Psikolojik yıkıma fırsat verilmesin
Tüm Türkiye’yi derinden sarsan depremlerin ardından birçok vatandaş hayatını kaybetti ve binlerce ev yıkıma uğradı. Yaşanılan olaylar kişilerde psikolojik yaralara da sebep oldu. Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Psikolog Beyza Özpınar, “Afetten sadece maruz kalanlar değil, afet görüntülerine tanıklık edenler, gönüllüler, medya çalışanları, afette yakınını ya da mal varlığını kaybedenler olumsuz etkilenebilir. Bu durum, dayanışma ve birliktelikle aşılabilir” dedi.
Tüm Türkiye’yi derinden sarsan depremlerin ardından birçok vatandaş hayatını kaybetti ve binlerce ev yıkıma uğradı. Yaşanılan olaylar kişilerde psikolojik yaralara da sebep oldu.
Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Psikolog Beyza Özpınar, “Afetten sadece maruz kalanlar değil, afet görüntülerine tanıklık edenler, gönüllüler, medya çalışanları, afette yakınını ya da mal varlığını kaybedenler olumsuz etkilenebilir.” dedi.
Yaşanan büyük depremden sadece depreme maruz kalan insanlar değil, tüm Türkiye etkilendi. Depremi psikolojik yönden değerlendiren Psikolog Beyza Özpınar, depreme tanıklık eden veya herhangi bir yönden etkilenen insanlara nasıl davranılması gerektiğinden bahsetti. Doğal afetlerden herkesin etkilediğini söyleyen Özpınar, “Deprem, yangın, sel gibi doğal afetler her zaman toplumsal olarak hepimizi olumsuz etkileyen durumlardır. Özellikle ülkemizde üst üste yaşanan depremlerden ve sık sık deprem haberlerine maruz kalmaktan kaynaklı toplumsal travma yaşabiliyoruz. Afetten sadece maruz kalanlar değil, afet görüntülerine tanıklık edenler, gönüllüler, medya çalışanları, afette yakınını ya da mal varlığını kaybedenler olumsuz etkilenebilir. Bu durumlar sonucunda, afet sırasında ya da sonrasında farklı belirtiler gözlemlenebilir. Doğal afetlere verilen psikolojik ve fiziksel tepkiler, yaşanılan koşullar içinde verilen normal tepkilerdir. Yani bizler anormal durumlara karşı normal tepkiler veriyoruz diyebiliriz.” İfadelerine yer verdi.
‘BİR ARADA OLMALIYIZ’
Yaşanılan durumlara karşı bir içinde olunması gerektiğini belirten Özpınar, “Deprem gibi doğal afetlerin yaşandığı esnada ve sonrasında, şoka girmek veya donakalmak, fiziksel şikâyetler, baş ağrısı, mide bulantısı-kusma, uyuşukluk hissi, uyku ve iştah problemleri, korku, panik, suçluluk, endişe, çaresizlik, karamsarlık gibi duyguların hissedilmesi ve bu duyguların sürekli değişkenlik göstermesi, aşırı enerji veya yorgunluk hissinin yaşanması, çabuk irkilme durumunun yaşanması, depreme ait ses, görüntü gibi durumlar istemsize aklınıza gelmesi gibi belirtilerin gözlemlenmesi normaldir. Verilen tepkiler zamana ve duruma göre değişkenlik gösterebilir. Bu belirtiler gözlemlendiğinde elbette uzun vadede psikososyal destek almak önemlidir fakat ilk aşamada psikososyal destekten ziyada kendimize ve çevremizdeki insanlara psikolojik destekte bulunmak son derece önemlidir. Toparlanmak için kendimize zaman tanımak önemlidir. Zorlansak da uyku ve yeme ihtiyaçlarımızı düzenli olarak karşılamamız gerekmektedir. Yaşadığımız olaylarla baş edebilmek için kontrolsüz ilaç, madde, alkol gibi maddelerden kullanımından kaçınmak gerekmektedir. Bu olayı yaşayan herkes benzer duyguları hissetmektedir, duygularımızı paylaşmak, ailemizle ve sevdiklerimizle bir arada olmaya çalışmaya gayret göstermek önemlidir.” diye aktardı.
‘DİNLEMEK OLDUKÇA ÖNEMLİDİR’
Olayı yaşayan insanların anlattıklarının dikkatli bir şekilde dinlenmesi gerektiğini vurgulayan Özpınar, “Yakınlarımıza şu şekilde destek olabiliriz. İlk olarak kişiyle bir ilişki kurmak ve dinlemek oldukça önemlidir. Güvenliğini ve temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra kişiyi aktif bir şekilde dinlemek gerekir. Kişi yaşadığı olayı ayrıntılı ve tekrar tekrar anlatmak isteyebilir ya da bu konu hakkında hiç konuşmak istemeyebilir. Olayı anlatmak istediğinde sabırla dinlemek, paylaşım yapmak istemiyorsa bu konuda ısrarcı olmamak gerekir. İnsanlar o an bu konuda yardım istemiyor olabilir, saygılı ve nazik olmak gerekmektedir. Dinlerken yargılamak, eleştirmek, ayrıntı anlatması için kişiyi zorlamak, olumsuz sonuçlara yol açabilir. İhtiyacı olduğunda yanında olacağınızı hissettirmek gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
‘BASİT CÜMLELER KURMAYIN’
Destek olmak için konuşulan kişiye basit cümleler kurulmaması gerektiğinin altını çizen Özpınar, “Yapılan çalışmalar hakkında doğru bilgiler vermeye, kişinin ihtiyaçlarına yönelik doğru yönlendirmeler yapmaya özen gösterin. ‘Her şey iyi olacak’, ‘senin yerinde olmak istemezdim’, ‘düşünmemeye çalış’, ’ yaşadığın için şanslısın’ gibi basit cümleler kurmamaya çalışın. Bu tarz cümleler insanlara kendilerini yalnız hissettirebilir. Ailesine, yakınlarına ulaşması konusunda yardımcı olmak iyi hissetmelerini sağlayabilir. Fakat burada tutamayacağınız sözler verilmemesi çok önemlidir. Yapabileceklerimizin ve yapamayacaklarımızın farkında olmak ve ona göre hareket etmek kendimizi zor duruma sokmamamız konusunda da bir önlem niteliği taşımaktadır. Hepimiz zor zamanlardan geçiyoruz. Bu zor günleri birlik ve dayanışma içinde aşmamız dileğiyle.” sözlerine yer vererek konuşmasını sonlandırdı.
• BÜŞRA ERKUŞ / YENİ HABER GAZETESİ