Ramazan'da ne okunur? 22.04.2021

 

 

Ahlâk, kulluk bilinci, bir miktar tasavvufu satırlarında barındıran sohbet havasında vakit ayırmaya değer bir kitap olan Fabrika Ayarı’nı Hayati İnanç şöyle özetlemiştir: Biz sohbetin gücüne ve bereketine inanıyoruz. Zira sohbet bir hâl aktarımıdır. Sohbet gönlün dile gelmesidir. Sohbet kalbin içindekinin bütün yalınlığıyla dışa vurmasıdır. Sohbet ile söz âdeta can bulur, can olur, can verir. Evet, bir sohbetin, muhabbetin sonucunda ortaya çıkan bu kitabın temel amacı bir yerlerde aksini bulmak, bir gönülden yankılanmaktır. Bir başlangıca vesile olmak, bir umudu diriltmektir. Bütün meselemiz, bir insanın kalbine dokunabilmektir. Sadece bir kardeşimizin fabrika ayarıyla, yani fıtratıyla yüzleşmesine aracı olsa, bu kitap görevini fazlasıyla yapmış olacaktır. Umudumuz, belki de kurtuluşumuza sebep olacak o bir kişidir. Duamız, o bir kişiye ulaşabilmek, dokunabilmektir. Niyazımız, o bir kişinin yarasına merhem olabilmektir. Ötesi değil, fazlası da değil: Sadece o bir kişi. Âmin.

 

 

 

Nurullah Genç′e Yazarlar Birliği Ödülü kazandıran Hüznün Lalesidir Dünya, âdeta bir aşk sarhoşluğu içinde kaleme dökülen, yürek ritimlerinin kitaba dönüştüğü enfes bir şiir atmosferini bünyesinde barındırıyor. Doğduğu an′a, doğduğu eve, uyuduğu beşiğe, geçtiği sokağa, su içtiği çeşmeye, ana baba ve kardeşlerine, oturduğu mahalleye, gittiği okula kadar sevgilinin her anını gözleyen şiirler bu muhteşem eserde hayat buluyor. Edebiyat dünyamızın en değerli üstadının kalemiyle nakış nakış işlediği bu kitap her şiirde insanı başka bir yolculuğa çıkarıyor. Kitaplığınızda bulundurmanız gereken bir kitap olduğunu söyleyebiliriz.

 

 

Anneler ve Kudüsler, şiirsel tad veren denemelerin, oyunların yazarı Nuri Pakdil’in yeni şiir kitabı. Daha önce Edebiyat Dergisi Yayınları arasında çıkan, ikilikler şeklinde yazılmış Sükût Sûretinde, Ahid Kulesi, Osmanlı Simitçiler Kasîdesi gibi şiir kitaplarından biçem olarak farklı. Nuri Pakdil’in bu dördüncü şiir kitabı, Edebiyat dergisinde, 1970–1984 yılları arasında müstear adlarla yayımlanmış şiirlerinden oluşuyor. Nuri Pakdil şiirleri, anne lirizmi ile Kudüs gerçeği arasında gidip gelen gergin bir yay gibidir. Kâh lirik bir geyiktir sözcükler, kâh ateş hattındaki savaşçıdır. Kudüs, somut bir mekan olduğu kadar, soyut bir algıdır da. Onun için çoğuldur Kudüs ve anne. Anne Kudüs’tür, Kudüs de anne.

Kudüs, ilk ve tek Gök Yolculuğu’nun, Mirâc’ın mekânıdır. O yüzden Nuri Pakdil düşüncesinin, dolayısıyla Nuri Pakdil şiirinin metafizik yolculuğuna kaynaklık eden güçlü bir imgedir.

 

 

 

Vermiş olduğu çok sayıdaki eseri ile günümüzdeki İslâmî düşünüşün oluşumunda büyük pay sahibi olan Ebu'l Hasen Ali En-Nedvi’nin kaleme aldığı Büyük İslam Şairi Dr. Muhammed İkbal kitabı, Muhammed İkbal'in örnek sözlerinden ve hayatından bir demet sunuyor. Alem-i İslam’ın derdiyle yanıp kavrulan Muhammed İkbal’i, Nedvi'nin dilinden ve Üstad Ali Ulvi Kurucu hocanın tercümesinden mutlaka okumalısınız. Kitabın özeti şu şekilde tercüme edilmiş durumda: "Artık bütün insanlığa en gür sesimle haykırarak ilan ederim ki, insanlığın yegane kurtarıcısı bulunan Hazret-i Muhammed'e olan manevi bağlılık, cihanda en büyük bahtiyarlıktır.İç huzuru denilen o büyük saadete ancak onun feyziyle erilir.Bu nimetten mahrum olan gönül, sahraya atılmış bir kuş tüyüne benzer ki yırtıcı rüzgarların önünde serserice oradan oraya sürüklenmeye mahkumdur."