Ramazan'da ne okunur? 14.04.2021
Sonra Giydirir Aşk Esvabını-Bahadır Yenişehirlioğlu
Romanları ve oyunculuğu ile Türkiye’de ve dünyada büyük ilgiyle takip edilen Bahadır Yenişehirlioğlu özel baskılı ilk şiir kitabında hayata, inanca ve aşka dair duygu dolu şiirleriyle çıkıyor okurlarının karşısına… Görsel ve işitsel bir şölen olarak tasarlanan Sonra Giydirir Aşk Esvabını’da 50’yi aşkın şiir yer alıyor. Kitaptaki şiirlerden bazıları her biri için ayrı ayrı bestelenen müziklerle Bahadır Yenişehirlioğlu tarafından seslendirildi. Sözün ve müziğin gücünü bir araya getiren bu çalışmada, kitabın içine yerleştirilmiş QR kodlarla seslendirilen şiirlere eriştiğinizde çok farklı bir okuma deneyimi yaşayacaksınız.
Beş Şehir-Ahmet Hamdi Tanpınar
Beş Şehir'in asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır. İlk bakışta birbiriyle çatışır görünen bu iki duyguyu sevgi kelimesinde birleştirebiliriz. Bu sevginin kendisine çerçeve olarak seçtiği şehirler, benim hayatımın tesadüfleridir. Bu itibarla onların arkasında kendi insanımızı ve hayatımızı, vatanın manevi çehresi olan kültürümüzü görmek daha da doğru olur. Bizden evvelki nesiller gibi bizim neslimiz de, bu değerlere, şimdi medeniyet değişmesi dediğimiz, bütün yaşama ümitlerimizin bağlı olduğu uzun ve sarsıcı tecrübenin bizi getirdiği sert dönemeçlerden baktı. Yüzelli senedir hep onun uçurumlarına sarktık. Onun dirseklerinden arkada bıraktığımız yolu ve uzakta zahmetimize gülen vaitli manzarayı seyrettik.
Delilim Yok Kalbimden Başka-Serdar Tuncer
Bir sarı çiçek bulmalı şimdi. Oturup başına bir türkü söylemeli: ‘’Ben bağrımı toprak sandım taş imiş / Meğer taşa tohum ekilmez imiş.‘’ Bir sarı çiçek olmalı şimdi. Başında türkü söyleyen adama dönüp bir şiir okumalı: ‘’Taş taş değildir bağrındır taş senin / Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin.’’ Adam çiçek kokmalı o an, çiçek türkü yakmalı. Adamın yüzü sararmalı mahcubiyetten, Çiçeğin yüzü ağarmalı aşktan . Çiçek yüzünü adama dönmeli, adamın yüzü çiçeğe dönmeli. Adamla çiçek bir olmalı. Erimeli çiçek adam. Bir kalp kalmalı ondan geriye. Yokladıkça Allah, kokladıkça ah diyen bir kalp… ‘’Elif lâm ra ‘’İşte bütün hikaye …
Zamanın Behrinde Ramazan Hikayeleri-Necdet Subaşı
“80’lere daha varmamıştık. Henüz yeni yetme bir üniversiteliydim ve iftarı o zamanlara has bir şekilde herkes gibi ben de kendi evimde, ailemle birlikte yapardım. Aile içi yakınlıklar haricinde dikkat çekici davetler olmazdı. İftarlar evde yapılırdı, iftara gitmekten çok iftara çağırmak akılda kalırdı. Aileler arasında protokol yoktu, sadece özel misafirlere açılan göstermelik havalı yemek masalarının, porselen takımlarının evlerde bir yerlere tıkılması için epeyce bir zamanın geçmesi gerekecekti. Yer sofrasında olurduk, kapıyı çalan lafı uzatmazdı, gelir sofraya otururdu. Yemekte herkese bir kaşık bulunurdu. ‘Tanrı misafiri’ diye bir şey vardı ve iftar yemeğinin varsa bir lezzeti, biraz da o, gelenin dualarıyla teşrif ederdi.”