Ramazan'da ne okunur? 09..05.2021

Koronavirüsten dolayı evde vakit geçirenler için Yeni Haber Gazetesi tarafından günlük hazırlanan 'Ramazan'da ne okunur?' köşemizde bugün...

Ramazan'da ne okunur? 09..05.2021

Yavaşla-Kemal Sayar

Büyüğün küçüğü yendiği bir dünyadan, hızlının yavaşı yuttuğu bir dünyaya doğru gidiyoruz.  Afrika sözünde söylendiği gibi, “O kadar hızlı gidiyoruz ki ruhlarımız arkada kalıyor.” Kemal Sayar, daha akıllı telefonların, daha hızlı internetin ve daha hızlı otomobillerin çağında yaşayan bizlere, üzerinde “Yavaşla!” yazan bir tabela gösteriyor âdeta. Hatırlamanın, o geniş şimdide yani anda olmanın, yavaşlığın keşfi ve keyfini sürmenin erdemleri üzerinde düşünmeye çağırıyor bizi. Herkesin zamansızlıktan yakındığı bu çağda; hız yapmanın zaman kazandırmadığını, o hızla benliğimizden, sevdiklerimizden ve biricik hayatımızı duyumsayarak yaşamaktan uzaklaştığımızı anlatıyor. Modern hayatın baş döndürücü hızından uzaklaşmak ve sevdiklerinin gözlerinin içine bakmak isteyenler için, bir kılavuz kitap.

yavasla-002.jpg

Bin Muhteşem Güneş-Khaled Hosseini

Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan’ın Khaled Hosseini’de yaşadığı gibi. Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı’yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Hosseini’nin ikinci romanı. Yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden… Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar… Khaled Hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. Başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem. Bin Muhteşem Güneş, kelimenin tam anlamıyla "beklenen" bir roman...

bin-muhtesem-gunes-002.jpg

Simyacı-Paulo Coelho

Simyacı, Brezilyalı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho'nun, yayınlandığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir `fenomen' olarak değerlendirilen üçüncü romanı. Simyacı, altı yılda kırk iki ülkede yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel Garcia Marquez'den bu yana görülmemiş bir olay. Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir `klasik' kimliği kazanan Simyacı'yı Saint-Exupery'nin Küçük Prens'i ve Richard Bach'ın Martı Jonathan Livingston'u ile karşılaştıranlar var (Publishers Weekly). Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir `nasihatnâme': `Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın?' sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen romanın altı yılda, yedi milyondan fazla okur bulmasının gizi, kuşkusuz, onun bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor. Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu seyretmek için şafak vakti uyanmaya benziyor.

simyaci-001.jpg

Beyaz Zambaklar Ülkesinde-Grigory Petrov

Finlandiya’nın kuruluşunu ve bataklıklar ülkesinden beyaz zambaklar ülkesine dönüşümünü anlatan, Grigory Petrov’un en ünlü eseridir. 1900’lerin başında, yazarın Finlandiya’ya yaptığı seyahatlerde aldığı notlardan oluşmuştur. Eserde; Finlandiya’nın taşlı ve verimsiz arazilerden, eğitimsiz ve fakir insanlardan, yozlaşmaya doğru hızla yuvarlanan baskıcı bir sistemden, özgürlüğe ve uygarlığa kavuşma serüveni incelenmekte, aydınların halkı harekete geçirip bugün sahip oldukları kültür, sanayi ve eğitimin kurulmasına önayak oluşu anlatılmaktadır. Eğer isterse ve çaba gösterirse, halkın, uygarlık mücadelesinin her alanında nasıl başarılı olacağına örnek teşkil etmektedir. Kitabı okuyan herkes “Bizde eksik olan nedir?” sorusunu kendisine soracak ve gücün asıl kaynağını keşfedecektir.

beyaz-zambaklar-ulkesinde-001.jpg