"Orman yangınlarında hayatını kaybeden 105 kardeşimize şehit unvanı verilecek"
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, "Orman yangınlarında hayatını kaybeden 105 kardeşimize şehitlik unvanı verilmesini sağlıyoruz. Gözünü kırpmadan yeşil vatanı için canını feda eden bu kardeşlerimizin yakınlarına, ailelerini manen mutlu etmek adına da biz bu şehitlik payesini 105 kardeşimize de vermiş olacağız" dedi.
Bakan Kirişci, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Muğla Tarım Sektörü Temsilcileri Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, Muğla'nın tarımsal üretimde önemli bir şehir olduğunu söyledi.
Kentin, nüfusunun 16 katı turisti misafir ederek ihtiyaçlarını karşıladığını ifade eden Kirişci, su ürünleri alanında da ülke ihracatının üçte ikisinin Muğla'nın karşıladığı bilgisini verdi.
"Orman gelirlerinden köylülere pay verilecek"
Muğla'da orman köylülerinin bulunduğuna dikkati çeken Kirişci, orman gelirlerinden köylülere pay vereceklerini kaydetti.
Orman köylüsünün, "Zaten ben de bu ormanın küçük de olsa bir hissedarıyım. Burayı benim daha fazla korumam daha fazla kollamam gerekir" diyeceğini söyleyen Kirişci, "Biz zaten onların koruduğunu biliyoruz. Ama fazlasını yapabilmelerine imkan sağlayacak bir düzenleme olmuş olacak. Buradan kendilerine gelir aktaracağız. Ormanda kesim yapan arkadaşlarımız sigortalı ise bunların kesmiş oldukları ürünleri yüzde 5 daha yüksek fiyattan alacağız. Böylelikle de onların sosyal güvenceli olmalarını teşvik edeceğiz" dedi.
Kirişci, orman köylülerinin odun ve kereste ihtiyacını maliyetinin yüzde 70 aşağısına alacağını kaydetti.
"Orman yangınlarında hayatını kaybeden 105 kardeşimize şehitlik unvanı verilmesini sağlıyoruz"
Muğla'nın önceki yıllarda orman yangınları yaşadığınını anımsatan Kirişci, şöyle konuştu:
"Bizim 44 bin civarında çalışanımız var. 2021 ve 2022 yangınlarını beraber yaşadık. Hayatını kaybeden kardeşlerimiz oldu. Rabb'imden hepsine rahmet niyaz ediyorum. Bunların içerisinde ülkemize yangını söndürmek için gelen yabancılar da vardı. Toplam sayı 135, yabancıları çıkardığımız zaman 105. Biz bu mevzuatla orman yangınlarında hayatını kaybeden 105 kardeşimize şehitlik unvanı verilmesini sağlıyoruz. Bu kanun bunları da sağlıyor. Gözünü kırpmadan yeşil vatanı için canını feda eden bu kardeşlerimizin yakınlarına, ailelerini manen mutlu etmek adına da biz bu şehitlik payesini 105 kardeşimize de vermiş olacağız. Tabii bundan sonra tek bir kardeşimizin tırnağına bile bir zarar gelsin istemeyiz. Ama hayatın akışı içerisinde bu gibi hadiseler oluyor. Böylelikle de bir düzenlemeyi de sağlamış olduk."
Göreve geldikten sonra Orman Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşlerinin makine ve insan kaynakları noktasında güçlendirilmesi için çaba gösterdiklerini vurgulayan Kirişci, 5 bin 300'ün üzerinde OGM'nin, 5 bin 700'e yakın DSİ’nin makine parkının bulunduğunu vurguladı.
Muğla'ya da bu yıl 14 arazöz, 2 tane 28 tonluk su tankeri, 10 ilk müdahale aracı, 3 kamyon ve 26 tonluk 2 ekskavatör olmak üzere toplamda 30 araç takviyesi yaptıklarını vurgulayan Kirişci, kentteki araç sayısının 540'a çıktığını dile getirdi.
Muğla'daki orman yangınlarında zarar gören alanları hızla ağaçlandırdıklarını belirten Kirişci, şöyle dedi:
"2021 yılında yanan 50 bin 470 hektarlık bir alan vardı. Hemen yangın sonrası çalışmalar başladı. 201 milyon fidan toprakla buluşturuldu. Artık burada sahanın tamamı yeniden ormanlaştırılmış oldu. Hani birileri var ya sürekli yanan bir orman alanı gördüklerinde 'Acaba burada ne zaman bir otel yükselecek?' diye bekleyen ama avucunu yalayanlara da buradan duyurmuş olalım. Böyle bir çalışma asla yapılamaz. Asla müsaade edilemez. Çünkü hukuk buna izin vermez. 2022'de 5 bin 671 hektar alan yandı. Bu 5 bin 671 hektarlık sahanın yüzde 67'sinde üretim, yüzde 37'sinde de saha hazırlığı çalışmaları tamamlandı. 10 milyon 600 bin fidan da toprakla buluşturuldu."
