Sadreddin Konevi Konferansları başladı

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü iş birliğinde düzenlenen “Sadreddin Konevi Konferansları”nın ilki gerçekleştirildi.

Sadreddin Konevi Konferansları başladı

Sahip Ata Vakıf Müzesi’nde yapılan ilk konferansta, Prof. Dr. Dilaver Gürer ve Doç. Dr. Betül Gürer tarafından ‘Konya’da Selçukludan Osmanlıya Bir Düşünce ve İrfan Köprüsü: Sadreddin-i Konevi’ konusu işlendi.

Açılış programında konuşan Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Çaycı, “Geçen yıl 10 ay boyunca Sahib Ata Konferanslarını gerçekleştirmiştik. Bu yıl da istişarelerimizde ‘Hangi Selçuklu değerini işlemeliyiz?’ diye düşünerek, ‘Sadreddin Konevi’ temasıyla konferanslarımızı devam ettirme kararı aldık. Her ayın son Cuma gününde, bu mekanda ‘Sadreddin Konevi’ ile ilgili bir başlığı ele alacağız. Tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.

“Vakıf Farkındalığını Arttırmayı Amaçlıyoruz”

Sahip Ata Vakıf Müzesi’nde etkinlikler gerçekleştirerek vakıf farkındalığını arttırmayı amaçladıklarını söyleyen Konya Vakıflar Bölge Müdürü Nurullah Osmanlı, “Geçtiğimiz sene Sahib Ata Fahrettin Ali ile ilgili temaları işlemiştik; o bir vakıf insanıydı, Sadreddin Konevi ise bir gönül insanı, bir mutasavvıf… Vakıf çatısı altında, Konya’nın değerlerinin Sahib Ata Vakıf Müzesi’nde anlatılıyor olması çok değerli bir olay ve burada işlenen değerlerin gelecek nesillere aktarılmasını önemli görüyoruz” şeklinde konuştu.

“Sadreddin Konevi Olmasaydı İbn-i Arabi Bilinmezdi”

Sadreddin Konevi’nin Osmanlı medeniyetinin temel taşlarından biri olduğunu kaydeden Prof. Dr. Dilaver Gürer, “Toplumda son derece ağırlığı olan, çok renkli, toplumsal, sosyal ve ilmi yönü çok kıymetli bir şahsiyet… İslam medeniyetinin zirvesi olan Osmanlı medeniyetinin temel taşlarından birisi de Sadreddin Konevi’dir. Osmanlı medeniyetinin en önemli iki şahsiyeti; İbn-i Arabi ve Mevlana’dır. Sadreddin Konevi olmasaydı, İbn-i Arabi bugün bilinmezdi. Sadreddin Konevi, ‘Ben İbn-i Arabi’nin kapısıyım’ diyor. İbn-i Arabi de, insanlık düşünce tarihine damga vurmuş, kendisinden sonra dünyadaki bütün medeniyetleri, düşünce sistemlerini doğrudan etkilemiş bir şahsiyettir” ifadelerini kullandı.

“Sadreddin Konevi, İslam Düşüncesi’nin Mimarlarındandır”

Doç. Dr. Betül Gürer ise konuşmasında şunları söyledi: “Sadreddin Konevi, bir sufidir, entelektüeldir ve İslam Düşüncesi’nin mimarlarından, kurucularından birisidir. Onun ortaya attığı çizgi devam ederek Osmanlı medeniyetini, Osmanlı Düşüncesi’ni kurmuştur. Osmanlı Düşüncesi de kelam, felsefe ve tasavvuf üzerinde yükselmiştir. Bu üçünü bütünleştiren ve bunlardan tasavvufu güçlendiren isim olarak Sadreddin Konevi’yi daha bütüncül bir sima olarak anlamak durumundayız.”

Konuşmaların ardından Prof. Dr. Dilaver Gürer ve Doç. Dr. Betül Gürer’e plaket takdim edildi. Program, Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü ortaklığında düzenlenen ‘Mezunlar Kalem İşi Atölyesi’ öğrenci sergisinin açılışının ardından sona erdi. Sahip Ata Vakıf Müzesi’nde yer alan sergi, 4 Kasım 2022 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.