Roller karıştı ama fıtri denge net

ERKEK VE KADIN KİMLİKLERİ GİDEREK MUĞLAKLAŞMAYA BAŞLADI. OLASI CİNSEL SAPMALARIN ÖNÜNE GEÇEBİLMEK İÇİN İSE PSİKOLOG BANU YAŞAR, EBEVEYNLERİ KIZLARI KIZ GİBİ, ERKEKLERİ ERKEK GİBİ YETİŞTİRMEK KONUSUNDA HASSASİYET GÖSTERMEYE ÇAĞIRIYOR.

Roller karıştı ama fıtri denge net

Psikolog, psikoterapist Banu Yaşar, Zafer Yayınları’ndan çıkan Kızları Kız Gibi, Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek adlı kitabında günümüzde kadın ve erkek ayrımının giderek ortadan kalkmasından yola çıkarak kız ve erkek çocuklarını yetiştirirken nelere dikkat edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

“Erkeklerin erkek gibi sorumlu ve şefkatli olmayı, kadınların kadın gibi naif, narin ve nazenin olmayı bırakması birbirini besledi. Evlilikte roller karıştı. Kimi roller bazen tek kişinin üzerine kaldı. Hem annelik rolü hem babanın rolünü üstlenmek zorunda kalan bir kadın zamanla hırçınlaştı, söylenen ama sonuç alamayan bir duruma düştü. Son yıllarda erkekler birçok alanda rollerinden uzaklaştırıldı. Evde otorite olma, sağlıklı sınırlar koyma rollerini anneye devrettiler. Ruhsal ihtiyaçlarla ilgilenen anne, kural koyan ve bunu takip etmek zorunda olan kişi olunca evdeki gerilim arttı” tespitinde bulunan Yaşar, bu durumun çocukların kişiliklerini olumsuz yönde etkilediğine işaret ediyor.

ROL DAĞILIMI FITRATA UYGUN OLMALI

“Kızların kız gibi, erkeklerin de erkek gibi büyütülmeleri kişisel huzur kadar evliliğin sağlığı açısından da önemlidir. Kendi yaratılışından memnun olan, bunu bir üstünlük ve güç sembolüne dönüştürmeyen eşler daha az yıpranır. Çocuklarımızı yetiştirirken onlara yaratılış özelliklerine uygun davranmalıyız” diyen Yaşar, aksi takdirde erkek gibi davranan kız çocukları, kız gibi davranan erkek çocuklarının ilk önce kendilerine yabancılaştığını söylüyor. Yaşar’a göre anne baba olarak kendi yaratılışımızdan, kendi cinsiyetimizden memnun olup, buna uygun davranarak çocuklarımıza sağlıklı örnekler olmamız mümkün. Kadın ve erkek kimliklerinin muğlaklaşmasının bireylerde cinsel sapmalara kadar gidebilecek bir dizi soruna yol açtığının altını çizen Banu Yaşar, “Günümüzde eşcinsellik üçüncü bir cinsiyet olarak dayatılmaya çalışılmaktadır. Bu durumun doğuştan olduğu, bir seçim olmadığı söylenerek kişisel sorumluluk payı dışlanmaktadır. Hiçbir sağlıklı araştırma eşcinselliğin doğuştan olduğuna dair bir sonuç elde edememiştir. Yetiştirme tarzı, annenin aşırı koruyucu ve bağımlı edici yapısı, babanın ailede etkisiz bir rolünün olması, çocuğun çevresinde sağlıklı erkek rol modellerin olmaması, çocuklukta yaşanan cinsel travmalar gibi faktörlerin cinsel kimlik sorunlarına yol açacağı gerçeğini göz ardı etmişlerdir” sözleriyle de okuru göz ardı ettiği bu alanda yeniden düşünmeye çağırıyor.

 

 

Kızları Kız Gibi, Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek

Banu Yaşar

Zafer Yayınları