Prof. Dr. Karul: Karahantepe’de ‘insanı’ arıyoruz
Prof. Dr. Karul: Karahantepe’de temel odak noktamız yerleşik hayatın başlangıcına ilişkin insanı anlamak. Türk insanının da burayı dersler çıkarmak için bir araç olarak algılaması gerekiyor. Kesinlikle insanlar daha çok şaşıracak.
Göbeklitepe ve Karahantepe’nin de aralarında olduğu Şanlıurfa’daki ‘Taş Tepeler’, âdeta 12 bin yıl önceye açılan pencere gibi... Kazılarda çıkan her yeni buluntuyla eski devirlerdeki sanat zevki ve teknik, modern insanı daha çok şaşırtıyor. İnsanın zannedildiğinden çok önce yerleşik hayatta olduğu, geometri bildiği ve hatta baş ameliyatı yapabildiği şimdilik anlaşılanlardan bazıları… 12 merkezin olduğu ‘Taş Tepeler’deki kazılar heyecanla devam ederken biz de bölgedeki kazıların başkanı Prof. Dr. Necmi Karul’la Karahantepe’yi odağımıza alarak sohbet ettik…
> Arkeoloji dünyasının gözlerini çevirdiği Göbeklitepe ve Karahantepe’de kazı başkanlığı yapıyorsunuz. Bulduğunuz herhangi bir şeyle tarih kitaplarına yazılanlar değişebilir. Bu şans olduğu kadar biraz da mesuliyet sanki…
Arkeolojinin doğası gereği zaten her vurduğunuz çapa, bilmediğiniz bir şeye uzanıyor. Bugün hayat ne kadar renkli ise geçmişte de o kadar renkliydi. Bu renklilik içerisinde yolculuk yaparken onu tahrip etme potansiyeliniz de var. Zira bir daha geri alınamayacak şekilde müdahalede bulunuyorsunuz. Bazı yerlerin göz önünde olması ise başka handikapları beraberinde getiryor. Yine de ben bunu olumlu karşılıyorum. İnsanların bir şeye sahip çıkıyor olması bizi mutlu ediyor.
Prof. Dr. Necmi Karul: “Karahantepe’de 250 olarak tespit ettiğimiz dikili taşların sayısı yeni kazılarla birlikte 300’e çıktı. Artık saymayı bıraktık!”
KARAHANTEPE DAHA FARKLI
> Göbeklitepe’yle birlikte 11 alan daha “Taş Tepeler” adıyla dünyaya duyuruldu. Onların arasındaki Karahantepe’nin Göbeklitepe’yi geride bırakacağı iddia ediliyor. Karahantepe ne vadediyor?
Uzun zamandır Göbeklitepe’nin tek olmadığını biliyorduk. Onu içinde bulunduğu bütünü anlamakla doğru tanımlayabilirdik. Bu sebeple 12 noktada daha kazılara başladık. Henüz Karahatepe’nin Göbeklitepe’den daha eski olduğuna dair verilere ulaşamadık. Kazmakta olduğumuz yerler MÖ 9.200 ile 8.500’ler arasında… Fakat bölgenin farklılıklarını görebiliyoruz. Göbeklitepe’de hayvan sembolleri varken, Karahantepe’de insan figürleri öne çıkıyor. Burada betimlenen insanların kimi sembolize ettiğini ispat etmemiz ise mümkün değil.
ODAĞIMIZDA İNSANI ANLAMAK VAR
> Karahantepe’deki kazıların odak noktasında ne var?
Şimdiye kadar sadece yüzde 3-4’e tekabül eden, 10 hektarlık bir alanı kazabildik. Temel odak noktamız yerleşik hayatın başlangıcına ilişkin insanı anlamak ve çevrenin durumunu çözümlemek. Tabii, insanın düşünce sistemine dair yorum yapmaya da çalışıyoruz. Ancak kazı alanı sizi belirli yerlere yönlendirebiliyor. Karahantepe’de, ritüellerin yapıldığı kompleksin daha iyi anlaşılmasını sağlamak hedeflerimizden. Önümüzdeki yıllarda alanın başka iki noktasında daha kazılar yapacağız.
> Peki, elimizdeki datalara göre Karahatepe’de 12 bin yıl evvel yaşayan insanların günlük hayatı nasıldı?
Karahantepe’de iki tür yapıya sahibiz: İnsanların yaşadıkları yerler ve bir araya geldikleri alanlar. Verilerimiz buralardan geliyor. Konutlarda yabani tahılların toplanıp öğütüldüğü, yemişlerin tüketildiği, çok çeşitli hayvanların yendiği bir hayat vardı. Tabii, insanların aletler üretip, hayatlarını bugün olduğu gibi yaşadıkları bir yerdi Karahantepe... Özel yapılarda ise toplumun hafızasını canlı tutacak hikâye anlatıcıları önemli bir yere sahipti. Ben özel yapıların tapınak değil, çok fonksiyonlu binalar olduğunu düşünüyorum ama tapınma yapılmadığını söylemiyorum.
BİLİNMEZLİK HEYECAN VERİCİ
> Karahantepe’de özel olarak beklediğiniz bir yapı var mıdır?
Daha önce bilinmeyen pek çok şey bulunduğu için herhangi bir hedef koymak Karahantepe’yi küçümsemek olur. Bilinmezlik daha fazla heyecan verici. Şu anda elimizde analizleri beklenen birçok şey var. Bunların sadece biri bile bize yeni şeyler öğretmeye yetecektir. Arkeoloji insanların şaşırmasını garanti ediyor; kesinlikle insanlar daha çok şaşıracak.
MODERN İNSAN GEÇMİŞİ 'İLKEL' ZANNEDİYOR
> İsrailli arkeologlar Göbeklitepe’dekilerin geometri ve astronomi bildiklerinden bahsediyor; Karahantepe’de ise insan figürlü baş deliği ameliyatı yapılmış. Bu aslında ciddi bir medeniyetin işareti değil mi?
Modern toplum, geçmişi “ilkel” olarak tanımlar. Geçmişi küçümsediğimizde ise eski insanların yaptıkları şeylere hayret duyarız. Aslında bir noktada “Asıl gelişmiş olan biziz. Ne hakla yaparlar!” demiş oluruz. Bunun sebebi bugünkü toplumun kendini her şeyin üzerinde görmesi... Avrupa’nın anıtsal yapı bırakan Helen ve Roma uygarlıklarını kendisine bir geçmiş olarak seçmesinin sebebi de budur. Çünkü dünyanın geri kalanından üstün olduklarını ispat etme ihtiyacı duymuşlardı. Dolayısıyla Taş Tepeler’den çıkarılan bu kalıntılar, bizi geçmişimizle yüzleştiren, insanın kâinatta küçük bir parça olduğunu ve bunun hiçbir zaman değişmeyeceğini gösteren şeyler. Bunun yüzden Türk insanın Karahantepe’yi dersler çıkarmak için bir araç olarak algılaması gerekiyor.
SANAT ZİRVEDEYDİ
> Karahantepe’de bulunan bir heykel son günlerde sosyal medyada popüler oldu. Bu Karahantepe’de ciddi bir sanat anlayışının da meydana geldiğini göstermiyor mu?
Ziyadesiyle gösteriyor. Karahatepe’deki tasvirlerin yanında Sayburç’ta da inanılmaz betimlemeler var. Bu tasvirler Neolitik dönemde sanatın geldiği noktayı gösteriyor. Kaldı ki biz bu eserlerin benzerlerini bütün Yakın Doğu’da beş bin yıl sonra görüyoruz.