Osmanlıcayı başka bir dil gibi algılamak yanlış
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı Ekrem Erdem, Osmanlı Türkçesi öğrenimine dair yaşanan tartışmaları anlamanın mümkün olmadığını belirterek, "Dünümüz bizim tarihimiz; dün ile bugün arasına duvar örmek ne kadar mantıklı? Bana göre bu duruma, kendi kültürümüz açısından bir bakıma Berlin Duvarı'nın yıkılması diyebiliriz. Bu duvarın yıkılması insanımıza yeni ufuklar açacak" dedi.
AA muhabirine, 19. Milli Eğitim Şurası'nın Osmanlı Türkçesi öğretilmesine yönelik tavsiye kararını değerlendiren Erdem, tartışmalarda kullanılan "Osmanlıca" tabirinin yanlış olduğunu, "Osmanlı Türkçesi" ifadesinin daha doğru olacağını söyledi.
Osmanlı Türkçesi ile günümüzde kullanılan Türkiye Türkçesi arasındaki bariz farkın alfabeden ibaret olduğuna işaret eden Erdem, alfabe değişikliğiyle birlikte o güne kadar Arap alfabesiyle yazılan Türkçe metinlerin Latin alfabesiyle yine Türkçe yazılmaya başlandığını anlattı.
Erdem, "Osmanlıcayı bir başka dil gibi algılamak yanlış. Yunus Emre'yi nereye koyacaksınız? Osmanlı alfabesiyle yazıldı diye yabancı dil mi göreceğiz? Burada ciddi bir cehaleti görüyoruz, bu cehalet önce 'Osmanlıca' ifadesinde kendisini gösteriyor" dedi.
Türkçenin de çok büyük sıkıntıları bulunduğunu ve bunlardan kimsenin söz etmediğini ifade eden Erdem, Türkçeye her geçen gün özellikle Batı'dan, en ufak bir değişikliğe tabi tutulmadan, yeni kelimeler girdiğini, bunun da Türkçenin kabalaşmasına, birçok özelliğini kaybetmesine neden olduğunu kaydetti.
Osmanlı Türkçesinin öğrenilmesinin, öğretilmesinin genç nesillere, aydınlara yeni ufuklar, alanlar açacağını vurgulayan Erdem, "Dünümüz bizim tarihimiz; dün ile bugün arasına duvar örmek ne kadar mantıklı? Bana göre bu duruma, kendi kültürümüz açısından bir bakıma Berlin Duvarı'nın yıkılması diyebiliriz. Bu duvarın yıkılması insanımıza yeni ufuklar açacak" diye konuştu.
Osmanlı Türkçesi derslerine karşı çıkılmasıyla bir nevi bilgi düşmanlığı yapıldığını, kütüphanelerde asırların birikimi Osmanlı Türkçesi ile yazılmış eserlerin, okuyan olmadığı için kilitli kapılar ardında durduğunu ifade eden Erdem, "Osmanlı Türkçesi eğitimiyle yeni nesil iki alfabeli olursa, tarihe yönelik evrakları, kitapları Osmanlıca olarak okursa bundan kaybımız olmaz, karımız olur. Çünkü bilginin bir zararı değil, yararı olur" değerlendirmesinde bulundu.
"Osmanlı Türkçesi bizim ana dilimiz, bu başka bir dil değil"
Ekrem Erdem, Osmanlı medeniyetinin tarihin en büyük medeniyetlerinden birisi olduğuna işaret ederek, kendisinin yıllarca arşivlerde çalışmalar yaptığını, Osmanlı müesseselerini araştıran ABD ve Japonya'dan gelen çok sayıda araştırmacı birçok Türk araştırmacıdan daha iyi Osmanlıca Türkçesine hakim olduğunu ve birçok yabancı araştırmacının Osmanlıca Türkçesini ana dili gibi kullandığını anlattı.
