Ramazan'da ne okunur? 24.04.2020
Koronavirüsten dolayı evde vakit geçirenler için Yeni Haber Gazetesi tarafından günlük hazırlanan 'Ramazan'da ne okunur?' köşemizde bugün...
Modern Çağın İnanç Sorunları-Fatih Kurt
Günümüz insanını bunalımdan bunalıma sürükleyen pek çok “izm”in, pek çok inanç probleminin önüne geçmek ancak dini vahyî temellerine dayalı olarak yeniden anlamaya çalışmakla ve Kur’an’ın da emrettiği ilmî araştırma ruhunu geliştirmekle mümkün olacaktır.
Bu Hüznün Mesnevisi-İlhami Çiçek
“Her şair bir adaya benzer” denilmiştir. Söz konusu olan “İlhami Çiçek Adası” ise bu adada bir yandan Türkiye’nin bütün dağlarında bin yıldır açan bin türlü çiçeği, bir yandan da modern olanla yaralı bir adamı bulursunuz. Çiçek, “yalnız hüznü vardır kalbi olanın” demiş, diyebilmiş bir adamdır. İlhami Çiçek’i şiirlerinden seven pek çok şair onu hep “göğe dalgın bakan bir çocuk” olarak canlandırdı zihninde. Hüznünü sevdik, çağa direnişini sevdik, ideolojik olanı şiire olağanüstü bir başarıyla sızdırmasını sevdik. Tekrarlayalım: Ama en çok hüznünü sevdik. “Bu Hüznün Mesnevisi”nde İlhami Çiçek’in tüm şiir ve öykü çalışmalarını okuyabilirsiniz.
Ufuklardaki Âyetler
Kitapta yazarın Mekke-i Mükerreme’de, Fas’ta, Hindistan’da vs. yaşadığı süre zarfında karşılaştığı Allah dostlarıyla olan münasebetleri anlatılıyor. Modern zaman menkıbeleri olarak adlandırılabilecek bu hatıralar, günümüzde de tasavvufun eski zamanlardaki haliyle yaşandığını gösteriyor ve bizi her biri “sahilsiz bir deniz” olan evliyaların, hizmet aşkıyla yanıp tutuşan dervişlerin, büyük mutasavvıfların gözlerden ırak yaşadıkları dünyalarına buyur ediyor.
Diriliş Neslinin Amentüsü-Sezai Karakoç
Diriliş Neslinin Amentüsü adlı eser Sezai Karakoç'un İslam'ın dirilmesi gerektiğini ve nasıl bir yol ve yordam izlenmesini gerektiğini anlatan bir kitaptır. Kitapta insanların yapması gerekenler, yetişmesi gereken nesil anlatılır. Toplumdaki bozukluklarla birlikte, diğer güçlü devletlerin oluşturduğu akımlardan bahsedilir. Örneğin: kapitalizm, sosyalizm gibi... Kitapta Sezai Karakoç'un şu ifadesi çok güzeldir: Günün adamı değil "dem"in adamı olmak. Kitabında bunların gereklerini anlatır. Sezai Karakoç kendinin, bir diriliş eri olduğuna inanır ve bir diriliş cephesi bulunduğuna, kendinin de o cephede bir savaş adamı olduğuna, ya da olması gerektiğine inanır.