Türkiye'deki çam balının yüzde 90'ının, dünyanın da yüzde 85'inin Muğla'da üretildiği bilgisini veren Kirişci, "2021 yangınında bu balı ürettiğimiz alanlar da yok oldu' demeyelim. Zira bu 50 bin 470 hektarlık alanın sadece vermiş olduğu zarar, bizim çam balı üretim alanımızın yüzde 5'ine tekabül ediyor. Keşke o da olmasaydı" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin "asrın felaketi" olarak nitelenen bir depremi yaşadığını, 3 kentte de sel felaketinin olduğunu kaydeden Kirişci, şöyle konuştu:
"Bakanlık olarak ilk günden itibaren 15 bin çalışanımız ve 5 bin makinemizi seferber ettik. Sahada vatandaşlarımızın yarasının sağlanmasına katkı sağladık. Birbirine bitişik 11 ilin eş zamanlı olarak depremden zarar görmesi birbirine yakın iller birbirine çare olamadı. Çünkü hepsi depreme muhatap oldu. Bir kıyamet senaryosu desek abartı olmaz. Sınırlarımızı aşarak pek çok coğrafyayı da etkilemiş olan bir depremden söz ediyoruz. Bu deprem millet olarak hepimizi derinden etkiledi.
Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya'da sel ve taşkın hadisesi yaşadık. Orada da can kayıplarımız oldu ve maddi kayıplar yaşadık. Şanlıurfa'ya 3 günde 138 kilogram yağış düştü. Üstleri kapanmış olan dereler, akmaz hale getirilen menfezler ve aşırı yağışın etkisiyle bir felakete dönüştü. Çok şükür oralarda da yaralar hızla sarılıyor. Bölgede 60 bin ton odun dağıttık. 16 bin ton hayvanlar için yem dağıttık. 1,4 milyar liralık yem desteği verdik. Gıda ve temizlik maddesi, giyim malzemelerini de karşılamaya çalıştık."
Kalıcı konutların temellerinin atılmaya başlandığına dikkati çeken Kirişci, Bir yılda köy evleri ve konutlarını bitireceklerini dile getirdi.
Orman Kanunu başta olmak üzere 9 kanunda değişiklik öngören bir paketin meclisten geçtiğini belirten Kirişci, bu değişikliklerin devrim niteliğinde olduğunu belirtti.
Türkiye iklimsel açıdan kuraklıkla aşırı yağışı bir arada yaşayan ve bunu da deneyimleyen bir ülke olduğuna işaret eden Kirişci, "Artık hiç kimsenin buna itirazı kalmadı. Türkiye'nin yüzde 55-60'ı yanmaya meyilli ormanla kaplı bir coğrafya. Tam kuraklığı konuşuyorduk ülke olarak bir anda aşırı yağışları, sel ve heyelanları konuşmaya başladık. Dolayısıyla biz bu gerçekleri kabul ederek kendimizle ilgili doğru bir üretim planlaması yapmak zorundaydık. Tarımda planlama şart. Bu planlamayı sağlayacak olan mevzuat şuanda kanun artık bizim meclisimizden geçti. Bundan sonra resmi gazetede yayınlanmasının ardından en kısa sürede alt mevzuatları çıkarılarak uygulamaya konulacak" diye konuştu.
Son 20 yılda Türkiye'nin nüfusunun 65 milyondan 85 milyona çıktığını, ülkeyi ziyaret eden turist sayısının ise 15 milyondan 50 milyona yükseldiğini vurgulayan Kirişci, Türk Hava Yolları'nın da 225 destinasyona uçarak 185 milyon yolcuya ülke üreticilerinin ürünlerinden hazırlanan yemekleri servis ettiğini ifade etti.
"Tarım sigortasını zorunlu hale getireceğiz"
Türkiye'nin son yıllarda hızla büyüdüğüne ve tarım alanlarının azaldığına dikkati çeken Kirişci, şunları kaydetti:
"Üretiyoruz, sanayileşiyoruz, şehirlerimiz büyüyor. Bizim tarım alanlarımız ister istemez giderek azalıyor. Kişi başına düşen arazi miktarımız 2002 yılında 4 dekar iken bugün 2,8 dekara geriledi. 2050 projeksiyonu olarak da 1,7 dekara düşeceği öngörülüyor. Hal böyle olunca planlı tarım bunun için gerekiyor. Gelişigüzel üretimden bunun için kurtulmamız gerekiyor. Biz sözleşmeli üretimi getirdik. Bundan sonra stratejik ürünlerde gerektiğinde sözleşmeli tarımı zorunlu kılacağız. Böylelikle üreticinin mağdur edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Sözleşmeli üretim modeliyle hem alıcıyı hem üreticiyi gözetiyoruz.
Burada tarım sigortasını zorunlu hale getireceğiz. Sözleşmeli üretim de yine bir devrim niteliğinde. Varis nedeniyle yüzbinlerce dekar boş kalan tarım arazileri var. Bu araziler iki yıldan fazla boş bırakılırsa kira uygulaması yapacağız. Rayiç kira bedelini varislerse varislerin mülk sahibi ise mülk sahibinin hesabına yatıracağız. Amacımız bir karış toprağımız boş kalmasın. Böylelikle var olan kapasitemizi en üst düzeyde kullanıyor olacağız."
Programa Muğla Valisi Orhan Tavlı, AK Parti Muğla Milletvekilleri Yelda Erol Gökcan, Mehmet Yavuz Demir, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey de katıldı.