"Osmanlıca denilen şey, Osmanlı Türkçesi bizim ana dilimiz, bu başka bir dil değil" diyen Erdem, şöyle devam etti:
"Biz, bu coğrafyada güçlü bir medeniyet olacaksak önce tarihi kaynaklarımıza yeni neslin, aydınlarımızın mutlaka inmesi lazım. Yaşanan tartışmaları görünce insan üzülüyor. Hele de bir siyasi partinin, CHP'nin bunun üzerinden polemik yapması, Osmanlı düşmanlığı yapıyor olması anlaşılır gibi değil. Bu kendi kültürümüzü, değerlerimizi bilmemekten kaynaklanıyor. Tarih düşmanlığını, kültür düşmanlığını anlamak mümkün değil. Bugün savunulması gerekiyorsa, Atatürk'ün yaptığı en önemli devrimlerden birisi harf devrimiyse, o zaman harflere sahip çıksınlar. Çoğu alfabemizi artık İngilizce seslendirmeye başladı, bu Türkçenin bittiğidir. Şu anda özellikle yeni nesil -f harfini 'ef', -h harfini 'eyç', -i harfini 'ay', -m harfini 'em', -s harfini 'es' diye seslendiriyor. Bu tartışılması gereken, ülkenin temel meselelerinden bir tanesi."
"Osmanlı alfabesinin aslı Arapçadır, ama bu Türkçeleşmiş bir alfabedir"
Osmanlı Türkçesini öğrenmenin zor olmadığını, kendi çabasıyla bu dili öğrendiğini, 1 haftalık eğitimle Osmanlı Türkçesi ile yazılmış bir romanın okunabileceğini anlatan Erdem, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği olarak Osmanlı Türkçesi kursları düzenlediklerini ve kurslara yoğun talep olduğunu belirtti.
Erdem, "90 yıldır Osmanlıca yönünde talep hep vardı. Osmanlı alfabesini geride bırakarak, Latin alfabesine geçme kararını verenler dahi, özel hayatlarında hep Osmanlı alfabesini kullanmışlardır. Osmanlı alfabesinin aslı Arapça'dır, ama bu Türkçeleşmiş bir alfabedir. Latin alfabesini de Batı'dan aldık, ama bizim alfabemiz İngiliz, Fransız alfabesine benzemez. Osmanlı alfabesi de aynı şekilde, yani Türkçeleştirilmiştir. Arapçada olmayan Türkçe bir takım sesler de bir şekilde burada ifade edilmiş" diye konuştu.
19. Milli Eğitim Şurası'nda 75 civarında tavsiye kararı alındığını ve bunlardan sadece Osmanlı Türkçesine ilişkin kararın tartışılmasına anlam veremediğini ifade eden Erdem, şöyle devam etti:
"Bunun tartışılmasının sebebi de maalesef bir kesimin cehaletinden kaynaklanıyor, bunu ideolojik şekilde reddetmelerinden kaynaklanıyor. Bu teşekkür edilmesi gereken bir konu. Bu işe muhalif olanlara tavsiyem; gitsinler Osmanlı Türkçesi nedir onu bir öğrensinler. Yıllardır bizi kandırdılar, zor diye... Hiç de zor değil, en azından Latin alfabesi kadar zor değil. Latin alfabesiyle not almakta zorlanırsınız, ama Osmanlı alfabesiyle not almakta zorlanmazsınız, steno gibidir. Kalemin ufak bir hareketi, diş çıkışı bir harfter, çok hızlı yazılır. Normalde Latin alfabesiyle bir sayfa yazıyı rahatlıkla yarım sayfaya sığdırırsınız, tasarruf açısından da önemli bir alfabe.
Ben Osmanlı Türkçesini 'Yeni Türkiye' için kazanım olarak görüyorum, karşı duranlara da feraset diliyorum. Biraz medeniyetten, medeniyetimizden haberdar olanların hep tavsiyesi, 'aydın olmanın olmazsa olmaz şartı Osmanlıca bilmek' derler. Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı sıfatıyla bu tartışmayı yerinde buluyorum, en azından bilmeyenler de öğrenecekler. Osmanlı Türkçesinin, Türkçe dışında bir dil olmadığını herkesin bilmesi, böyle bir cehaletten Türkiye'nin kurtarılması gerektiğini düşünüyorum."