Sarıkamış'ta Mehmetçiğin dondurucu soğuktaki kararlılığı hafızalardaki yerini koruyor
1. Dünya Savaşı'nda Rus işgali altındaki toprakları kurtarmak için düzenlenen Sarıkamış Harekatı'nda dondurucu soğuk ve çetin kış koşullarına rağmen komutanlarının emrini yerine getirerek şehit olan Osmanlı ordusundaki askerlerin azmi ve kararlılığı, Mehm
KARS (AA) - CÜNEYT ÇELİK - 1. Dünya Savaşı'nda Rus işgali altındaki toprakları kurtarmak için başlatılan ve çok sayıda askerin Allahuekber ve Soğanlı dağları başta olmak üzere yöredeki çatışmalar ve dondurucu soğuklar nedeniyle şehit düştüğü Sarıkamış Harekatı'na katılan Mehmetçiğin vatanını kurtarmak için gösterdiği azim ve kararlılık unutulmuyor.
22 Aralık 1914'te başlayıp 15 Ocak 1915'te sona eren ve son 140 yılın en acı olayları arasında gösterilen Sarıkamış Harekatı'nın 107'nci yılında, harekatın yapıldığı Kars'ın Sarıkamış ilçesi ve harekatın başladığı nokta olan Erzurum başta olmak üzere yurdun birçok şehrinde anma etkinlikleri organize edilecek.
Harekatta şehit olanları anmak için Sarıkamış'ta her yıl ocak ayının ilk haftası düzenlenen yürüyüş ve etkinlikler 7-9 Ocak'ta gerçekleştirilecek.
Tarih boyunca kahramanlığıyla bilinen Mehmetçiğin Sarıkamış Harekatı'nda binlerce şehit vermesine rağmen vatanı kurtarmak için çetin iklim ve coğrafi şartlar ile dondurucu soğuklara rağmen "istişare emir verilene kadardır" sözü doğrultusunda komutanlarının emirlerini yerine getirerek mücadele edip şehadete kavuşması hafızalardaki yerini koruyor.
Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Ural, AA muhabirine, Sarıkamış Harekatı'nın bölge kaderini hem siyasi anlamda hem de sosyolojik anlamda değiştiren önemli hadise olduğunu söyledi.
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'yla mücadelenin Kafkasya coğrafyasından Anadolu'ya taşındığını ifade eden Ural, Türkiye'nin teminatı anlamında çok da önemli bir yere sahip olan Kars, Ardahan ve Batum'un bu tarihte Rusların eline geçtiğini hatırlattı.
Ural, "Dolasıyla artık Ruslarla olan mücadele bu dakikadan sonra, Kafkasya'dan Anadolu'ya taşınmıştır. Dolasıyla Sarıkamış harekatı bu anlamda bu gidişata dur demek adına Rusları yeniden Kafkasya coğrafyasına geri atmak amacıyla planlanmıştır ve harekatın siyasi maksadı da buna hizmet eder şekildedir." dedi.
Ural, Enver Paşa'nın 14 Aralık'ta bölgeye gelmesiyle Sarıkamış Harekatı'nın 22 Aralık'ta başlaması için düğmeye basıldığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Harekatın iki önemli noktası vardır, bunlardan bir tanesi Türk kuvvetlerinin bir çevirme harekatıyla baskın tarzında Rus kuvvetlerini kuşatabilmesi, ikinci nokta ise ters cephe muharebesiyle çekilen Rus kuvvetlerini 2 ateş arasına alarak yok etme prensibine dayanmaktaydı. Harekat planlandığı gibi başladı fakat daha öncesinde, gerek coğrafya, gerek iklim şartları bu planlamanın ne yazık ki dışında tutulmuştur. Türk ordusunun da hazırlığı buna göre olmamıştır, özelliklede 7 Kasım 1914'de ön görülen yardımın Rus donanması tarafından engellenmesi, bölgeye yardım ulaştıracak gemilerin batırılmasıyla 3. Ordunun kış harekatı için lojistik hazırlığı ne yazık ki yeterli kalmamıştır."
- Mehmetçik, şehadet pahasına komutanlarının emrini uyguladı
Osmanlı Ordusu'nun harekatta 26 ve 29 Aralık 1914'te Sarıkamış'ı almak için taarruz düzenlediğini dile getiren Ural, "Fakat her ikisinde de düşman kuvvetleri yapılan Türk harekatının farkında olarak zamanında önlemler almış ve Mehmetçiğin mücadele azmine, kararlılığına, fedakarlığına ve savaş gücüne rağmen Kars'tan hatta Tiflis, Erivan üzerinden çeşitli yardım kollarını bölgeye göndererek burada bir askeri dengeyi sağlayabilmişlerdir. 26 ve 29 Aralık'ta yapılan 2 taarruzda ne yazık ki Rus direnci kırılamamış ve dolayısıyla Sarıkamış ele geçirilememiştir. Bu muharebe sırasında gerek 9. Kolordu gerekse 10. Kolordu çok büyük kayıplar vermiştir." ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Selçuk Ural, Türk askerlerinin kayıplara rağmen komutanlarının emrini yerine getirip zorlu coğrafyada cesaretiyle, fedakarlığıyla mücadele ettiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türk ordusu çetin coğrafyada aklın alamayacağı kadar bir ilerleme kaydetmiştir. Normal şartlarda günlük 20 kilometre ilerlemesi gereken bir ordunun bütün gücüyle günlük 40 kilometre kadar ilerlemesi, düşman birlikleriyle mücadele içerisine girmesi, savaşması Mehmetçiğin kahramanlığına eşsiz bir örnektir. Burada hava durumu oldukça çetindir. Mehmetçik harekatta hem düşmanla hem de karla, yokluk içinde mücadele etti, 2-3 gün yürüdüğü halde tek bir sıcak yemek yemeden, dinlenmeden komutanların emirlerini yerine getirmek için canını dişine takarak mücadele etmiştir. Dünyada böyle bir fedakarlığı, kahramanlığı gösteren orduyu çok az gösterebiliriz."
Kaynak: