RCEP'te beklentiler yüksek tahminler temkinli
AA Finans Analisti Emin Yılmaz:- "Dünyanın ekonomik ekseni Atlantik'ten Pasifik'e doğru kayıyor. RCEP bunu resmiyete dökmüş oldu"- Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları programı öğretim görevlisi Dr. Altay Atlı:-"Daha önce aralarında serbest ticaret anla
İSTANBUL (AA) - BURHAN SANSARLIOĞLU/MURAT ASLAN - 15 Asya Pasifik ülkesi arasında imzalanan ve 1 Ocak'ta yürürlüğe giren dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması Bölgesel ve Kapsamlı Ekonomik Ortaklığına (RCEP) ilişkin beklentiler yüksek olmasına karşın ortaklığın yüzeysel kalabileceğine dair ihtimaller de yer alıyor.
RCEP, Kasım 2020'de aralarında Çin, Japonya, Güney Kore, Endonezya, Avustralya ve Malezya'nın bulunduğu 15 Asya ülkesinin liderleri tarafından imzalanmıştı.
İmzalanan ortaklık kapsamında Kovid-19'dan kaynaklanan zararın telafi edilmesi amaçlanıyor.
Bölgesel ticaret koşullarını düzenleyen ve üye ülkelerin karşılıklı çıkarlarını gözeterek mal ve hizmet dolaşımı üzerindeki tarifeleri indirmeyi amaçlayan RCEP anlaşması, e-ticaret, fikri mülkiyet ve devlet alımları gibi konuları da içerisinde barındırıyor.
Anlaşma ile birlikte küresel ekonominin üçte birini kapsayan bir serbest ticaret bölgesi oluşuyor.
Ortaklığa ilişkin beklentiler yüksek olmasına karşın ortaklığın yüzeysel kalabileceğine dair ihtimaller de yer alıyor.
Uzmanlar bir taraftan dünya ekonomisinin üçte birine tekabül eden bu anlaşmanın küresel ticaret için büyük bir önem arz ettiğini ve bunun özellikle Çin için çok önemli olduğunu ancak diğer taraftan RCEP üyelerinin önceden de ikili anlaşmalarının bulunduğunu ve ortaklığın yeterli etkiye sahip olamayacağına dair ihtimalin de bulunduğunu kaydetti
AA Finans Analisti Emin Yılmaz, anlaşmanın en önemli tarafının Trans-Pasifik Ortaklığı'nda (TPP) bulunmayan Çin'in RCEP'in içinde yer alması olduğunu belirtti. Bu ortaklığın dünya ekonomisinin ve aynı zamanda nüfusunun da üçte birini oluşturduğunu ifade eden Yılmaz, RCEP'in dünyanın en büyük ticaret bloku olduğunu aktardı.
RCEP anlaşması gereğince bölge ülkeleri arasındaki gümrük vergilerinin ürünlerin yüzde 90'ı için kalkacağını dile getiren Yılmaz bunun hemen olmayacağını söyledi.
Yılmaz, Çin'in ilk etapta ürünlerin sadece yüzde 25'i için gümrük vergilerini kaldıracağını kaydeden Yılmaz, dünyanın ekonomik ekseninin Atlantik'ten Pasifiğe doğru kaydığını, RCEP'in bunu resmiyete dökmüş olduğunu vurguladı.
Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları programı öğretim görevlisi Dr. Altay Atlı da RCEP'in, Asya’nın 15 ülkesini (Güneydoğu Asya Ülkeleri Örgütü ASEAN’ın 10 üyesi ile birlikte Çin, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda) bir araya getiren ve bu ülkeler arasında ticaret engellerinin kaldırılmasını öngören bir anlaşma olduğunu belirtti.
Bu ülkelerin ya da ülke gruplarının bazılarının arasında daha önce de serbest ticaret anlaşmaların olduğuna dikkati çeken Atlı, şunları kaydetti:
"RCEP’in ek olarak bölgesel ekonomik entegrasyona getirdiği iki büyük katkı var. Birincisi, daha önce aralarında serbest ticaret anlaşması olmayan Çin ve Japonya ya da Çin ve Güney Kore gibi büyük ekonomiler arasında da artık bir serbest ticaret alanı oluştu. İkincisi, anlaşmanın öngördüğü menşe kurallarının uyumlulaştırılması hususunda sayesinde üretimin farklı aşamalarındaki ara malların diğer paydaş ülkelerden tedarik edilmesi kolaylaşacak ve bu durum doğrudan yabancı yatırımlar ve küresel değer zincirleri üzerinde de olumlu bir etkiye sahip olacak."
-Çin için jeopolitik anlamda da büyük bir başarı
Atlı, ABD’nin Asya’daki ticaret anlaşmalarından çekildiği ve ticaret savaşlarının devam ettiği bir dönemde RCEP’in hayata geçirilmesinin Çin için jeopolitik anlamda da büyük bir başarı olduğunu ifade etti.
Ayrıca, Çin ile Japonya’nın aynı oluşumda yer almalarının, bu iki ülke arasındaki ilişkiler açısından önemli olduğunu aktaran Atlı, ABD’nin kendi Asya ittifaklarını yeniden yapılandırdığı bir dönemde bu durumun farklı bir boyut kazandığını bildirdi.
Atlı, Türkiye'nin RCEP’e dahil olmadığını belirterek, RCEP ülkelerine yapılan ihracatın, ilgili ürünlerin bir kısmının alıcı ülkelerin diğer RCEP ülkelerinden vergisiz olarak alabilecekleri için olumsuz olarak etkilenebileceğini vurguladı.
Bununla birlikte halihazırda RCEP bölgesinde yatırımları olan ve üretim yapan Türk firmalarının ise tedarik zincirlerinden daha etkin bir şekilde ve daha düşük maliyetle faydalanabileceklerini kaydeden Atlı, RCEP ülkelerinin Türk firmalarının yeni yatırımları için daha cazip bir konuma geldiğini belirtti.
Atlı, RCEP ülkeleri ile Türkiye'nin halen yürürlükte olan Serbest Ticaret Anlaşmalarının (Güney Kore, Malezya, Singapur), diğer ülkelere giriş için de bir avantaj sağlayabileceğini de hatırlattı.
-RCEP sığ bir entegrasyon planı
Almanya'nın önde gelen ekonomi enstitülerinden Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü'nden (IfW), Prof Dr Rolf Langhammer ise RCEP'in tarife indirimlerine ve menşe kurallarının uyumlaştırılmasına odaklanan sığ bir entegrasyon planı olduğunu belirtti.
RCEP üyelerinin hâlihazırda bir dizi ikili anlaşması olduğundan (örneğin ASEAN ekonomileri ve Japonya arasında) ekonomik etkisinin sınırlı olacağı öngörüsünde bulunan Langhammer, "Çünkü özellikle hizmet veya tarım ürünleri gibi önemli ürünler hariç tutulacak veya otomobiller gibi hassas ürünlerin serbestleştirilmesi uzun bir uygulama dönemini kapsayacak" dedi.
Bu ortaklığın ticaretten ziyade politik olarak dikkat çekici etkilere sahip olduğunu ifade eden Langhammer, bu ortaklığın Çin'in çabasıyla oluşturulan ilk bölgesel Doğu Asya entegrasyon planı olduğunu aktardı.
Langhammer, RCEP'in fikri mülkiyet koruması, dijital ticaret ve sürdürülebilirlik konularında ortak düzenlemeler nedeniyle derinliğe sahip olan Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşması'nın (CPTPP) gölgesinde kalmasının muhtemel olduğunu dile getirdi.
CPTTP ne kadar ilerleme kaydederse, RCEP'in öneminin o kadar azalacağı öngörüsünde bulunan Langhammer, ABD, Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık'ın RCEP'e göre CPTPP üzerinde daha fazla yoğunlaşabileceğini söyledi.
Kaynak: