ÖNÜMÜZE BAKALIM
Çok şükür 31 Mart’a ulaştık. Çok sert bir seçim süreci yaşadık. Gerçekten, kullandığım kelime seçim atmosferinin yaşandığı dönemi çok iyi ifade edebiliyor mu?
Yerel seçimler olmasına rağmen, yapılan bütün mitinglerin havası çok sert oldu. Belediye ile ilgili hizmet alanları, yapılacak çalışmalar hakkında bahsedilmesi gerekirken, ülkenin varlık ve bekası davasına dönüştü.
Belediyecilik, projeler, başkan adayları profili ikinci planda yer aldı. Halkın oy kullanmada ölçüsü, ülkenin yönetimini elinde bulunduracak siyasi otorite ve anlayışı oldu.
Ülke çapında yapılan mitinglerdeki hava, kullanılan argümanlar ve dil, genel seçimlerin mantığını çağrıştırdı.
Seçmenler sandığa gidip oylarını kullanırken, hep bu düşünce etkisi ile oyunu kullandı. Sandığa gitme/gitmeme tereddüttü yaşanmadı.
Oy kullanmanın mutlak gerekli olduğuna inanan herkes sandık başına koştu. Başka yerlerde olup, oy kullanmak için seçmen kaydının bulunduğu yere gitmek için çaba sarf etti.
Sonuçlar kısa bir sürede netleşecektir. Seçim ülkemize inşallah hayırlar getirecektir. Bu ülkenin kaderi ile oynamak kimsenin harcı değil.
Bu millet, mayasında bulunan olağanüstü bir özelliği ile, hizaya gelecekleri hizaya getirmesini bilmiştir. Bunun Milletimize Allah (c.c) tarafından bahşedilmiş önemli bir değer olduğuna inanıyorum.
Artık önümüze bakmalıyız. Her fert, bulunduğu yerde, ülke ve millet için ne yapması gerekiyorsa onu yapmanın gayreti içinde olmalıdır.
30 Mart seçimleri bir milat olduğu inancı ile; Besmele çekerek yeniden kaldığımız yerden ötelere doğru hızlı adımlarla devam etmeliyiz.
Gelecek için umutlarımız var. Gelecek için beklentilerimiz var. Gelecekte; bizlerden, ülkemizden çok önemli beklentiler var.
Seçim gerginliği geride kaldı anlayışını benimsemeliyiz. Küskünlükler, dargınlıkları hayatımızın bir parçası olmamalı.
Bütün dargınlıklar zaman içinde erir gider. Güzelliklerin, imkanların, iyiliklerin farkında olmalı ve kıymetini bilmeliyiz.
Yaşadığımız coğrafyanın önemini bilerek sahip çıkmalıyız. Bin yıldır beraber olduğumuz beşeri yapının özelliğini bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim.
Tarih bilgimiz, bu coğrafya üzerinde yaşamanın kolay olmadığını, karşılığının büyük bedeller olduğunu söylüyor.
Büyük bedeller, büyük olan milletlere ödettirilir. Bu gerçeğin farkında olmak önemlidir. Bu gerçeği bilmek, öğretmek zorundayız.
Pişmanlık, nedamet duymak önemli bir meziyet. Pişmanlıklar geleceğin ve başarının anahtarıdır.
Herkes görev başına. Görevden kaçmak, görevi başkasına ihale etmek, nasıl olsa birileri yapar demek, bu zihniyetle hareket etmek –kusura bakmayın- ihanet etmek demektir.
Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsızlık duyanları ekmeğine yağ sürmeyelim. Gelecek için umut bağlayanların umutlarını karartmayalım.
Toplumun kahır ekseriyetinin düşündüğü gibi düşünüp hizmet edenlerin çalışmalarına omuz verelim. Devlet otoritesi ve tabi olmak, değerlerimiz ölçüleri doğrultusunda çok önemlidir.
Seçme/seçilme, oy hakkı asla vazgeçilemeyecek bir işleyiş sistemidir. Bunlara iyi sahip olmak ve kullanmak zorundayız.
Geçmişten ders alarak geleceğe umutla bakalım. Hayırlara vesile olacak çalışmalara omuz verelim.
Seçimlerin neticeleri hayırlara vesile olması dilek ve duamız olsun.