideceğini ve şefaatçi olacağını ailelere anlattıklarından bahsederek, "Ailelere diyoruz ki 'Evladınız şehit oldu, ben de bir şehit kardeşiyim, bu acıyı biliyorum.' Anneye, babaya, eşe bunu anlatmak çok zor. Çünkü o an çok değişik duygular yaşıyordur ve yaşamış olduğu acıları tahmin edemeyiz. Allah sevdiği kuluna şehitliği verdiği için ailelerine de sabrını veriyor." diye konuştu.

Şehit yakını olarak 23 yıldır kamuda görev yaptığını dile getiren Demir, şu ifadeleri kullandı:

"Benim aldığım her maaş şehidin kan bedeli, benim ağabeyim şehit oldu ki devlet beni işe aldı. Şehit ailelerimize maddi bir yardımımız yok, manevi olarak yardım ediyoruz. Onların dertleriyle dertleniyor, sevinçleriyle seviniyor, üzüntüleriyle üzülüyoruz. Devletimiz maddi açıdan bütün imkanları veriyor. Ailemizin geçimini sağlayacak güzel bir hayat yaşayabilecekleri imkanı sağlıyor. Şehit yakınları, bir sıkıntısı, derdi olduğunda beni arıyorlar, ben ilgili yerlere aktarıyorum. Bunu yaparken hem şehidime hem şehitlerimize vefa borcumuz var. Biri 5 saat çalışıyorsa bizim 10 saat çalışmamız lazım. Çünkü biz şehit üzerinden maaş alıyoruz. Ben çocuklarıma her zaman, 'Oğlum, yediğiniz lokma, amcanızın kanının bedeli. Bunu sakın besmelesiz, duasız yemeyin.' diyorum."

Demir, vatana, bayrağa, dine, ezana bir leke gelecekse bir kere değil bin defa şehit olmaya hazır olduğunun altını çizerek, "Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Allah bütün şehitlerimizden razı olsun. Onlar sayesinde biz buradayız, vatanımız bölünmedi, bayrağımız inmedi, ezanımız gür sesle okunuyor. Birliğimiz, beraberliğimiz onlar sayesinde devam ediyor." dedi.

Kaynak: